Bakan Ağbal 2017 Yılında En Az 60 Bin Personel Alımı Yapılacağını Açıkladı
Maliye Bakanı Ağbal, Ocak-Eylül 2016 dönemi merkezi yönetim bütçe uygulama sonuçları, 2016 yıl sonu bütçe gerçekleşme tahmini ve 2017 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hakkında basın toplantısı düzenledi.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, 2017 yılı içerisinde en az 60 bin personel alımı yapılacağını açıkladı.
Maliye Bakanı Ağbal, Ocak-Eylül 2016 dönemi merkezi yönetim bütçe uygulama sonuçları, 2016 yıl sonu bütçe gerçekleşme tahmini ve 2017 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hakkında basın toplantısı düzenledi. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Bakan Ağbal, bir gazetecinin 2017 kamuya personel alımları ile ilgili sorusu üzerine, "2017 yılı bütçesi hazırlanırken Orta Vadeli Program'da ortaya koyduğumuz temel ekonomik çerçeve ve kamu maliyesi çerçevesi esas alındı. Bu dönemde bir yandan büyümeyi destekleyecek harcamalara ağırlık verilirken, diğer taraftan mali disiplini devam ettirecek şekilde kamu maliyesinde azalan bütçe açıkları, borç yüküne ihtiva eden bir bütçe politikası oluşturuldu. Dolayısıyla 2017-2019 dönemi orta ve uzun vadede Türkiye ekonomisinin potansiyel büyümesini yukarı çekecek nitelikteki kamu harcamaları önemli ölçüde arttırılırken, özellikle cari nitelikli harcamalarda daha ihtiyatlı bir yaklaşım benimsendi. Özellikle kamu kurumlarının mal, hizmet alımları, yolluk ödemeleri, çeşitli malzeme alımları veya bir takım cari transfer niteliğindeki ödemeleri önümüzdeki dönemde planlanırken burada ihtiyatlı bir yaklaşım sergilenerek, kamu kurumlarının kaynaklarının daha etkin, verimli, tutumlu bir şekilde kullanmalarını sağlayacak bir çerçeve oluşturduk. Personel harcamaları da aynı ihtiyatlı yaklaşım sergilenmek suretiyle belirlendi" diye konuştu.
Kamuya personel alımı
Bakan Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Personel alımları planlanırken özellikle uluslararası normlar, her alanda ihtiyaca göre belirlenmiş normlar esas alındı. Son 7 yıldır önemli ölçüde, önemli sayıda personel alımlarına gittik. Bugün alınan personel sayılarına bakıldığı zaman gerek uluslararası normlar, gerekse kamu hizmetlerinin ihtiyaç göstereceği sayıya göre normlara yaklaştık. Önümüzdeki dönemde kamu hizmetleri için alacağımız personel sayısını belirlerken bu hususları göz önünde bulundurduk. Özellikle uluslararası normlara yaklaşmış veya ihtiyaca göre verimlilik alanı oluşturulabilecek alanlarda yine personel almaya devam edeceğiz ama burada artık eskisi kadar almayacağız. Bir takım özel önem arz eden alanlar vardır, o alanlarda da personel alımına devam edeceğiz. 2017 yılında da bu çerçevede kamuya ilave personel alınmasını öngörüyoruz. Alınacak personele sayısı belki önceki yıllara göre azalmış olabilir ama yine de personel alımı devam edecek. Kamuya bu dönemde emekli olacakları dışında yaklaşık 60 binin üzerinde farklı kanallardan ve sektörlerden personel alımı gerçekleştirilecek. Gerek eğitim sektörü, gerek sağlık sektörü var, gerek savunma, güvenlik sektörü var. Bu sektörlerde genel planlamaya ve hedeflere uygun olarak rasyonel bir şekilde personel planlamasına gidildi. Bu personel planlaması çerçevesinde de en az 60 bin sayısında bir personel alımı yine olacak ama önceki yıllarla karşılaştırdığımızda bu sayının önceki yılların altında olduğunu söylemek mümkün. Personel planlaması yapmamız doğru bir yaklaşımdır, önümüzdeki 3 yıllık süreçte de buna özel önem vereceğiz."
Vergi gelirleri
Bakan Ağbal, vergi gelirlerine ilişkin soru üzerine ise, 2016 vergi gelirleri açısından beklentinin altında kaldığının altını çizerek, "Özellikle ekonomik büyüme ve ithalat gelişmelerine bağlı olarak vergide daha düşük bir gerçekleşme oldu ama 2017 yılında özellikle büyüme oranlarında meydana gelecek artış, istihdamda meydana gelecek artış, dış talepte meydana gelecek artışa bağlı olarak vergi gelirlerimizin ekonomideki genel trende paralel şekilde büyümesini bekliyoruz. Gerek gelir vergisi, gerek kurumlar vergisi, gerek katma değer vergisi, ekonomik büyümedeki trendin paralelinde büyüme izleyecek. Vergi gelirlerindeki artışın nominal büyüme oranıyla karşılaştırılması yeterli bir karşılaştırma ölçütü değil. Çünkü vergi gelirlerinin her bir kalemini bir sonraki yıl arttıran faktörler ve bu faktörlerin etkisi birbirinden çok farklı olabiliyor. O açıdan Plan-Bütçe Komisyonu'nda da zaten her bir vergi kalemiyle ilgili artış oranlarının arkasında yatan temel ekonomik parametreleri, ekonomik gelişmeleri ve varsayımları komisyonumuzla paylaşacağız. Vergi, mali disiplinin en önemli sağlıklı gelir kaynağıdır. Dolayısıyla biz kamu harcamalarımızı vergi gelirleri ile karşılamaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
"2017 yılında da büyümenin özel sektör kaynaklı, ihracat kaynaklı ve özel sektör yatırım kaynaklı olmasını arzu ediyoruz"
"İlk 8 aylık veriler açıklandıktan sonra aradaki makasın açıldığına yönelik yorumlar yapılmıştı. Eylül ayı bütçesi de zaten son 4 aydaki makasın daralmasına yönelik beklentiyi doğrular gibi oldu, yüksek açık var. Acaba ilk 8 aydan sonra böyle ani bir trend değişimi gibi bir şey mi var, yoksa geçmiş yıllardaki gibi mi olacak? Önümüzdeki sene de yine böyle bir trend görebilir miyiz?" soruları üzerine ise Bakan Ağbal, mali disiplinden hiçbir zaman vazgeçmediklerine vurgu yaparak, "Mali disiplinin gerektirdiği her zaman kamu harcamalarında zaman zaman kesintiye gittik, gelirlerde de zaman zaman tedbirler aldık. Dolayısıyla 2017 yılı bütçemizde gelir tarafı, harcama tarafı itibariyle sıkı bir şekilde hazırlanmış, tedbirli, ihtiyatlı ama büyümeyi de öncelikleyen bir bütçe olmuştur. Biz hiçbir şekilde kamu harcamalarını büyümeyi arttırmak için doğrudan bir faktör olarak görmüyoruz. Kamu harcamalarını daha fazla arttırırsak, bütçe açığını daha fazla arttırırsak büyümeyi daha fazla arttırır demiyorum. Bu doğru bir anlayış değil. Kamu harcamalarının kompozisyonunu özellikle özel sektör yatırımlarını ve ihracatı destekleyecek şekilde değiştiriyoruz, dönüştürüyoruz. Dolayısıyla biz 2017 yılında da Orta Vadeli Program dönemini kapsayan 3 yıllık vadede de büyümenin özel sektör kaynaklı, ihracat kaynaklı ve özel sektör yatırım kaynaklı olmasını arzu ediyoruz. Bütün planımızı, programımızı buna göre yaptık. Kamu harcamalarının toplam nihai talep içerisindeki ağırlığına baktığımız zaman zaten bütçe açığında meydana gelen bir artışın veya kamu harcamalarında meydana gelen bir artışın büyümeyi çok yukarıya çekecek bir durumu da yok. Çok güçlü bir hükümetimiz var, bir siyasi istikrar var ve bu ortamda özellikle alacağımız kararlar, gerçekleştireceğimiz yapısal reformlar sayesinde yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata öncelik veren harcama kompozisyonumuzla biz büyümeyi yüzde 4.4'e çıkarmayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.
"Önceki yıllardaki ve aylardaki genel trendle şu anda ortaya çıkan trend arasında herhangi bir farklılık söz konusu değil"
Özel sektörle bir büyümeden bahsettiklerini kaydeden Bakan Ağbal, "Bütçe gerçekleşmeleri hazine nakit dengesi üzerinden takip ediyoruz. Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan tahakkuk dengesi üzerinden takip ediyoruz. Zaman zaman maliyenin açıkladığı denge ile hazinenin açıkladığı denge arasında fark olur, bazen bu açılır tamamen bu bütçeden yapılan nakit ödemelerin tahakkuk ödemeleriyle farklı olmasından kaynaklanır ama orta vadeli veya yıllık periyoda baktığımız zaman yılın sonunda bunlar birleşir. Bundan önceki aylarda hazine nakit dengesinin takip ettiği patika ile bütçenin takip ettiği patika arasında bir miktar açılma oldu ama şimdi Eylül ayı sonuçlarını açıklamış durumdayız. Yaklaşık 16.9 milyar liralık sadece Eylül ayında bütçe açığı var. Ocak-Eylül döneminde 12 milyar lira bütçe açığı var. İlk 8 ayda bütçemiz fazla verdi. Bütçedeki gerçekleşmelerin aylık seyrine bakmak tek başına yeterli değildir önemli olan yıl sonu hedefidir ve biz burada da 2016 yıl sonu bütçe açığı hedefimizi revize ettik. 29 milyar lira olan bütçe açığı hedefimizi 34 milyar liraya çıkardık. Eylül ve sonraki aylarda bütçe açığı veya bütçe dengesindeki gelişmelere bağlı olarak yıl sonunda bütçe açığını 34 milyar lira olarak hedefliyoruz. Bu ayda bütçe harcamalarının artmış olması veya bütçe açığının artmış olması diğer aylardan farklı bir harcama trendine girildiğini mi gösterir? Hayır böyle bir gelişme de söz konusu değil. Bundan önceki aylara da bakacak olursak bütçenin harcama tarafında hedeflerimize uygun şekilde gerçekleşmeler oldu ama bu dönemde özellikle vergi dışı gelirlerden gelen ilave gelirlerimiz oldu. İlk 8 ayda bütçemizin gelir tarafında öngördüğümüz veya ortaya çıkan ilave gelirlerle beraber bütçe dengesi pozitifte kaldı ama sonraki aylarda biz bir miktar daha özelleştirme geliri gelmesini bekliyoruz. Özelleştirme de yıl sonu gelir hedefimiz 15 milyar lira. Yıl başında 10.2 milyar lira olarak ön gördüğümüz özelleştirme geliri yıl sonunda 15 milyar liraya çıkacak. Önümüzdeki aylarda bir miktar özelleştirme geliri gelecek, bir miktar yeniden yapılandırma geliri gelecek, bunlarla beraber bizim yaptığımız tahminlere göre biz bütçe açığını yıl sonunda 34 milyar lira civarında tamamlamış olacağız. Bundan önceki yıllardaki ve aylardaki genel trendle şu anda ortaya çıkan trend arasında herhangi bir farklılık söz konusu değil" açıklamasında bulundu.
Musul operasyonu
Bakan Ağbal, "Musul operasyonu kapıda, acaba 2017 merkezi bütçesinde savunma harcamalarında Musul operasyonu da düşünülerek bir kaynak aktarıldı mı? Ekonomiyi olumsuz etkiler mi?" sorusu üzerine bütçenin ekonomik ve politik gelişmelerden etkilendiğini belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:
"2016 yılına girerken global ekonomi için daha olumlu bir beklenti varken yıl içindeki gelişmeler global, ekonomik koşullara ilişkin beklentileri aşağı çekti. Türkiye ekonomisinin de büyüme oranı aşağı geldi ama şunu da biliyoruz ki global ekonomik büyümede de, bölgesel ekonomik büyümelerde de büyüme trendleri aşağı geldi. Dolayısıyla Türkiye ekonomisi gibi global ekonomiyle bütünleşmiş bir ekonomide de büyüme trendleri doğrudan doğruya bizi etkiliyor. Jeopolitik gelişmeler, jeopolitik riskler de doğrudan doğruya ekonomiye ve bütçeye etkide bulunuyor. Özellikle sermaye akımları kanalından, ticaret kanalından hem de doğrudan doğruya ihracat kanalından ekonomiyi etkiliyor. Bölgemiz bir dönemden beridir ciddi jeopolitik risklerle baş etmeye çalışıyor. Türkiye ve bölgesinde bütün oluşan jeopolitik risklere karşı aktif bir dış politika izliyor. Barışı, istikrarı sağlayacak çok önemli inisiyatifleri de alıyor. Bu çerçevede 2016 yılı bütçemizde özellikle farklı kanallardan gerçekleşene risklerden etkilendi. Irak sınırları içerisinde başlatılan bir operasyon var, bu operasyon konusunda Türkiye aktif dış politika çerçevesi içerisinde gerekli adımları atıyor. Bu atılan adımlar çerçevesinde kamu maliyesi olarak alınması gereken kararlar neyse biz de onun gereğini bugüne kadar yaptık, yapmaya devam ediyoruz ama savunma, güvenlik harcamaları noktasında son dönemlerde meydana gelen gelişmelerin bütçenin toplam harcamaları üzerinde çok önemli bir etki yapmadığını söyleyebilirim. Tabii ki savunma, güvenlik harcamalarımızı bir miktar yukarı çekecek, çekmesi de doğal ama toplam bütçe harcamaları içerisinde bunun etkisine baktığımız zaman sınırlı bir etkiye sahip olduğunu da görmekteyiz. Gerek 2016 yıl sonu bütçe gerçekleşmeleri, gerekse 2017 yılındaki bütçe hazırlıkları noktasında gerek savunma, güvenlik birimlerimizin ihtiyaç duyabileceği ödeneklerin planlanmasında, gerekse genel ekonominin etkilerinin hesaplanmasında tabii ki jeopolitik riskler de dikkate alınmış oldu."
Konuşmasının ardından Bakan Ağbal, 2017 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi'ni paylaştı.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.