Bu Balığı Yemek Serbest, Dokunmak Yasak
Kızıldeniz'den Akdeniz'e geçen ve artık burada da bir yaşam alanı kurmaya başlayan aslan balığı, bir taraftan zehirli dikensi ışınları ile insanlar...
Kızıldeniz'den Akdeniz'e geçen ve artık burada da bir yaşam alanı kurmaya başlayan aslan balığı, bir taraftan zehirli dikensi ışınları ile insanlar için tehlike oluştururken, bir taraftan da diğer türler üzerinde baskı oluşturuyor. Aslan balıklarının etinin tüketilebildiğini belirten Doç. Dr. Deniz Ayas, artık kendisine Mersin açıklarında da yaşam alanı bulan bu balıklara canlıyken çıplak elle dokunulmaması uyarısında bulundu.
İndo-Pasifik kökenli, Kızıldeniz'den Akdeniz'e geçen tropik bir balık türü olan aslan balığı, Mersin'in Silifke ilçesine bağlı Taşucu ile Anamur ilçesi arasındaki denizde de görülmeye başlandı. Zehirli olan ancak eti tüketilebilen aslan balığı ile ilgili açıklama yapan Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Ayas, Türkiye'nin Akdeniz açıklarında da artık aslan balığının yaşamaya başladığını söyledi. Aslan balıklarının, küçük balıklar, omurgasızlar ve kabuklularla beslenen avcı türler olduklarına işaret eden Doç. Dr. Ayas, "Bu avlanma sezonu içerisinde çok sayıda aslan balığı topladık. Özellikle Taşucu-Anamur arasında yapılan balıkçılık faaliyetlerinde çok sayıda aslan balığı yakalandı. Bu bireyleri topladık, fakültemizde muhafaza altına aldık. Bu türle ilgili çeşitli çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Sayısında gözle görülebilir bir artış var. Bu türün istilacı karakterde ve usta bir avcı olması, ülkemizde özellikle Doğu Akdeniz ekosisteminde popülasyonlar kurabileceğini öngörüyoruz" dedi.
"Aslan balıkları, toplam 18 adet zehirli dikensi ışına sahiptir"
Aslan balıklarının, sırt yüzgecinde 13 adet, anal yüzgeçte 3 adet ve göğüs yüzgecinde 2 adet olmak üzere 18 zehir enjekte eden dikensi ışına sahip olduklarını belirten Ayas, "Bu dikensi yapılar kurbanına battığında zehri kurbanına enjekte eder. Bu balıklar zehirlidir ve aslında bu dikensi ışınların amacı, balığın kendisini avcılarına karşı korumaktır" diye konuştu.
Doğu Akdeniz'i yaşam alanı olarak seçen aslan balıklarının, çoğalmasının diğer türler üzerinde bir baskı oluşturacağı için bir risk durumu olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Ayas, "Bununla birlikte insan gıdası olarak bu türün tüketiminin bulunması da belki bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Ayrıca, zehirli ışınlara sahip olmalarına rağmen bazı avcı türler tarafından da tüketiliyor. Bu tüketim, bunun üzerinde sınırlı bir baskı oluşturabiliyor. Ayrıca, ekosistemde oluşturacağı tahribatı önlemek için birçok ülkede aslan balığı avcılığı yapılmakta ve eti tüketilmekte" ifadelerini kullandı.
"Canlıyken elle dokunmayın"
Aslan balıklarının, beslenmeleri sırasında saldırgan bir karakterde olsalar da dalgıçlar, balıkçılar ve yüzücülere karşı saldırgan olmadıklarını vurgulayan Ayas, "Balıkçılar ve dalgıçların yaşadıkları birçok kaza, bu balıkları yakalamaya çalışmaları sırasında gerçekleşiyor. Balıkların etinde bir zehir olmamasına rağmen, kurbana sadece bu zehir enjekte eden dikenler sayesinde zehir enjeksiyonu gerçekleşiyor. Canlıyken bu balığın yakalanması ve elle tutulmaya çalışılması sırasında gerçekleşiyor. Birçok kaza bu şekilde oluyor. Trol avcılığı gibi endüstriyel balıkçılık faaliyeti yapan balıkçılar, bu balıkla karşılaşma riski olan dalgıçlar bu balıkları kesinlikle elleriyle tutmamalılar. Çünkü elleriyle tuttukları anda zehir enjeksiyonu gerçekleşiyor. Bu da ciddi bir risk doğuruyor. Bu tür ile karşılaşma olasılığı yüksek olan dalgıçlar ve balıkçılar dikkatli olmalılar" şeklinde konuştu.
"Bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklar ve yaşlılarda ciddi hayati tehlike oluşturabilir"
Taşucu-Anamur arasında bu balıkla ilgili bilgilendirme faaliyetlerini bir yıldır sürdürdüklerini dile getiren Ayas, zehirli yüzgeç ışınlarına sahip olan bu balıklara karşı mutlaka dikkatli olunması uyarısında bulundu. Geçmişte bu balık nedeniyle çok ciddi ve tehlikeli vakalar yaşandığını söyleyen Ayas, "Aslan balığı zehri insanda aşırı acı, kusma, ateş, solumun güçlüğü, baş ağrısı ve ishal gibi birçok semptomun ortaya çıkmasına neden oluyor. Nadir olarak kalp rahatsızlıkları görülebiliyor. Sağlıklı erişkin insanlarda ölüm nadir görülüyor. Ama bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklar ve yaşlılarda, ayrıca alerjik bünyeli insanlarda ciddi hayati tehlike oluşturabilir. Aslan balıkları tarafından gerçekleşen yaralanmalarda kişi en kısa sürede bir sağlık kurumuna başvurmalıdır" dedi.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.