“Çığlık Tekkesi”nin İlginç Hikayesi

“Çığlık Tekkesi”nin İlginç Hikayesi

Türkiye’nin yoğun gündemi hiç bitmiyor. Hergün yeni bir gelişme ile gözlerimizi açıyoruz. Açıkçası gündem yoğunluğu hem ruhumuzu hemde bedenimizi yoruyor.Bu gündem yoğunluğunda farklı bir hikayeyi paylaşmak istiyorum sizlerle.

Tokat’ın bir köyünde eskiden ilginç bir gelenek varmış.

Köy ilçeye uzak olduğu için çocuklar rahatsızlandığında doktora götürmek çok kolay olmuyormuş. Mesele sadece uzaklık değilmiş tabi. Köyde yaşayanlar çok fakirmiş. Köylüler de çocukları rahatsızlandığında doktora götürmek yerine yanlarına hediye olarak götürülebilecek herhangi bir eşya alıp köyün tekkesine gider tekkede çocuklarını dolaştırırlarmış.

“Tekke” denilince insanın aklına küçük bir ev veya dergah tarzı yapılar gelir. İşin ilginç yanı da “tekke” denilen şeyin bir ağaç olması. Evet, yanlış duymadınız bir ağaç. Devasa bir “meşe ağacı”. Ama köyde meşeye kimse meşe demiyor. Köydeki herkes meşe ağacına “pelit” diyor.

Tekkenin de bir adı varöış “Çığlık Tekkesi”...

Tekkenin sahibi bir aile varmış. Köylü kadınlar çocuklarını getirir o büyük meşe ağacının etrafında tekke sahibiyle birlikte gezdirir sonra bir namaz kılınır ve dua edilirmiş. Sonrasında meşe ağacındaki demir çivilere bezler bağlanırmış. Kadınlar yanlarında getirdikleri bir nevi hediye diye tabir edilebilecek yazma, havlu vs. şeyleri tekkenin sahibine verirmiş.

Tabi tekke yani “pelit ağacı” zamanla yaşlanmış. İlk önce dalları kurumuş sonra da gövdesi. İlginçtir yıllar önce kurumasına rağmen gövdesi hala ayakta duruyormuş bu ağacın.

“Pelit ağacı” köydeki bazı evlere gelen suyun kaynağının yanında yer alıyormuş. Çıkan su çok soğuk olduğu için buraya “Soğukpınar” adı verilmiş. Soğukpınar’daki bu “pelit ağacı” bugün hala ayaktaymış. Ağaç kurumaya başlayınca ailenin büyükleri ağacın hemen yanında yer alan diğer pelit ağacını tekke olarak kabul etmişler. Artık “yeni tekke” o “pelit ağacı”.

Bu anlattıklarım ilginç hatta masal gibi gelebilir ama tekkenin de kendine göre bir kutsallığı varmış. Mesela kuruyan tekkenin kendiliğinden yere düşen dallarını kimse alıp evine götürüp odun olarak yakamazmış. Çünkü bir defasında köydeki bir kadın bu odunlardan almış evine götürmüş ve ocakta yakmış. Ama o gece bazı varlıklar onu sabaha kadar uyutmamış,

“Yeni tekke”nin ise yapraklarını dahi kesemezsiniz. Bir zarar veremezsiniz. Artık o ağaç köydeki herkes için kutsalmış.

Tekkeyle ilgili birkaç hikâye daha var. Bir defasında da köydeki bir kadın tekkenin hemen yanındaki Soğukpınar’dan aksakallı bir ihtiyarın abdest aldığını görmüş.

Bunun gibi birçok hikaye var.

“Çığlık Tekkesi’nin hikâyesini dinleyince anlattıklarım size masal gibi gelebilir ama “Çığlık Tekkesi”ni görmek isteyenler Tokat’ın Erbaa İlçesinde Narlıdere Köyü’nde Osmancık Kışlası Yaylası’na gidip görebilirler. Yani bizim köye…

İşte O Çığlık Tekkesi…

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.