Ak Partili Aktay’dan Kışanak’ın Gözaltına Alınmasına İlişkin Açıklama
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, Gültan Kışanak'ın gözaltına alınmasına ilişkin Diyarbakır Başsavcılığı'nın çok ciddi deliller...
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, Gültan Kışanak'ın gözaltına alınmasına ilişkin Diyarbakır Başsavcılığı'nın çok ciddi deliller ve bulgular olduğuna dair açıklamaları olduğunu belirterek, "Bu açıklama çerçevesinde yapılan işlem hukuki bir işlem, yargı işlemidir. Bu yargı işleminin herhangi bir siyasi partinin siyasi bir anlayışına karşı, siyasi söylemine karşı yapılmış bir müdahale olmadığı son derece açık" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Aktay, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nde düzenlenen "15 Temmuz'un Sosyolojik Yansımaları" konulu konferansa katıldı. Konferansın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Aktay, Diyarbakır Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak'ın gözaltına alınmasına ilişkin soru üzerine, "Çok ciddi deliller ve bulgular olduğuna dair Diyarbakır Başsavcılığı'nın yaptığı bir açıklama var. Bu açıklama çerçevesinde yapılan işlem hukuki bir işlem, yargı işlemidir. Bu yargı işleminin herhangi bir siyasi partinin siyasi bir anlayışına karşı, siyasi söylemine karşı yapılmış bir müdahale olmadığı son derece açık. Ne yazık ki Güneydoğu'da belediyelerin terör örgütleriyle olan mali ilişkileri, organik ilişkileri, her çeşit lojistik destekleri son derece aşikâr. Onun için buna karşı ciddi tedbir alınması gerekiyor. Terörle bir yandan mücadele ederken, güvenlik güçlerimiz canlarını dişlerine katarak her gün bir sürü saldırılara maruz kalarak hayatları ile bunun bedelini öderlerken, ülke olarak bunun bedelini ödediğimiz bir esnada birilerinin teröre, üstelik devletten almış oldukları desteklerle kamu kaynaklarını kullanarak örgütü desteklemeleri, beslemeleri kabul edilemez" dedi.
Başkanlık sistemi
Başkanlık sistemini de içeren anayasa değişikliği ile ilgili AK Parti'nin çalışmalarının ne durumda olduğunun sorulması üzerine Aktay, "Tabii AK Parti içerisindeki çalışma devam ediyor. Takvim henüz netleşmiş, oluşmuş değil. Bunu en kısa zaman içerisinde bütçe konuşmalarından önce Meclis'e getirmek. Bu konudaki çalışmalar tüm hızıyla devam etmekte. Tabii ki diğer partilerin de, bilhassa Milliyetçi Hareket Partisi'nin de ortaya koymuş olduğu Türkiye'nin önünü açan bir tavır var. Tabii bu tavır Türk siyaset tarihinde kaydedilmekte olan bir tavırdır ve Türkiye'yi rahatlatan bir tavırdır. Mevcut filli bir durum açısından zaman zaman Türkiye'nin anayasası ile mevcut durumu arasında bir uyuşmazlığa dönüşmüş olan bir durum var. Bunu çözmek gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Haşdi Şabi'nin sicili ortada"
Musul operasyonu ve Başika'daki Türk askerinin varlığına ilişkin olarak ise Aktay şunları kaydetti:
"Irak yönetiminin Türkiye'nin Başika'daki bulunuşuna verdiği tepki baştan itibaren ifade edildiği gibi tuhaf bir tepkidir. Çünkü Türkiye, Irak hükümetine haber vermeden bir gece ansızın gizlice Başika'ya yerleşmiş değil. Türkiye, Başika'ya bundan iki sene önce Haydar Abadi'nin Türkiye'ye yapmış olduğu ziyaret neticesinde onun talepleri doğrultusunda, onun bilgisi dâhilinde gerçekleşmiş bir operasyon ve yapılanma söz konusu orada. Türkiye Musul'u bir gün içerisinde işgal eden DEAŞ terör örgütüne karşı verilmesi gereken mücadelelerin verilmesi konusunda uzun uzun tartışmaların yapılması ile bir yola girildi. Tabi bu yol Bağdat yönetimi ile bir mutabakat sonrasında bulunmuş bir yol. Bu yolda bir eğit-donat programı vardı. Musul'un kurtarılması bizzat Musul halkı tarafından gerçekleşmiş olacaktı, yoksa Musul'u dışarıdan gelip kurtaracak bir unsurun Musul'a hiçbir faydası olmayacağı çok açıktı. Dışarıdan gelip kurtarmaya niyetlenen unsurların ne yazık ki iyi niyet taşımadıklarını görüyoruz. Orada Haşdi Şabi diye bilinen bir yapı söz konusu. Haşdi Şabi'nin sicili ortada. Haşdi Şadi'nin ortaya koymuş olduğu şiddet eylemleri, katliamlar ve vahşet DEAŞ'ın yaptıklarını aratmayan bir vahşet. Yani orada niyetlerinin ciddi anlamda bir mezhebi temizlik olduğunu, etnik kimlik üzerinden bir temizlik olduğunu çok net bir biçimde görüyoruz. Buna sessiz kalmamız söz konusu olamaz. Bunu baştan itibaren biliyorduk ve bu kaygımızı ifade ediyorduk. Bu kaygımız da kabul gördüğü için Başika'da, Musul'un evlatlarını, halkını, inanlarını eğiterek, onlardan bir takım birlikler oluşturarak Musul'u kurtarmanın en doğru yol olacağı konusunda birçok tarafla ciddi bir anlaşama, mutabakat söz konusu olmuştu. Olayın bu aşamasında bunu bir ihtilafa dönüştürüyor olmaları kötü niyeti gösteriyor. "
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.