Buzağı Ölümleri Hayvancılık Sektörüne Darbe Vuruyor
Adana Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Yaşar Kahya, bakımsızlık ve düzenli aşı yapılamaması nedeniyle yılda 415 bin buzağının...
Adana Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Yaşar Kahya, bakımsızlık ve düzenli aşı yapılamaması nedeniyle yılda 415 bin buzağının öldüğünü belirterek, "Yarısını yaşatabilsek hayvan ithalatını önleyebiliriz" dedi.
Adana İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Yaşar Kahya, CHP Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer'in kendisini ziyaretinde yaptığı açıklamada, hayvancılık sektörünün en önemli sorunlarından birinin önlenemeyen buzağı ölümleri olduğunu söyledi. Bakımsızlık ve düzenli aşı yapılamaması nedeniyle yılda 415 bin buzağının öldüğünü söyleyen Kahya, "Yarısını yaşatabilsek hayvan ithalatını önleyebiliriz. Ülkemizde hayvancılığa verilen desteğin 3 katını ithalata harcıyoruz. Bu para ülkemiz hayvancılığının gelişimi için harcanmalıdır" diye konuştu.
Konunun Türkiye açısından önemine değinen Kahya, tüm milletvekillerinin konuya duyarlılık göstermesini diledi. Hayvancılık sektörünü ilgilendiren 5996 sayılı yasa yapılırken kendilerinden görüş alınmadığını savunan Kahya, şöyle konuştu:
"Belirli verim ve dayanıklılığı olan düve yetiştiriyoruz. Üyelerimizin sütünün değerinde satılmasını sağlıyoruz. 7 ekiple ve veterinerlerle suni tohumlama çalışması yapıyoruz. Yeni bina çalışmamız sürüyor. Pastörize süt üretimiyle Adana markası olmak istiyoruz ancak sorunlarımızın çözümü için, hayvancılığın geleceği için yetkililerden destek bekliyoruz. Birlikler ve kooperatifler desteklenmeli ve denetlenmeli. Anaç sığır olmazsa süt olmaz süt olmazsa et olmaz. Girdi fiyatı düşmeli, süt değerinde satılmalı, pazar sorunu yaşanmamalıdır. Aksi halde üretim bitme noktasına gelir."
"Tarım ve hayvancılık siyasi bir olgu olarak değerlendirilemez"
CHP Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer ise tarım ve hayvancılık sektörünün gelişimi için çağdaş ulusal politikalara acilen ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Tarım ve hayvancılığın tüm dünyada stratejik bir öneme sahip olduğunu, Türkiye'nin bu gerçekliği henüz göremediğini ifade eden Tümer, "Tarım ve hayvancılık siyasi bir olgu olarak değerlendirilemez. Sorunlar, ulusal politikayla çözülmelidir. Tüm paydaşların ortak noktada buluştuğu ve fikirlerinin alındığı bir yapı oluşturulmalıdır. Köydeki vatandaşlarımızı kendi topraklarında tutabilmeliyiz. Gezdiğimiz köylerde hane sayılarının oldukça düştüğünü gözlemliyorum. Köylümüzü desteklerle kendi yerinde tutabilirsek tarım ve hayvancılığımızı geliştirebiliriz" dedi.
Ülkemiz ekonomisini ve geleceğini doğrudan ilgilendiren tarım ve hayvancılığın gelişimi için üretici, birlik ve kooperatiflerin desteklenmesi, dünya ile rekabet edebilecek düzeye gelmesi gerektiğinin altını çizen Tümer, "Tarımda ve hayvancılıkta her yıl milyarlarca liralık ithalat yapılması Türkiye'nin tarım ülkesi olduğu teziyle bağdaşmıyor" diye konuştu.
Türkiye'de her yıl 415 bin buzağının çeşitli nedenlerle öldüğünü öğrenen ve durumu içler acısı olarak değerlendiren Tümer, hayvancılık sektöründeki girdi maliyetlerinin düşürülmesi, hayvanların sağlıklı beslenmesi ve üreticinin hayvan yemine daha kolay ulaşımının sağlanması gerektiğini kaydetti.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.