Arkeolog Mehmet Göktürk, 1935 yılında Kırşehir'de imar çalışmalarının gerekçe gösterilerek tarihin tahrip edildiğini söyledi.

Arkeolog Mehmet Göktürk, Kalehöyük'ün güney eteğinde yer alan Osmanlılar döneminde Kırşehir'de inşa edilmiş Uzun Çarşı Camii ve İsmail Ağa Camii'nin 1935 yılında imar çalışmalarının gerekçe gösterilerek yıkıldığını belirtti.

Geçmiş dönemlere dair inşa edilmiş eserlerin yok edilmesinin tarih bilimi açısından "hafıza sakatlığı" diye niteleyen Arkeolog Mehmet Göktürk, "Tarihi ekollere ve kişilere bakarak Kırşehir'in Selçuklu şehri olduğunu net şekilde söyleyebiliriz. Günümüze birkaç Selçuklu anıtı ve yapısının gelmesi mantıklı da görünmüyor. Eser sayısının yapılan incelemelerde daha fazla olması gerekir. Araştırmalarımızda bunu anlıyoruz" dedi.

Arkeolog Mehmet Göktürk, söz konusu camilerin yıkılış süreçlerini şöyle anlattı:

"Kırşehir'in tarihi için önemli olarak görülen ve yıllar sonra arşivlerden çıkan fotoğraflar ile İç Anadolu'da "İç Anadolu'da Küçük Bir Eski Çağ Şehri" adlı kitabında Walter Ruben'in de anlatımları ile dönemin en büyük İsmail Ağa Camii de imar gerekçe gösterilerek yıkılıyor. 1935 yılından itibaren uzun süren imar yenileşmesi yaşandı. Çalışmalar esnasında yeni planın uygulanması ile pek çok cami ile anıt tarihe karıştı. Uzun Çarşı'nın döneminde genişletilmesi esnasında çarşı sokağında bulunan Osmanlılar döneminde yapıldığı mimarisine bakılarak anladığımız Uzun Çarşı Camii 1935 yılında başlatılan ve katı bir şekilde sürdürülen imar çalışmaları esnasında yıkıldı. Yapılan çalışmalar esnasında Kalehöyük'ün doğu eteğinde bulunan Osmanlı döneminin 40 dükkanlı bedesteni de 1938 yılında ortadan kaldırıldı."

Kırşehir Belediyesinin girişimleri sonrasında Walter Ruben'e ait "İç Anadolu'da Küçük Bir Eski Çağ Şehri" adlı kitabının tarihi gerçekliğe çok büyük bir katkı sağladığını ifade eden Arkeolog Göktürk, "Belediyenin ve Kent Konseyinin çalışmaları da tarihi gerçekliğe ışık tutacaktır. Yakın tarihin aydınlanmasına yardımcı olacak önemli argümanlardandır. Ortaya çıkan her argümanın konuşulması ve yazılması memleketin birlik ve beraberliğine de katkı sunacaktır" diye konuştu

İHA