Bakan Şimşek, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlamasına Katıldı
Isparta'da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamasına katılan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, 7 Haziran seçimlerinden sonra terör örgütü PKK'nın...
Isparta'da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamasına katılan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, 7 Haziran seçimlerinden sonra terör örgütü PKK'nın şehirlerde hendek kazdığını ancak güçlü iktidar sayesinde terörün üstüne gidildiğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, referandum çalışmaları kapsamında Isparta'ya geldi. Isparta Valiliği tarafından bir düğün salonunda düzenlenen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlama programına katılan Şimşek, kadınların oturduğu masaları tek tek gezerek karanfil takdim etti. Kadınlarla fotoğraf çektiren Başbakan Yardımcısı Şimşek, engelli vatandaşlarla da tek tek ilgilendi.
"Güneydoğu rahatladı"
Cumhurbaşkanlığı sistemi ve anayasa değişikliğine değinen Şimşek, Güneydoğu'ya gittiğini devletin, hükümetin terörle çok güçlü mücadelesi, dağ, taş, teröristleri kovalamasıyla burada bir rahatlama sağlandığını kaydetti. Şimşek, "Doğu ve Güneydoğu'da hiçbir kadar olmadığı kadar umutlar yeşeriyor ve bir heyecan var. Sizlerin ve milletimizin güçlü desteği ile Türkiye'nin üstesinden gelmeyeceği hiçbir sorun yoktur. Son yıllar Türkiye için zor yıllar olmuştur. Bir taraftan FETÖ ihanet şebekesi, Türkiye'ye karşı bir darbe girişiminde bulunmuştur. Bu milletimizin ve Cumhurbaşkanımızı feraseti, cesareti, burada değerli valimizin, milletvekillerimizin ve sizlerin mücadelesiyle bu darbe girişimi püskürtülmüştür. Geleceğimiz kurtarılmıştır. Demokrasi ve hukuk devletimize yönelik bu saldırıyı sizler püskürttünüz" dedi.
"Başka ülke olsa çökerdi"
Ortadoğu'daki kaosun maalesef kendisini Türkiye'ye yönelik çok büyük tehditler şeklinde ortaya çıkardığını aktaran Şimşek, "Gerek bölücü terör örgütü, gerek DEAŞ, gerekse FETÖ, bu dönemde hiçbir dönemde olmadığı kadar Türkiye'yi hedef almışlardır. Türkiye güçlü bir ülkedir. Türkiye'de istikrar vardır. Güçlü bir hükümetimiz var ve bütün bu sıkıntıların üstesinden geliyoruz. Başka bir ülke bu kadar şoklarla karşı karşıya kalsaydı ekonomi çoktan çökmüş olurdu. Ama temeller sağlam. Tüm bu şoklara karşı ekonomimiz büyük direnç gösteriyor. Sıkıntılar var. Olmaz olur mu? İşte o nedenle reform peşinde koşuyoruz. Şu anda Türkiye'nin gündeminde olan en büyük reform Anayasa değişikliği reformudur. Bu geleceğimizi ilgilendiriyor" diye konuştu.
"Bu sistem güçlü Türkiye'yi sağlamanın ön koşulu"
Türkiye'deki parlamenter sistemin maalesef arzulanan siyasi istikrarı, yönetimde istikrarı getiremediğini anlatan Şimşek, "Ben 65. Hükümette başbakan yardımcısıyım. Türkiye'de parlamenter sistemde 5 yılda bir seçim olsaydı en fazla 19. Hükümette başbakan yardımcısı olurdum. 19 nere, 65 nere? 4 yılda bir seçim olsaydı en fazla 23 ya da 24. Hükümette ben görev yapıyor olacaktım. Ama 65. Hükümette görev yapıyorum. Bu hükümetlerin ortalama ömrü 17-18 ay olmuştur. Bugün anayasa değişikliğiyle getirmeye çalıştığımız Hükümet sisteminin bir benzeri Amerika'da uygulanıyor. Amerika 240 yıllık geçmişinde sadece 45 devlet başkanı gelmiş. Bizim cumhuriyetimiz daha 2023'de 100.yılını dolduracak. Bu anayasa değişikliği kişisel bir arzu, kişisel bir temenni, durup dururken ortaya çıkmış bir sorun çözme çabası değildir. Bu tamamen memleketin ihtiyacı olan, siyasi istikrarın, güçlü Türkiye'yi sağlamanın ön koşuludur. Milletimiz bu aralar bu konuyu çok konuşacak. Tartışmalar yararlıdır. Muhalefet size anlatacak. Sadece bu sistem istikrarsızlık getirmiyor, bu sistem bundan sonra da sürdürülmesi çok zor bir sistem. 2007 yılında e muhtıra çekildi hükümete. Vesayet rejimi vardı ya Cumhurbaşkanını seçtirmediler. Eşi başörtülü dediler veya o tür benzer muarazalarla müdahale oldu. Yargı vesayet sisteminin bir parçası olarak 367 gerekir dedi. O zaman biz de millet seçsin cumhurbaşkanını dedik. Şimdi milletin seçtiği Cumhurbaşkanı seçildiği zaman ne yapar? Ortaya bir Türkiye vizyonu ve program ortaya koyar. Bu Cumhurbaşkanı en az yüzde 50 ve daha fazla oyla seçilecek. 1980 anayasası ile mevcut sistemde cumhurbaşkanına büyük yetkiler vermiş. Kararları onaylamaz, kanunları veto eder, anayasa mahkemesine götürür, rektörlerin hepsini atar, il müdürlerinin atamaları bile cumhurbaşkanının onayına tabidir. Böyle bir sistemde çift başlılık olur" dedi.
"İki başlılık Türkiye'de büyük sıkıntılara neden olur"
Şimşek, "Bugün muhalefet lideri bir uçakta bile 2 pilot var demiş. Doğru. Ama birisi kaptan pilot diğeri yardımcı pilot. Çift başlılık olmaz. Bu iki başlılık ileride Türkiye'ye büyük sıkıntılar yaratır. Halk tarafından seçilmeyen Cumhurbaşkanları ile hükümetler arasında krizler yaşandı. Rahmetli Özal ile Evren arasındaki çekişmeleri, Demirel'le Özal arasındaki çekişmeleri, hatta Demirel'in kendi getirdiği Başbakan Çiller'le olan tartışmaları, krizleri hatırlarsınız. Özal'ın kendisi getirdiği Mesut Yılmaz'la olan sorunlarını, Ecevit tarafından neredeyse getirilmiş olan sayın Sezer'in 2001'de anayasada kitapçığını fırlattığı krizleri hepiniz bilirsiniz. Bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye'ye sadece istikrar getirmeyecek, güçlü bir yönetim getirecek. Aslında var olan sistemin de ileride kriz yaratma potansiyelini de ortadan kaldıracak. Gerçekçi olalım. Millet tarafından seçilmiş bir Cumhurbaşkanı, en az yüzde 50 oy, büyük yetkiler var, yine meclis içerisinden çıkmış bir hükümet, orada da etki karmaşası, böyle olmaz tabi" dedi.
"Türkiye için dönüm noktası"
Muhalefetin Türkiye'de tek kişilik bir rejime gidileceği yönündeki eleştirilerine değinen Şimşek, "Yok öyle bir şey. Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanını millet seçecek. Cumhurbaşkanı kim olursa olsun onun sınırlarını yasalar, anayasa belirleyecek. En önemlisi 2 dönem seçilecek. 5 yıllığına seçileceksiniz icraatınızı yapacaksınız millet beğenmezse bir daha seçmez. Amerika'da ve Fransa'da böyle bir sorun yaşanıyor mu? Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden bazıları cumhurbaşkanlığı, başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Önemli olan denge, fren sisteminin sağlanması. İşte burada çok daha güçlenmiş meclis olacak. Meclis yasalar çıkartacak, denetim yapacak. Cumhurbaşkanı ve kabinesi, yardımcıları icraat size hizmetkarlık yapacak. Meclis tarafından da denetlenecek. Yargı da bağımsız ve tarafsız olacak. Bu konu önemli. Türkiye için önemli bir dönüm noktası. Türkiye bu zor coğrafyada bu kadar terör tehdidi altında zayıf hükümetlerle bu işi yürütebilir mi?" diye konuştu.
7 Haziran 2015'teki genel seçimlerden sonra PKK'nın o dönem hendekler kazdığını anımsatan Şimşek, "7 Haziran'da biz mecliste hükümet kuracak bir çoğunluğu yakalayamadık. Bölücü terör örgütü PKK bunu fırsat bildi, bazı ilçe ve mahallelerde çukur, hendek kazarak neredeyse işgal etme küstahlığına girdi. Gereken yapılmaz sandılar. O zor dönemde de biz cumhurbaşkanımız ve başbakanımız çok güçlü ve kararlı bir şekilde terörün üzerine gitti ve başını ezdik. O günün şartlarında koalisyon hükümeti kurulsaydı, o koalisyonun içinde terör örgütlerinin muzahir kesimler olsaydı, bu memleket bu kararlılığı gösterebilir miydi? Bu yeni sistem terörle mücadelede elimizi güçlendirecek. Güçlü yönetim hızlı karar verebilme, kararların hızlı verilmesi ve uygulanması. Türkiye emin adımlarla emin ellerde sağlam bir şekilde 2023 ve uzun vadeli hedeflerine yürüyor. Bizim derdimiz ve amacımız Türkiye'nin artık koşması gereken bir dönemde olduğuna inanıyoruz" şeklinde konuştu.
"Kadının okumasına önem veriyoruz"
Tüm kadınların kadınlar gününü kutlayan Şimşek, "Bizim kültürümüz, inancımız, kadını merkeze alır, kadına büyük değer verir. Hükümetlerimiz döneminde de gerçekten kadın erkek fırsat eşitliğinin sağlanması ve tüm alanlarda kadınlarımızın desteklenmesine yönelik özellikle istihdam, girişimcilik, her konuda Türkiye hükümetlerimiz döneminde çok önemli reformlar yaptı ve adımlar attı. Bu konuda önemli kaynak ayırdı. Kadınlarımızın eğitimi, her şeyin başında geliyor. Çünkü bir adamı eğitirseniz bir kişiyi eğitmiş olursunuz ama bir kadını eğitirseniz bir neslin tamamını eğitmiş olursunuz. Onun için kadınlarımızın eğitimi bizim için en büyük ve en önemli öncelikli konu. Hükümetlerimizin döneminde Cumhurbaşkanımız ve eşi Emine hanımefendinin aldığı bir takım inisiyatifler var. Haydi Kızlar Okula, Baba Beni Okula Gönder projeleri var. Özellikle kız çocuklarımızın eğitime kazandırılması noktasında gerçekten çok başarılı projeler uygulandı. 2002 yılında ilköğretimde 100 erkek öğrenci başına 91 kız öğrenci vardı. Bugün 100 erkek başına 102 kız öğrenci var. Sadece arayı kapatmadık, kızlar şimdi ilköğretimde oran olarak erkeklerden daha fazla. Bunu çok önemsiyorum. Aynı şey ortaöğretimde de var. 100 erkek öğrenci başına 70 kız öğrenci düşüyordu bugün 95 kız öğrenci düşüyor. Üniversitede de eskiden okullaşma oranı yüzde 12 civarındaydı, bugün yüzde 40'ları aşmış durumda. Bunu neden vurguluyorum? Çünkü kadınlarımız, kızlarımız iyi eğitim alırsa bir nesil eğitim almış olur. İş hayatında, istihdamda fırsat eşitliği yakalanır. Bu da Türkiye'nin bu medeniyet yarışında daha güçlenmesini sağlar. Kadınlarımızın etkin olmadığı bir ekonomi tek bir motorla giden bir uçak gibidir. Şimdi kadınlarımızın faal olması, eğitimli, nitelikli olması bizim dünya ile rekabet etmemizin en önemli faktörlerinden birisidir. O yüzden kadınlarımızın eğitimine çok önem veriyoruz" açıklamasında bulundu.
"2 milyon kadına iş sağladık"
Türkiye'de bugün toplanan her 100 liralık verginin 24 lirasını eğitime harcadıklarını aktaran Şimşek, "Bu muazzam bir rakam. Bu milletimizin zaten özlemi olan bir önceliklendirme. Maalesef eskiden böyle değildi. 2000'li yılların başında 100 liralık verginin 86 lirası faize gidiyordu. Şimdi eğitim bizim en büyük harcama kalemimiz. Aynı şekilde istihdam, işgücüne katılım. Biz birçok kanuni düzenleme yaptık. Kadınlarımıza pozitif ayrımcılık yapıyoruz. İşverenlere diyoruz ki; yeter ki kadınları işe alın biz sizden prim almayalım. Büyük destekler veriyoruz. İşgücüne katılım oranı gelişmekte olan ülkeler arasında son 10 yılda en hızlı artışı sağlayan ülkelerin başında geliyor. İşgücüne katılım oranı 2005'te yüzde 25'ler civarındayken bugün yüzde 33'lere kadar çıkmıştır. İstihdam da artıyor. 2002'li yılların başında 6 milyon kadınımız çalışırken bugün 8,2 milyon kadınımız çalışıyor. Net olarak 2 milyon kadınımız, bacımıza iş bulmuşuz, imkan sağlamışız. Hükümetimizin politikalarının merkezinde kadınlarımız var. Çünkü kadınlarımız ailenin ve toplumun temel taşıdır. Sizler güçlü iseniz Türkiye'de güçlüdür. Toplumda cehalet ve başka faktörlerden kaynaklı kadınlarımıza olumsuz ve kanunlarla şiddeti azaltma noktasında çok mesafe kat ettik. İnşallah eğiterek, caydırıcı tedbirlerle bu alandaki sorunları da gidermiş oluruz. Sadece bugün dünya kadınlar günü olarak kutlanıyorsa da her gün kadınlarımız, onların eğitimi, istihdamı, girişimciliği, fırsat eşitliği bizim öncelikli gündem maddemiz" şeklinde konuştu.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.