Atso’dan Domates Ve Ekmek Eleştirisi
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yusuf Hacısüleyman, nisan ayında aşırı artış gösteren domatesin fiyatına...
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yusuf Hacısüleyman, nisan ayında aşırı artış gösteren domatesin fiyatına aylık olarak değil, yıllık olarak bakılması gerektiğini söyledi. Süleyman, Gıda ve Tarım Bakanlığının ekmek fiyatına sınır getirme düşüncesini de son derece yanlış bulduğunu ifade etti.
ATSO Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısı, meclis salonunda gerçekleştirildi. ATSO Başkanı Davut Çetin'in sağlık sorunlarından dolayı katılamadığı mecliste konuşan ATSO Başkan Yardımcısı Yusuf Hacısüleyman, tarım, turizm ve enflasyon konuları hakkında açıklamalarda bulundu. Süleyman, nisan ayında enflasyonun günah keçisi olarak görünen domates fiyatına, yıllık olarak bakılması gerektiğini, Gıda ve Tarım Bakanlığının ekmek fiyatına sınır getirme düşüncesinin ise yanlış olduğunu ileri sürdü.
"Tarım ve turizmde de 4.0 olmalı"
İnovasyon yılı kapsamında ATSO'nun kurduğu sanayi 4.0 grubunun çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden Hacısüleyman, geçen hafta dünyada gerçekleşen siber saldırıların önemine değindi. Gelecekte savaş ve terörizmin siber saldırılarla gerçekleşeceğini kaydeden Hacısüleyman, "Bir ülkede bilgisayarları kilitlediğinizde, haberleşmeyi kestiğinizde, uçakları uçamaz hale getirdiğinizde o ülkeyi esir almanız kolaylaşır. Sanayi 4.0'ın önemli konularından birisi siber güvenliktir ve Türkiye bu konuları daha yeni ele almaktadır. Antalya için sanayi 4.0 kadar düşünmemiz gereken konular tarım 4.0 ve turizm 4.0'da olmalıdır" dedi.
Ekmek eleştirisi
Gıda ve Tarım Bakanlığımızın ekmek fiyatına sınır getirme düşüncesinin son derece yanlış olduğunu öne süren ATSO Başkan Yardımcısı Yusuf Hacısüleyman, "Bilindiği gibi birçok ilde halk ekmek fabrikaları ekmeği küçük fırınlara göre daha ucuza mal edebilmektedir. Fabrika maliyeti dikkate alınarak ekmekte tek fiyat geçerli olursa küçük fırınlar ekmek üretemez hale geleceklerdir. Oysa ekmekte fiyat kadar önemli konu tüketicinin kaliteli ekmeğe istediği gibi ulaşması olmalıdır. Ekmek gibi temel gıdalarda asıl sakınca düşük fiyat için kalitenin, standardın düşürülmesidir, çünkü halk sağlığı söz konusudur. Bu nedenle ekmeğe genel bir tavan fiyat uygulaması yerine, halk ekmek fiyatı ile fırın fiyatı ayrı tutulmalıdır" diye konuştu.
"Enflasyonun günahı domatese yüklendi"
Nisan ayında fiyatında ciddi bir artış gerçekleşen domatesin fiyatına yıllık olarak bakılması gerektiğini ifade eden Hacısüleyman, domates ve sebzedeki artışın sadece 1-2 aylık bir artış olduğuna dikkat çekti. Hacısüleyman, "Nisan ayı enflasyonu açıklamasında enflasyonun günahı domatese yüklendi. Şimdi de Rekabet kurulu meyve sebzede rekabet incelemesi başladı. İncelemeyle fiyatları kimin artırdığına bakılacak ve gerekirse soruşturma açılacak. Oysa enflasyonda en etkili unsur döviz kuruyla birlikte maliyetlerin artması olmuştur. Domates ve sebze fiyatlarındaki artış bir-iki ay süren bir artıştır. Geçen ay Toptancı halde 6.5-9 lira arasında olan çeri domates geçen gün 1-2 lira arasına düşmüştür. Bir kilo domates veya biber, salatalık gibi sebzeler 1 çiklet fiyatına satılmaktadır. Meyve sebzede aylık fiyat artışlarına değil, yıllık artışlara bakılırsa enflasyonun nedeninin domates olmadığı görülür" ifadelerini kullandı.
"Yılbaşından bu yana yüzde 27 arttı"
Nisan ayından itibaren ihracatta genel bir sıkıntı yaşandığını belirten Yusuf Hacısüleyman, Ocak ayından bu yana domates ihracatında yüzde 27 artış gerçekleştiğini ancak son bir ayda ise sebze-meyve ihracatında ciddi alarm sinyallerinin gelmeye başladığını söyledi. "İçeride fiyat artışı ihracatı zayıflatmış olabilir" diyen Yusuf Hacısüleyman, Türkiye ve Rusya arasında ihracat engellerinin kaldırılmasına yönelik dün gerçekleşen protokol sonrası, sorunun çözüleceği yönünde ümit taşıdıklarını söyledi.
"Rusya bu yıl kurtarıcı oldu"
Turizm konusuna da değinen ATSO Başkan Yardımcısı Hacısüleyman, Rusya pazarı sayesinde geçen yıla nazaran iyi bir durumda olduklarını belirterek, "Rusya bu yıl kurtarıcı oldu. Geçen yıl turist sayısı 6 milyonu biraz geçmişti, bu yıl 8 milyonu aşacağımız görülüyor, fakat önceki yılların 12 milyon sayısının gerisinde kalmaya devam edeceğiz. Almanya pazarında iyileşme yok, İngiltere yatay, Hollanda, Danimarka, İsveç, Norveç, Avusturya pazarları düşmeye devam ediyor" dedi.
"Fiyat rekabeti tuzağına girdi"
Haziran ayında durumun daha çok netleşeceğini işaret eden Hacısüleyman, siyasi sakinliğin devam etmesi durumunda Avrupa'da son dakika satışlarının artabileceğini söyledi. Turizmde geçen yıla göre iyileşme yaşansa da gelir kaybının telafisinin uzun süreceğini söyleyen Yusuf Hacısüleyman, "Maalesef fiyatlar çok düşük. Defalarca uyarı yaptık, fakat yanlış fiyat indirimlerini engelleyemedik ve fiyat indirimi-fiyat rekabeti tuzağına girdik. Turizmde eski rakamlara dönsek bile gelir kaybını telafi etmek zaman alacak" değerlendirmesinde bulundu.
"Geçen yıl kullanılan kredi, bu yıl 3 ayda kullanıldı"
Son olarak kullanılan kredi paketlerinin bir çok işletme için kurtarıcı olduğuna işaret eden Hacısüleyman, Aralık ayı sonu ile Mart ayı sonu arasında Antalya'da kullanılan kredilerde 6.5 milyar lira artış yaşandığına dikkat çekti. Bu rakamın 2,5 milyarını turizm sektörünün kullandığını belirten Yusuf Hacısüleyman, "Geçen yıl kullandığımız krediyi, bu yıl 3 ayda kullanmış olduk. 6.5 milyar kredinin 2.5 milyarını turizm sektörü, 1.2 milyarı toptan ticaret sektörü kullanmıştır. Bireysel krediler 500 milyon, enerji sektörü kredisi 400 milyon lira arttı. Tarımda kredi artışı sadece 200 milyondur. Takibe düşen kredi oranında Antalya yüzde 3.64 ile 81 il arasında 38. sıradadır. Mevduatına göre en fazla kredi kullanan iller arasında Antalya 17'nci. Konut kredisinde takip oranı yüzde 0.68, gıda sektöründe yüzde 5.8, ticarette yüzde 5.2, turizmde yüzde 1.4, tarımda yüzde 2.6'dır. 2016'ya rağmen kredi performansı aşırı derecede bozulmamıştır. Karşılıksız çek oranımız yüzde 3.5'e inmiştir. Bununla birlikte Ekonomik bültenimizde yer alan toplam çek rakamlarına ve KDV-ÖTV artışlarına bakarsanız, Türkiye geneline göre halen biraz zayıf gittiğimizi görebiliyoruz" şeklinde konuştu.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.