Başkan Acar’dan Kocaoğlu’na açık teklif
Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, İzmir kamuoyunu uzun süre meşgul eden Aliağa-Çaltılıdere Mahallesi'ndeki 461 parsel numaralı 597 bin 546 dönümlük...
Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, İzmir kamuoyunu uzun süre meşgul eden Aliağa-Çaltılıdere Mahallesi'ndeki 461 parsel numaralı 597 bin 546 dönümlük araziyle ilgili son noktayı koydu. Acar, "Taahhüt ettiği yatırımları yapması karşılığında arsayı bedelsiz olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne devredeceklerini ifade etti.
Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, söz konusu araziyle ilgili teklifinden önce belediyecilik hakkında açıklamada bulundu. Acar, "Hizmetlerin ağırlıkla belediyeler vasıtasıyla millete ulaştırıldığı bir sistem içinde görev alıyor, faaliyet yürütüyor olmaktan kıvanç duyuyorum. Bu hizmetlerin büyük çoğunluğunu doğrudan gündelik hayatınıza temas eden hizmetler oluşturuyor. Böyle olması belediyelerin hem en büyük avantajı, hem de en büyük sorumluluğu. Doğrudan gündelik hayatınıza temas ettiği için size getirilen hizmetlerin yeterli olması gerekir. Eğer gündelik hayatınızı doğrudan etkileyen bu hizmetlerden memnun değilseniz, hiçbir belediye başkanı utanmadan, sıkılmadan karşınıza çıkmaya cesaret edemez. Belediyelerin en önemli görevi milletin layık olduğu ve milletin istediği hizmetlere kavuşmasını temin etmek, o hizmetleri milletin ayağına götürmektir. Biz bu göreve bunları bilerek, inanarak talip olduk. Milletimizin layık olduğu hizmetlere kavuşmasını temin etmek temel şiarımız oldu. Milletimizin ihtiyacı olduğu halde ulaşamadığı hizmetleri, ihmal edilen hizmet alanlarını tespit edip bu hizmet alanlarıyla ilgili projeler geliştirdik. Hem hizmetin ulaştırılması için, hem de geliştirdiğimiz projelerin uygulanabilmesi için gereken finansmanı temin etmek de bizim işimiz, milletimizin bize yüklediği bir görev. Bu görevi bugüne kadar yüzümüzün akıyla yerine getirdik. Rabbim bizi mahcup etmedi, hamd olsun. Kanunen ilçe belediyesi olarak bizim görevimiz olmayan hizmet alanlarında da milletimizin ihtiyaçlarını temin etmeye çalıştık. Kanunun bize yetki vermediği hizmet alanlarındaki bu ihtiyaçların büyük kısmı İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yapması gereken hizmetlerdi. Mesela ana caddelerin bakım onarımı, asfaltlanması, su ve kanalizasyon işleri, sinekle mücadele, mezarlıklar, otoparklar Büyükşehir Belediyesinin görev ve sorumluluğu altında. Fakat biz "bu bizim görevimiz değil" demeden bu hizmetleri de, tüm olumsuzluklara ve engellemelere rağmen, sevgili Aliağalılar'a ulaştırmaya gayret ediyoruz. Çünkü bu hizmetler yerine getirilmediğinde Aliağalılar, yani bizler mağdur olmaktayız." dedi.
Çanakkale-İzmir yolu, köprülü kavşaklar, eğitim, sağlık, güvenlik merkezi gibi hükümetin görev ve yetki alanındaki hizmetleri de ilçe halkına ulaştırmaya gayret ettiklerini belirten Başkan Acar, "Biz bu hizmetlerin kimin yetki ve görev alanında olduğuna bakmadan, "Bu hizmetlere Aliağalılar layıktır" diyerek halkımıza sunduk. Bu hizmetlerimizin vatandaşımıza ulaştırılmasında da birçok engellerle karşılaştık. Bunları mazeret olarak dile getirmiyorum. Sadece bir gerçeği açığa çıkarmak için, meseleyi ve gerçeklerin bilinmesi için söylemek durumunda kaldım." ifadelerini kullandı.
"Kentin ihtiyacına göre arsa üretmek belediyelerin görevi"
Türkiye'de hem yurt içinde hem yurt dışından dış göçler yaşandığını ve hareketliliğin doğudan batıya doğru ilerlediğini kaydeden Başkan Acar, şöyle devam etti: "Öyle görünüyor ki bu hareketliliği durdurmak mümkün değil. Merkezi hükümetin alması gereken tedbirler, yerine getirmesi gereken yükümlülükler var. Bunları anlatacak, bunları masaya yatıracak değiliz. Gerekirse onu da yaparız ama göçün bizi ilgilendiren ve acil çözüm gerektiren birkaç noktası var. Bu sorunlardan en önemli iki tanesini arsa - arazi temini ve hizmet. Arsa - arazi üretimi hem mesken için, hem iş yerleri için, hem de dinlenme - eğlenme amaçlı yerler için gerekli. Bunu temin etmek de belediye olarak bizim görevimiz. Millete hizmet götürmek ise bizim asli görevimiz. Belediye olarak doğrudan sorumluluk alanımızda bu ikisi olduğu için bunları saydım. Yoksa göçün kültürel uyumdan demografik yapı değişimine kadar birçok alanı ilgilendiren yönlerinin olduğunun biz de farkındayız. Belediyelerin temel görevlerinden biri de hizmet ulaştırdıkları il yahut ilçede mesken veya iş yeri için kullanılmak üzere arsa ve arazi üretmesidir. Arsa ve arazi üretiminin milletin gündelik hayatına doğrudan temas eden yönleri de var. Biz belediye olarak böyle bir görevle de yükümlüyüz. Belediyeler bir kamu kurumudur ve kamu kurumu olmaları hasebiyle Belediyelere intikal eden arsa ve araziler vardır. Belediyeler bu arsa ve arazileri hem en önemli hizmetlerinden olan mesken ve iş yerleri için arsa - arazi temini için kullanırlar, hem de bu arsa ve arazileri satarak belediyeye gelir temin etmek için kullanırlar. Bu, belediyelerin en doğal hakkı ve üstelik yapması gereken bir iştir. Eğer Belediyeler arsa - arazi üretimi ve satışı yapmazsa hem "hizmet kusuru" işlemiş olurlar, hem de bu hizmetlerin millete ulaştırılmasında aksamalara sebep olurlar. Belediyeler arsa da satarlar, arazi de satarlar. Bunda yanlış bir şey yok. Eğer bir yanlışlık aranacaksa arazi satışından sonra yapılan imar değişikliklerine bakmak lazım. Yanlış olan arazinin satışından sonra imar değişikliği yapmaktır."
Çaltılıdere'deki arazinin yüzde 60'ı SİT alanı
Çaltılıdere'deki 597 bin 546 dönümlük arazinin satışı ile ilgili yaşanan sorunlar sebebiyle uzun bir açıklama yapmak zorunda kaldığını ifade eden Başkan Acar, konuyla ilgili şunları söyledi: "Çaltılıdere'deki arazinin satılmasının niçin gerektiğini soran bir Allah'ın kulu çıkmadı şimdiye kadar. Yapılan sadece tezvirat. Söylenen sadece yalan. İftiraların hiç birinin tutar tarafı yok. Her şeyden önce kanun "hisse sahiplerinden birinin talip olması durumunda öncelikle satışın hisse sahibi talipliye" yapılacağını hükme bağlıyor. Biz kanunun bu hükmünü uygulayarak satışı hisse sahibi olan kişiye yaparsak bunda herhangi bir yanlışlık yok. Arazinin peşkeş çekilmesi diye bir durum ise asla mümkün olamaz. Çünkü arazinin metrekaresi, rayiç fiyatın neredeyse 8 buçuk katı bir fiyatla satılmış. Bunun neresi peşkeş, onu da anlamak mümkün değil. "Arazi satıldıktan sonra imar planını değiştirmek" şeklinde bir yalanı izah etmek için açıkçası utanıyorum. Bu bilgisizlik karşısında, bu kötü niyet karşısında açıkçası hicap duyuyorum. Çünkü 597 bin 546 dönümlük arazinin yüzde 60'ı birinci dereceden SİT alanı. Hepimiz biliyoruz ki birinci dereceden SİT alanına bir tek çivi dahi çakamazsınız. Arazinin geri kalan yüzde 40'lık kısmının ise tamamı rekreasyon alanı. Rekreasyon alanında neler yapılabileceği belli. Oraya da sadece mesire yeri, düğün salonu, kafeterya, spor alanları, aqua park gibi tesisler yapabilirsiniz, başka bir şey değil. Bu şekildeki mevcut imar planını değiştirebilecek kurumlar sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi. Bu gerçeklere rağmen "satıştan sonra imar planını değiştirecek" iftirası atılıyor. Bu sözleri duyunca onlar adına hicap duyuyor, onlar adına üzülüyorum. Bu yalanlara, bu tezviratlara itibar edecek olursanız biz çok kötü bir şey yapmışız. Oysa meselenin aslını bilirseniz bu meselede koparılan yaygaranın "bir bardak suda fırtına koparmak" tan pek farkı olmadığını görülür. Tüm bunlara rağmen kimse de çıkıp "yahu kardeşim siz bu araziyi niçin satıyorsunuz?" diye sormuyor. Bu arazinin satışı tümüyle bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Biz bu millete hizmet için yola çıktık. Aliağalılar'ın layık olduğu hizmeti alabilmesi için her şeyi yaptık, yapıyoruz. Sayın Aziz Kocaoğlu'nun yapması gereken işleri de biz yapıyoruz. Çünkü Aliağalılar'ın mağdur olmasını istemiyoruz. Aliağa'yı dünya şehri yapma hedefimiz doğrultusunda yürüyoruz. Aliağa'nın hedefleri var. Hem hizmetlerin aksamadan yürütülebilmesi, hem de geliştirdiğimiz bir takım projelerin daha hayata geçirilebilmesi için finansman temin edilmesi gerekiyor. Fakat hizmetlerin yürümesi ve Aliağa'nın ihtiyacı olan projelerin ivedilikle yapılması gerekiyor. Çünkü bu bizim temel görevimiz. Muasır medeniyetler seviyesine yetişmek için acelemiz var."
"Araziyi bedelsiz veririz"
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na çağrıda bulunan Başkan Acar, "Bizim araziyi elden çıkarmak gibi bir derdimiz yok. Bizim derdimiz hizmetlerin yürütülmesi, projelerin uygulamaya konulabilmesi. Biz araziyi İzmir Büyükşehir Belediyesine verelim. İzmir Büyükşehir Belediyesi de bunun karşılığında Çaltılıdere'deki araziye modern düğün salonları, kafeteryalar, restaurantlar, mesire ve spor alanlarının yanı sıra kuzey İzmir'e hitap edecek bir aquaparkı gelecek yaza kadar yapsın. Araziyi bedelsiz İzmir Büyükşehir Belediyesine verelim. Arazi için vermeleri gereken para ile de Yeni Şakran'ın kanalizasyonunu yapsın. Üstelik Yeni Şakran'ın kanalizasyonunu yapmak İzmir Büyükşehir Belediyesinin işi, onların görev ve sorumluluğu altında. Biz Büyükşehir'den para almayalım. Yeter ki İzmir Büyükşehir Belediyesi artık Aliağa için bir şeyler yapsın." dedi.
Açıklamasının sonunda, Aliağa'ya hizmet etmekten gurur duyduklarını belirten Başkan Acar, "Aliağa'ya hizmet bizim asli görevimiz. Hizmetlerimizi aksatmak istemiyoruz. Yeni projelerle hizmet ağımızı genişletmek istiyoruz. Çaltılıdere'deki arazinin satışının en önemli sebebi budur. Gerisi laf -ı güzaftır." diye konuştu.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.