Av. Melih Akkurt: “Almanya mahkemesinin soykırım kararı hukuki değil”

Av. Melih Akkurt: “Almanya mahkemesinin soykırım kararı hukuki değil”

Avukat Melih Akkurt, "Verilen karar Alman kurumunun itibarı bakımından utanç vericidir. Kararla birlikte tarihi siyasileştirdiler, geçmişin özgürce konuşulmasına...

Avukat Melih Akkurt, "Verilen karar Alman kurumunun itibarı bakımından utanç vericidir. Kararla birlikte tarihi siyasileştirdiler, geçmişin özgürce konuşulmasına engel olan, bir tabuya dönüştürülen Ermeni sorununu tartışılmaz bir gerçek gibi göstermeye çalışan, hukuka saygısızlık örneği olan bu kararın hiç bir geçerliliği yoktur; 1915 olaylarına ilişkin anlaşmazlıktan uzlaşıya varılabilmesi, diyalog ve adil bir bakış açısıyla mümkün olmaktadır. Kaldı ki Alman mahkemesinin aldığı bu karar hukuki bir karardan ziyade siyasi bir karardır" açıklamasında bulundu.

Avukat Melih Akkurt, Almanya mahkemesinin Ermeni soykırımı kabul kararı hakkında değerlendirmede bulundu. Av. Akkurt, "Anayasa'nın 25. maddesinde; devletler hukukunun genel kurallarının Almanya Federal Hukuku'nun ayrılmaz bir parçası olduğu, yasalardan üstün olduğu ve Almanya Federasyonu içerisinde herkesi doğrudan doğruya bağlayıcı haklar yanında yükümlülüklerde tanıdığı hükmü yer almaktadır. Anayasa 20. maddesi uyarınca Yasama faaliyetlerinin, anayasal düzene aykırı olamayacağı da güvence altına alınmıştır. Böylelikle Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, uluslararası alanda "jus co gens" (buyruk kural) niteliğine sahiptir" dedi.

Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin 6'ncı maddesinde soykırımın ancak mahkeme kararıyla tespitinin yapılabileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde yargı kararı olmaksızın herhangi bir yasama organı tarafından çıkarılan yasa, açık ve bariz yetkisizlik nedeniyle yok hükmünde olduğunu belirten Akkurt, "Almanya'nın bu çerçevede aldığı kararın hukuki yönden hiç bir geçerliliği yoktur" diye konuştu.

Melih Akkurt, "Nitekim Birinci Dünya Savaşı sonrası işgal kuvvetleri olan İngiltere ve Fransa 3 Ocak 1919 - 10 Ağustos 1921 tarihleri arasında 2 yıl 8 ay Osmanlı Devleti'nde "savaş esirlerine kötü muamele ve Ermeni halkının katliamı" suçunu işledikleri gerekçesi ile 144 Osmanlı subayı, bürokratı ve vekilini İstanbul'dan Malta'ya götürerek haklarında ceza soruşturması başlatmış olmasına rağmen, Temmuz 1921'de İngiltere Kraliyet Savcılığı; "Elimizdeki deliller ve bilgiler sanıkların bir ceza davasında yargılanabilmeleri ve cezalandırılmaları için yetersizdir" gerekçesiyle takipsizlik kararı vermiştir " açıklamasında bulundu.

"Bu karar çok önemlidir"

Avukat Melih Akkurt açıklamasının devamında "Bu karar çok önemlidir, çünkü olaylar, şahitler ve belgeler ortada ve Osmanlı yenilmiş iken bu karar verilmiştir. Hukuka saygısı olan hiç kimse buna itiraz etmez " dedi.

Melih Akkurt, "Aynı zamanda AİHM Büyük Daire'nin 15 Ekim 2015 tarihinde açıkladığı 27510/08 sayılı (Perinçek/İsviçre davası) kararına göre; soykırım suçunun varlığına, ancak eylemin yapıldığı ülkenin yetkili ceza mahkemesi veya yetkili Uluslararası Ceza Mahkemesi (Lahey Adalet Divanı) karar verebileceği ve bu bağlamda yetkili ceza mahkemeleri dışında yargı kurumlarının, parlamentoların, hükümetlerin, akademik kuruluşların ve hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin dahi 1915 olayları hakkında soykırım kararı veremeyeceğini, zorunlu göçün soykırım olarak nitelendirilemeyeceğini ve bu şekilde karara bağlandığını açıkladı.

Akkurt, Almanya özelinde konu irdelendiğinde 2000 yılını Nisan ayında Almanya Federal Parlamentosu'na sunulan "Soykırım'ı mahkum etme zamanıdır" isimli imza kampanyası, bir sene sonra meclisin dilekçe komisyonunca "Yaraların açılması yerine iyileştirilmesi gerekir" ibaresiyle Alman Dışişleri Bakanlığı'na yönlendirildiğini dile getirerek, Dilekçe Komisyonu'nun 10 Ekim 2001 tarihli basın açıklamasında Alman Dışişleri bu konuyla 2001 senesinin Haziran ayında ilgilenmiş ve Türk tarafının Ermeni ve Türklerin ortak geçmişlerinin gayrı resmi bir biçimde sivil toplum örgütleri tarafından ele alınmaya başladığına işaret edildiğini söyledi. Akkurt aynı zamanda komisyonun bu konuyu böylece kapattığını açıkladı.

Akkurt, "Bu konu ile ilgili başka bir soru önergesi verilen Alman Dışişleri Bakanlığı Eylül 2002'de "Geçmişin ele alınması ilk önce ilgili olan Ermenistan ve Türkiye'nin arasındaki konudur. Federal Hükümet 1915 ve 1917 arasındaki üzücü olayların ele alınmasına hizmet eden tüm inisiyatifleri uygun görmektedir. Bu araştırmaların sonuçlarının yorumu tarihçi ve hukukçular tarafından yapılmalıdır. Fakat yaraların açılmalarının yerine iyileştirilmelerinin gerektiğine dikkat edilmelidir" cevabını verdi" dedi. Melih Akkurt, "Parlamento kararının siyasi, ekonomik ve stratejik açıdan da değerlendirilmesi ve kamuoyuna kararın özellikle de hukuki açıdan yanlış olduğunun anlatılması gerekmektedir" açıklamasında bulundu.

İHA

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.