“Çeşme Bayramda Doldu Ama, 9 Gün Doluluk Yaşanamadı”
Çeşme’deki turistik otellerden birisi olan Pırıl Otel’in Genel Müdürü Kaan Bayhan, “Bayramda Çeşme doldu. Ama, 6 günlük, 9 günlük operasyonlar olmadı. 2-3 günlük doluluk yaşandı. Bayram 3 gün dersek, 3 gün her otel doluydu. Ama 9 gün dol
Çeşme’deki turistik otellerden birisi olan Pırıl Otel’in Genel Müdürü Kaan Bayhan, “Bayramda Çeşme doldu. Ama, 6 günlük, 9 günlük operasyonlar olmadı. 2-3 günlük doluluk yaşandı. Bayram 3 gün dersek, 3 gün her otel doluydu. Ama 9 gün doluluk yaşanamadı” dedi.
9 günlük bayram tatilinin Çeşme ve Türkiye turizmine etkisini değerlendiren Bayhan, “”Çeşme, önemli bir destinasyon. Bu gözardı edilemez. Türkiye turizminin olmazsa olmazı. Bayramda Çeşme doldu. Ama, 6 günlük, 9 günlük operasyonlar olmadı. 2-3 günlük doluluk yaşandı. Bayram 3 gün dersek, 3 gün her otel doluydu. 9 gün doluluk yaşanamadı. Bunda, Türkiye’deki krizin de etkisi var. Bu anlamda insanlar; ‘tatile çıkayım, stres atayım’ diye düşünmediler, ya da tatili kısalttılar. Bayram tatili sonrası da hemen yaz tatili başlıyor diyemiyoruz. Okullar daha kapanmadı. Üniversite sınavları var. İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri var” diye konuştu.
“Amacımız, Çeşme’yi tercih eden insan sayısını arttırmak”
Çeşme’nin yine yoğun talep aldığını vurgulayan Kaan Bayhan, “Kuşadası’nda ve Bodrum’da, bazı otellerin bayram tatilinde indirim verdiklerini duydum. Üstelik bunlar nitelikli tesisler. Ama Çeşme’ye baktığımızda, böyle indirim veren otel yok. İyi talep aldı. Çeşme’nin bir popülasyonu var. Bizim amacımız; Çeşme’yi tercih eden bu kesimi, daha da arttırmak. Bunun için ne yapmalıyız? Bunu belirlemek gerekir. Bu kısa sürede olabilecek şey değil tabi. Uzun bir uğraş gerektiriyor. İnsanları ilk önce inandıracaksınız. İnsanlar size güvenecek. Sonra, ‘Çeşme’ye niye geleyim?’ sorusunun yanıtını bulacak” diye kaydetti.
“Çeşme, rant peşinde koşanların kurbanı olmamalı”
Çeşme’nin, Türkiye turizminin göz bebeği, çok güzel bir belde olduğunun altını çizen Bayhan, “Bunu heba etmememiz gerekir. Rant peşinde koşan insanların kurbanı olmamalı. Belli bir düzen ve ahenk içinde olmalı. Bayramın birinci günün açılan mekanın, üçüncü günü kapandığını duyuyoruz. Kimse kolay para kazanmıyor. 50 lira veren insan ile 500 lira veren insanı birbirine yakın yere sokmaya çalışıyorsunuz. Bu olmaz. Bu bir strateji değil. Biz orayı, 50 liraya mı, 500 liraya mı satacağımıza karar vermeliyiz. 500 liraya satacaksak, bir kalite getireceksek, o zaman o kitleye hitap edecek şeyleri koymamız gerekiyor. Bu konu gerçekten rahatsızlık yaratıyor” diye dikkat çekti.
“Eğlence-dinlence dengesini bulmak gerekiyor”
Alaçatı’da, son yıllarda en büyük sorun olarak öne çıkan gürültü sorununa da değinen Bayhan, “Alaçatı’daki gürültü sorunu, oradaki butik otelleri de etkiliyor. Butik otellerden çıkıp, bize gelen konuklarımız var. Elbette eğlence de gerekli, dinlence de gerekli. Bunu çok ayarlamak gerekiyor. İki tarafı keskin bıçak. Bıçak sırtındayız. Yatırımcılara da hak vermemiz gerekiyor. Yaptığı yatırımı çıkarmak isteyecek doğal olarak. Ama diğer taraftan dinlenmeye gelen insan var. Yerel yönetime de görev düşüyor. Biraz zor olsa da dengeyi bulmak gerekiyor. Eğer önlem alınmazsa, 3-5 yıl sonra Alaçatı’nın nasıl olacağını bilemiyorum” diye ifade etti.
“Turizm bilinci oluşturulmalı”
Çeşme’de turizmin topyekün yaşanması gerektiğini belirten Bayhan, “Herkesi turizm hakkında bilinçlendirmemiz gerekiyor. Okullardan başlayarak, turizm bilinci oluşturulmalı. Çeşme’nin bugünü de, geleceği de turizm. Çeşme, uzun yıllar turizmden ekmek yiyecek. Çok uzun sahil bandı var. Yeni açılacak turizm bölgeleri var. Yeni turizm bölgeleri açılırken, bilinçli bir yerleşim, bilinçli bir yaklaşımla yürümek gerekiyor. Eğlence nerede olacak? Dinlence nerede olacak? Bunu kimler denetleyecek? Güvenliği kim sağlayacak? Hepsinin doğru olarak belirlenmesi gerekir. Bazı mekanlarda olmadık Bodyguard’lar görüyoruz. Neredeyiz biz?” diye konuştu.
“Avrupa’da da plajlarda şezlong yok, ama güvenlik önemli”
Çeşme Belediyesi tarafından 10 yıllığına kiralanan Çeşme’nin en ünlü plajlarından birisi olan Ilıca Plajı’nda, şezlong ve şemsiyelerin kaldırılması kararını da değerlendiren Bayhan, “Avrupa’ya baktığımızda, hiçbir plajda şezlong yok. Dünyanın sayılı plajlarına, havlunuzu alıp gidiyorsunuz. Şemsiye hizmetini ve kampetleri, plajdaki Corner’lardan kiralayarak alabiliyorsunuz. Bu tabi, bizim gözümüzün alışmadığı bir şey. Tabi, parası olan kesimler, Beach Club’lara gidebiliyor. Orada şemsiye, şezlong hizmeti alabiliyor. Öbür tarafta halk, hiçbir ücret ödemeden deniz ve kumdan yararlanabiliyor. Avrupa’daki örnekleri çok olduğu için, yabancı turist buna alışkın. Bizim insanımız da bir süre sonra alışacaktır. Ama şuna da dikkat etmemiz gerekir; plaja giden insanımız nasıl güven içinde olacak? Zabıtanın ve polisin yoğun güvenlik önlemi alması gerekir. Farklı düşünce ile plaja gelen insanlara fırsat vermemek gerekir” diye vurguladı.
“Nitelikli Çinli turiste ulaşmamız gerekir”
Son yıllarda Çeşme’de büyük artış yaşanan Çinli, turistler ile ilgili görüşlerini ifade eden Bayhan, “Çin çok kalabalık bir ülke. Bizi de ihya edecek potansiyeli var. Çinliler, yıllarca Kapadokya bölgesine geldi. Yeni yeni İzmir’e ve Çeşme’ye gelmeye başladılar. Ama Çeşme’ye gelen Çinliler, uygun fiyatlı otel ve pansiyonlarda kalıyorlar. Elbette o otel ve pansiyonların da müşteriye ihtiyacı var. Ama Yunanistan’ın Santorini Adası’na baktığımızda, 2 bin dolarlık odalarda kalıyorlar. Biz o Çinli’yi neden getiremiyoruz? Daha nitelikli Çinli turiste de ulaşmamız gerekir” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.