Covid-19 Aşısı Anketinden Dikkat Çeken Sonuçlar
Doktorsitesi.com tarafından yapılan “Covid-19 aşısı” anketi, aşıya olumsuz bakan ve aşı konusunda kararsız olan kişilerin fazla olduğunu ortaya koydu.
Doktorsitesi.com tarafından yapılan “Covid-19 aşısı” anketi, aşıya olumsuz bakan ve aşı konusunda kararsız olan kişilerin fazla olduğunu ortaya koydu. Ankete göre Covid-19 aşısı yaptırmak istemeyen ve kararsız olanların oranı, ankete katılanların yüzde 57’sini oluşturuyor. Ankete katılanların sadece yüzde 15’i aşı yaptırmak istediğini söyledi. Anketi yorumlayan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sıla Akhan, bir salgına ancak aşının kesin bir çözüm olabileceğini belirterek, “Her eğitim düzeyine aşının yararları anlatılmalıdır. Hastalığı geçiren kişilerin, hayatlarını kaybedenler dışında ne tür sorunlarla karşılaştıkları; yoğun bakımda tedavi olmanın ne kadar meşakkatli bir durum olduğu gösterilmelidir.” dedi.
Doktorsitesi.com tarafından Aralık ayında Covid-19 aşısına ilişkin bir anket yapıldı. “Covid-19 Aşısı Kullanıcı Görüşleri Anketi- 2020” adlı ankette katılımcılara “Ülkemizde Covid-19 aşısı uygulanmaya başlandığında yaptırmayı düşünüyor musunuz?” sorusu soruldu. Buna göre, katılımcı 2 bin 40 kişiden 569’u (%28) Covid-19 aşısı yaptırmak istemediğini belirtti. Ankete katılan 307 kişi aşı yaptırmak istediğini; 560 kişi endişeleri olduğunu; 604 kişi de kararsız olduğunu söyledi. Buna göre, ankete katılanların sadece yüzde 15’i aşı yaptırmak istiyor. Katılımcıların yüzde 29’u kararsız, yüzde 28’i de ‘hayır’ diyor. Böylece ankete katılanların yüzde 57’si aşı konusunda kararsız ya da olumsuz düşünüyor.
“25-35 yaş grubu, bilgi kirliliğinden en fazla etkilenen grup”
Anketi yorumlayan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sıla Akhan, ankete katılımda kadın-erkek oranı dağılımının birbirine eşit kabul edilebileceğini söyledi. Aşıyı “kesinlikle yaptırırım” diyenler arasında kadınların oranının yüzde 10’un altında çok düşük kaldığını; erkeklerde beşte bir oranında daha makul bir seviyede görüldüğünü belirten Akhan, “’Kararsızım’ ve ‘hayır’ diyenlerin toplamı erkeklerde yarısından az; ama kadınlarda ise üçte ikiyi kapsıyor. Endişeleri olanlar arasında kadın ve erkekte çok fark göze çarpmıyor.” ifadelerini kullandı.
Ankette yaşa göre dağılıma bakıldığında katılımcıların yüzde 30’unun 35-45 yaş arası olduğunu; bunlar arasında yüzde 30’unun kararsız kaldığını; yüzde 33’ünün ise ‘hayır’ cevabı verdiğini belirten Akhan, şu ifadeleri kullandı; “Bu yaş grubu belki en çok aşı ile ilgili bilgilendirilmesi gereken grup. Çünkü bu grup, aynı zamanda çocuk sahibi olup yetiştiren grup. Bu yüzden yetişecek olan nesiller açısından da önemli bir veri niteliği taşıyor. Endişelerin yaşla azalması beklenirken 45-55 yaş grubu da benzer bir profil sergilemiş. Daha ileri yaşlarda kararsızlar ve ‘hayır aşı olmayı düşünmüyorum’ diyenlerin sayısı beklendiği gibi azalmış. 25-35 yaş grubu yüzde 40 gibi yüksek oranda ‘hayır’ cevabı vermiş. Bu çok dikkat çekici bulgudan hareketle bu yaş grubunun bilimsel yazılardan çok fazla, hızlı ve bir dayanağı olamayan bilgi kirliliğinden en fazla etkilenen grup olduğunu söyleyebiliriz.”
“Kadınlarda infeksiyonlara ve aşılara karşı daha güçlü bir immun sistem var”
Dünyada Covid-19 hastalığına yakalanmada kadın-erkek oranının eşit seviyelerde olduğunu kaydeden Prof. Dr. Akhan, şu ifadeleri kullandı; “Yaş, cinsiyet ve komorbidite açısından veriler tam olmasa da erkeklerde daha ağır seyirler, yoğun bakım ihtiyacı ve ölümler görülüyor. Kadınlarda infeksiyonlara ve aşılara karşı daha güçlü bir immun sistem var gibi düşünülüyor. Bunun sebebi östrojenin T ve B hücre lenfosit oluşumunu baskılaması; fakat B hücre fonksiyonunu aktive etmesi olarak kabul ediliyor. Östrojen; humoral cevabı yani B hücre farklılaşmasını ve immünglobulin yapımını yükseltir. X kromozomunda kodlanan immün düzenleyici genler virüs yükünü ve inflamasyonu azaltır. Bu da kadınların 2X kromozomunun olması sebebi ile virüslerle savaşta daha kuvvetli olmasını sağladığı öne sürülüyor.”
“Her eğitim düzeyine aşının yararları anlatılmalıdır”
Ankette Covid-19 tanısı almış katılımcıların sayısının yüzde 10 gibi çok az bir oranda olduğunu; ama cevaplarda tanı almayanlarla benzer oranlar görüldüğünü belirten Prof. Dr. Sıla Akhan, “Toplumda hastalığın aniden çıkmasının ve bütün hayatımızı etkilemesinin aşı gibi çok bilinen konularda bile kararsızlık ve moralsizlik oluşturduğunu düşünüyorum.” dedi. Prof. Dr. Akhan, şöyle devam etti; “Aşı ile korunulabilir hastalıklardan ölüm oranları dünyada çok azaldı. Buna karşın aşıların nörolojik bir takım hastalıklara yol açabileceği endişesi aşı karşıtlığını ortaya çıkarıyor. Bununla ilgili yapılmış birçok çalışma olmasına ve aralarında bir ilişki saptanamamış olmasına rağmen halen aşının getirdiği yararlar tam olarak anlatılamıyor.”
Prof. Dr. Akhan, ankette, aşıların pandemi gibi bütün dünyayı etkileyen ve insanların hayatını kaybetmesine yol açan bir durumda bile tartışılır halde olmasının eğitim düzeyi ile ilgili olup olmadığının da irdelendiğini kaydederek, “Ankete katılanların yüzde 40’ının üniversite mezunu olduğunu ve onların yüzde 27’sinin ‘hayır’ yanıtı verdiğini görüyoruz. Bu yüzden her eğitim düzeyine aşının yararları anlatılmalıdır. Hastalığı geçiren kişilerin, hayatlarını kaybedenler dışında ne tür sorunlarla karşılaştıkları, yoğun bakımda tedavi olmanın ne kadar meşakkatli bir durum olduğu gösterilmelidir. Hafif geçirenlere ise, sorunu hafife almamak gerekliliği ve virüsü yakınlarına bulaştırmalarının nelere yol açabileceğinin net bir şekilde anlatılmalıdır.” ifadelerini vurguladı.
“Virüsle savaş ancak toplumsal bir birliktelik ve bilinçle olabilir”
Koronavirüsün bireysel olarak geçirilip biten bir hastalık olmadığına; kimde, hangi aşamada biteceğinin bilinemediğine dikkat çeken Akhan, şu değerlendirmelerde bulundu; “Hepimizin öncelikle hastalanmamaya ve bir başkasına bulaştırmamaya azami dikkati göstermemiz gereken bir dönemdeyiz. Virüsle savaş ancak toplumsal bir birliktelik ve bilinçle olabilir. Bir salgının bitişi bütün önlemlerin ve tedavilerin yanı sıra ancak aşı gibi kesin bir çözüm ile olabilir. Her eğitim grubunda kararsızları yaklaşık 3’te 1 gibi yüksek sayılabilecek bir oranda görüyoruz. Bu da bu konuda bilgi açlığı olduğunu ve sonuçların çok da iyi anlatılamamış olduğu izlenimi veriyor.”
Akhan, sözlerini şöyle tamamladı; “Unutulmamalıdır ki hayattaki çoğu hastalık için yüzde 100 bir tedavi olsun, hiçbir yan etkisi olmasın, her genetik yapıdaki kişiyi sorunsuz iyileştirsin gibi mükemmel bir durum ne yazık ki bulunmuyor. Böylesine konak değiştirmiş hayvanlardan insana geçmiş ve yeni özellikleri olan bir virüs için aşı gibi kitleler üzerinde etkili olarak salgını durdurabilme şansı olan bir duruma ulaşmışken, artıların fazla olduğu yöne doğru bir karar vermemiz gerekir diye düşünüyorum. Kararsızlık da toplumu çok yanlış yönlere götürebilir; ama aynı zamanda düzeltilebilir olasılığını barındırması açısından önemlidir. Bilimin bize gösterdiği açıdan uzaklaştığımız anda sonuçtan da uzaklaşırız!”
Doktorsitesi.com hakkında
Doktorsitesi.com, 2004’den beri internet kullanıcıları ile sağlık profesyonellerini bir araya getiren Türkiye’nin en kapsamlı dijital sağlık platformudur. Internet kullanıcılarının ihtiyaç duydukları sağlık bilgilerine ve uzman desteğine ulaşmasını sağlayan platformun bünyesinde, milyonlarca kullanıcı ve on binlerce sağlık profesyoneli üye olarak yer almaktadır.
Prof. Dr. Sıla Akhan Kimdir?
Prof. Dr. Sıla Akhan, 1989 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’nda ihtisasa başladı ve 1992 yılında bitirdi. 1993-1997 yılları arasında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları AD’da ikinci ihtisasını tamamladı. 1998 yılında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Klinik Bakteriyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları AD’da yardımcı doçent olarak göreve başladı. 2002 yılında doçent oldu. Aynı üniversitede halen profesör ve Anabilim Dalı Başkanı olarak çalışmaktadır. 2011-2015 yılları arasında kuruculuğunu yaptığı Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Viral Hepatit Çalışma Grubu’na iki dönem başkanlık yaptı. 2015-2017 döneminde KLİMİK’nde yönetim kurulu üyesi olarak görev aldı. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.