Chp’li Baykal Manisa Mitinginde Konuştu
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Manisa'da düzenlenen mitingde konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Manisa'da düzenlenen mitingde konuştu.
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Manisa'da miting düzenledi. 15 Temmuz Demokrasi Meydanında düzenlenen mitingde Baykal'a İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, CHP Manisa Milletvekili Mazlum Nurlu, CHP Manisa İl Başkanı Halil Tokul, eski milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
CHP'li Baykal, 16 Nisan'da gerçekleştirilecek Anayasa referandumu için vatandaşlardan "Hayır" oyu istedi. Orhan Gencebay'ın "Hatasız kul olmaz" şarkısını hatırlatan Baykal, "İnsan; beşer, şaşar, herkes hata yapabilir. "Hatasız kul olmaz" demiş Orhan Baba. Doğru söylemiş. Böyle bu işler hata olur. Küçük hatadır. Büyük hatadır. Hata olduğu zaman ne olacak. Anayasalar, yetki sahiplerinin hata yapması ihtimaline karşı tedbir tanzim eder. O hata yaparsa şuradan döner. Frensiz araba bizim Anayasa. Anayasa yapılmış, gaza basacaksın ama fren yok. Fren de yok stepne de yok arabanın. Allah muhafaza lastik patladı mı bitti. Kenarda duracaksın. Anayasalar aslında bir hukuk metni değildir. Anayasalar bir medeniyet tercihidir. Anayasalarda sen medeniyet anlayışını ne olmak istediğini söylersin. Bizim 1921 Anayasasındaki milletin egemenliği bizi birden uçurdu. Birden biz o lafla, sonra o lafa göre örgütlenmeyle, kurumlaşmayla, Atatürk'ün attığı adımlarla birden Türkiye dünya liginde oynayan bir ülke haline geldi. 1920'lerden beri herkes hayranlıkla baktı. Bu Anayasa çıkarsa biz artık dünya liginden bölgesel lige düşeceğiz. Mahalli lige, yerel lige. Dünyada bir dünya ligi var. Ciddi büyük ülkeler yani hukuku sağlam ülkeler, insan hakları güvencede olan ülkeler, iş başındakinin dediğim dedik, çaldığım düdük diyemediği ülkeler, vatandaşın hukukun korunduğu ülkeler, özgürlüklerin istediği ülkeler, ifade özgürlüğünün olduğu ülkeler, örgütlenme özgürlüğünün olduğu ülkeler, haysiyetine şerefine sahip başı dik insanların güvence içinde devletten korkmadan yaşayabildiği ülkeler, onlar birinci lig. Dünya ligi. Biz onların içindeydik. Şimdi bu çıkarsa biz Ortadoğu mahalli ligine düşeriz" dedi.
"2010 referandumu yüzünden kalkışma oldu"
2010 yılında yapılan referandum nedeniyle 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığını ileri süren Baykal, "2010 yılında da bir referandum vardı. O referandumun konusu 2 madde etrafında oluştu. Başka 22 madde daha var ama onların bir önemi yok. Onlar zaten bizim kabul edeceğimiz millete taşımamıza gerek yok mecliste hallederiz dediğimiz maddelerdi. "Olmaz. Benim kaleme ve kağıda, renkli ışıltılı kağıda sarmam lazım. Şekere bulamam lazım. Onun için ben o maddeleri yaptırtmam. Millet yapmış olsun. Millete götüreyim. Onun içine de acı ilacı. Zehiri yerleştireyim" diye düşündü. O acı ilaç; bir Anayasa Mahkemesinin yapısı değiştiriyordu. İki, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurumunu o zamanki ismiyle değiştiriyordu. Biz "Yapmayın. Dokunmayın bu milletin hakimine. Hakim kendi kendisini seçsin. Sen karışma" dedik. "Yok böyle yapacağız" dedi koydu. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz "Hayır" kampanyası götürdük. Millet "Evet" dedi o referandumda. Milletimizin çıkaracağı ders var. Bakın o referandumda "Evet" verildi. O referandumun sonunda bu meydanın adı Demokrasi Meydanı'na döndü. Çünkü darbe oldu. Kalkışma oldu. Ayaklanma oldu. Eğer o Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurumunu, Anayasa Mahkemesini o cemaate teslim etmeselerdi bu iktidar, "Cenazelerinizi mezardan kaldırın. Götürün. Oy versin" diyenler, o zamanki Cumhurbaşkanı, Başbakan el birliği ile "Evet" diyin diye yönlendirenler başarılı olmasaydı millet "Hayır" deseydi inançla söylüyorum ne ayaklanma olabilirdi ne de darbe olabilirdi" diye konuştu.
"Kime dilekçe veriyorsun?"
'Evet" kampanyasını eleştiren Baykal, "Şimdi bir kampanya yapıyorlar. Rektör çıkıyor diyor ki; "Ben evet oyu vereceğim" Rektör bey sana soran mı var. Nerden çıktı. "Evet" dersin "Hayır" dersin ne bu telaş? Ne bu acele? Neyin peşindesin sen? Kaymakam çıkıyor. Diyor ki "Ben evet vereceğim" Kaymakam bey bak senin kaymakam olduğun ilçede "Hayır" diyecekler var. "Evet" diyecekler var. Sen kaymakamsın. "Evet" verebilirsin. Ama ne konuşuyorsun. Ne demek istiyorsun? Kime dilekçe veriyorsun? Kime müracaat yapıyorsun? Valilik dilekçesi mi bu "Evet" demek kaymakam için. Rektör için "Evet" diyeceğini peşin peşin ilan etmek "Beni YÖK Başkanı yap. Beni YÖK'e al" demek mi? Bir de savcı çıktı benim memleketten Antalya'dan. O da "Evet" diyecekmiş Bir sen eksiktin savcı bey. Savcısı, kaymakamı, rektörü "Evet" diyor. Cumhurbaşkanı "Evet" diyor. Başbakanı "Evet" diyor. Bütün devlet teşkilatı bürokrasi "Evet" diyor. Devlet "Evet" diyor. Millet de "Hayır" diyor" dedi.
"'Evet" çıkarsa ortalık karışır"
Baykal sözlerini şöyle sürdürdü:
"Korku yaratmaya çalışıyorlar. "Hayır çıkarsa ortalık karışır. Kargaşa olur" falan. Ben tam tersini söylüyorum. "Evet" çıkarsa ortalık karışır. Niye karışır biliyor musunuz? 7 bin tane kanun çıkacak. Kanun, mevzuat değişikliği, tüzük değişikliği. Allak bullak olacak Türkiye. Kimse yarınından emin olamayacak. "Evet" çıkarsa herkesin fark etmediği Cumhurbaşkanına verilen yetkilerden birisi eyalet kurma yetkisi. Eyalet kurma yetkisi bu Anayasayla Cumhurbaşkanına veriliyor. Cumhurbaşkanı diyor ki; "Ya 18 maddeyi değiştiriyoruz" 18 madde değil. 18 madde üzerinden 60-70 tane sadece 16. maddede, torba maddede değiştiriyoruz. 56 tane maddeyi sadece torba 16. Anayasa maddesi değiştiriyor. Onların bir kısmı önemsiz. Ama içlerinde çok önemli gizlenmiş maddeler var. 16 maddedeki bir hüküm diyor ki; "Bugün yürürlükte olan Anayasamızın 123. maddesinin 3. cümlesine ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle sözü eklenmiştir" O sözü eklediğin zaman 123 madde şu hale geliyor: "Eyalet kurma yetkisi sadece meclisin tekelinde olmaktan çıkıyor. Cumhurbaşkanının yetkisi içine de giriyor" Cumhurbaşkanını eline "Evet" diyenler bir anahtar verecek. Eyalet anahtarı. Kullanır kullanmaz onu bilemem. "Kullanırım" diyordu eskiden. Şimdi "Kullanmam" diyor. Anayasa çıkarsa günün birinde kullanır mı kullanmaz mı ben bilmem. Hayır kullanmaz diyecek bir Anayasayı beraber değiştirmek için yola çıktığı insanlardan birisi varsa çıksın söylesin de bilelim."
"'Evet" çıkarsa devlet memurları sözleşmeli personel olacak"
16 Nisan'da yapılacak referandumda "Evet" çıkması durumda pek çok memurun sözleşmeli personele dönüşeceğini savunan Baykal, "'Evet" çıkarsa devlet memurlarının önemli bir kısmı sözleşmeli personele dönüşecektir. Sözleşmeli personel olacaksınız. Zannetmeyin ki "Ben devlet memuru oldum. 15 yıl da çalıştım. İşte şu yaşa geldiğimde bilmem 20 yıl daha çalıştığımda emeklilik hakkım var" Yok kardeşim. Her şey yeniden düzenlenir hale gelecek. İşçilerle ilgili olarak. Kıdem tazminatlarınız var ya. Sık sık birilerinin ağzının suyunu akıtan. "Ya bunu şurada kullansak. Burada kullansak" dedikleri ama meclis var. Medya var. Sendika var. Vatandaş var. Korkup geri çekildikleri yapamadıkları bir konu var ya kıdem tazminatı konusu. Bir gece uyanıverceksiniz ki yeni bir kararname. Noldu kıdem tazminatı. Varlık fonuna gitti. Bunlar "Êvet'in yol açacağı kargaşalar. Siyasi bir depremi beraberinde getiriyor. Genel başkan olamıyordun. Deniz Baykal'ın da katkısıyla genel başkandın. Milletvekili olamıyordun. Deniz Baykal'ın da katkısıyla senin milletvekili olmanın önünü açtı bu millet. Bu Anayasa, bu devlet. Arkasından Başbakan oldun. Cumhurbaşkanı oldun. Elini çek milletin üzerinden" diye konuştu.
Baykal mitingin ardından Manisalıları selamlayarak kentten ayrıldı.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.