Çocuklarda depresyon

Çocuklarda depresyon

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Uzman Psikoloğu Damla Alkan Saygılı, çocuklarda görülen mutsuzluk, sinirlenme,...

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Uzman Psikoloğu Damla Alkan Saygılı, çocuklarda görülen mutsuzluk, sinirlenme, önceden keyif aldığı etkinlikleri yapmaktan sıkılma ya da keyif almama, uyku düzeninin bozulması, iştahında azalma ya da artma olması gibi belirtilerin gözlenmesinin depresyona işaret edebileceğini söyledi.

Depresyonun yetişkinlik döneminde olduğu gibi çocukluk çağında da ortaya çıkabileceğini söyleyen Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı, depresyon geçiren çocukların, gerek okul hayatının gerekse toplumsal yaşantısının olumsuz yönde etkilediğini, hatta depresyonun çocukların ölümüne neden olabilecek kadar ciddi ve önemli bir ruh sağlığı sorunu olduğunu belirtti. Yapılan çalışmalarda depresyonun, ergenlik döneminden itibaren, kızlarda erkeklere göre daha sık görüldüğünü söyleyen Saygılı, çocuklarda depresyonun görülme oranlarına bakıldığında ise kızlarda ve erkeklerde eşit oranda görüldüğünü belirtti. Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı sözlerine şöyle devam etti: "Depresyon yaşın ilerlemesiyle birlikte artış göstermektedir. Yapılan çalışmalara göre, depresyonun görülme sıklığının okul öncesi dönemde %1.2, okul çağı dönemindeki çocuklarda yaklaşık %2-5 ve ergenlerde ise %4 ile %8 arasında olduğu tahmin edilmektedir."

"Depresyon belirtileri her yaş grubunda benzerlik göstermektedir"

Saygılı, çeşitli psikiyatrik bozukluklarla birliktelik gösterebilen depresyon hastalığında, çocuklarda görülen depresyon belirtilerinin yetişkinlerde görülen belirtilerle benzer olduğunu, ancak çocuklarda depresyon belirtilerinin gelişim dönemlerine göre kısmen değişiklik gösterebileceğini ifade etti. Bunların yanında depresyon yaşayan yetişkinlerde görülebilen, içe kapanma, konuşmama gibi yakınmaları içeren depresif duygu durumu belirtisinin, çocuklarda kolay kızma, bağırma ya da huzursuzluklarını fiziksel kavga yolu ile dışa vurma şeklinde de görülebileceğini söyleyen Uzm. Psikolog Saygılı, depresyonda olan yetişkinlerde görülebilen kilo kaybı ya da kilo alımının olması belirtisinin, çocuklarda beklenen kilo alımının olmaması şeklinde de görülebileceğini belirtti.

"Sevilen birinin kaybı, aile ilişkilerinde iletişim sorunları, çocuğa kötü davranılması gibi etkenler, depresyon oluşumuna neden olabilmektedir"

Birçok psikiyatrik rahatsızlıkta olduğu gibi depresyonun oluşumunda da biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin önemli rol oynadığını söyleyen Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı, yapılan çalışmalara göre ailedeki ebeveynlerden birinde depresyon olmasının, çocuklarında da depresyon görülme riskini iki kat artırdığını, ayrıca ebeveynlerin her ikisinde de depresyon görülmesinin, çocuklarında depresyon riskini dört kat arttırdığını belirtti. Bunların yanında birinci derece akrabalarında depresyon olan çocuklarda, depresyon riskinin iki veya üç kat daha fazla olduğunu söyleyen Saygılı, evlat edinilen çocukların ebeveynlerinde depresyon varsa kendisinde de görülme riskinin yüksek olduğunu belirtti. Saygılı şöyle konuştu:

"Ayrıca sevilen birinin kaybı, olumsuz yaşam olayları, sosyal yönden destek eksikliği, aile ilişkilerinde iletişim sorunları, olumlu duyguların ifade edilmesindeki yetersizlik, çocuğa kötü davranılması gibi etkenler depresyonun oluşumuna neden olabilmektedir."

Depresyonda olan çocuğa tanı nasıl konulur?

Küçük çocukların depresyon belirtilerinin tanınmasının zor olduğunu söyleyen Saygılı, depresyon tanısının, çocuk ve ergen psikiyatrisi kliniğinde çalışan uzmanlar tarafından, ebeveynler ile birlikte klinik görüşmeler yapılarak ve depresyon yaşayan çocuğun davranışlarının, gerek birincil bakım veren kişiyle olan ilişkisi gözlemlenerek, gerekse oyun yoluyla değerlendirilerek konulabileceğini, ancak çocuğun yaşının ilerlemesiyle birlikte depresyon tanısının çocukla ve ebeveynlerle yapılacak olan klinik görüşmeye ek olarak, çocuğun, ebeveynlerin ve öğretmenlerin, doldurulacağı, çocuğun ruhsal durumunun değerlendiren çeşitli formlar, testler ve ölçekler doğrultusunda konulabileceğini ifade etti.

Depresyonda olan çocuğun tedavisi

Depresyonda olan çocukların ve ergenlerin tedavisinde tercih edilmesi gereken ilk yöntemin psikoterapi yöntemi olduğunu söyleyen Saygılı, çocuğun zihinsel ve duygusal gelişimine göre psikoterapi yöntemlerinden oyun terapisi, bireysel terapi, bilişsel davranışçı terapi, aile terapisi gibi terapi yöntemlerinin kullanıldığını belirtti. Bunun yanında depresyonu olan çocuğun veya ergenin gerek kendisinin, gerekse ailesinin depresyon hakkında bilgilendirilmesinin de tedavinin bir diğer parçası olduğunu söyleyen Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı, depresyonu olan çocuklarda ve ergenlerde kullanılan bir diğer tedavi yönteminin ise ilaç kullanımı olduğunu ifade etti. Özellikle orta veya ağır düzey depresyonu olan çocuklarda depresyon tedavisi için ilaç kullanımı gerekebildiğini söyleyen Saygılı, gerek klinik pratikte gerekse yapılan çalışmalarda depresyon tedavisinde ilaç kullanımı olan çocuklarda, ilaç kullanımına ek olarak psikoterapi yöntemi uygulanması ile, tedavide daha etkili sonuca varılabildiğini belirtti. Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı şöyle devam etti: "Bunların dışında intihar riski yüksek, aile içinde depresyona bağlı ciddi sorunlar ve çatışmalar yaşayan, ağır depresyonu olan çocukların, çocuk ve ergen psikiyatrisi yataklı servisine yatırılarak tedavi edilmesi, uygulanan bir diğer tedavi yöntemdir."

"Depresyonda olabileceği düşünülen çocukların uzman yardımı alması şart"

Çocuklarda bir haftadan daha fazla süre ile depresyon belirtilerinden birkaçının görüldüğü ve çocuğun derslerinde ani bozulma, aile, arkadaş, sosyal ilişkilerinde olumsuz yönde değişiklik gözlemlendiği durumlarda mutlaka bir çocuk veya ergen psikiyatrisi kliniğine başvurulması ve bir uzmandan yardım alınmasına özen gösterilmesi gerektiğini söyleyen Saygılı, ayrıca erken tanının, depresyonun tedavi edilmesi, depresyonun kronikleşmesinin önlenmesi, çocuğun gerek okulda, gerek ailesiyle, gerekse sosyal çevresiyle olan ilişkilerinde ciddi işlev kaybına uğramasının engellenmesi, çocuktaki veya ergendeki intihar etme riskinin azaltılması yönünde son derece önem taşıdığını ifade etti.

İHA

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.