'Deprem Dede" olarak bilinen ve kendisine sunulan "Afet Okulu" projesini dönemin başbakanına sunmak isteyen, sonraları da rahatsızlığı nedeniyle hayatını kaybeden Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'nın gündemindeki proje, Çanakkale depremi ile yeniden gündeme geldi. Projeyi hazırlayan araştırmacı ve yazar Metin Soylu, "Işıkara, Afet Okulu projesini ilk duyduğunda çok heyecanlanmış, hatta keşke böyle bir proje benim zamanımda olsaydı. O zaman Türkiye 17 Ağustos Marmara depreminde bu kadar ciddi kayıplar vermezdi" dediğini aktardı.

Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde, üst üste meydana gelen ve çok sayıda evin yıkılmasına neden olan depremler, tüm gözleri bu bölgeye çevirdi. Sürekli meydana gelen artçı sarsıntılar bölgedeki vatandaşları tedirgin ederken, araştırmacı ve yazar Metin Soylu, "Deprem Dede" olarak bilinen Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'ya sunduğu "Afet Okulu" projesinin içeriğini paylaştı. Türkiye'deki deprem gerçeğini hatırlatan Soylu, Işıkara'ya projeyi sunduğunu ve kendisinin çok beğendiğini, şaşkınlıkla karşıladığını anlattı.

Işıkara projeyi dönemin başbakanına sunacaktı

Dosya halinde hazırladığı projeyi 2012 yılında Işıkara'ya teslim ettiğini dile getiren Metin Soylu, "Afet Okulu projesini ilk duyduğunda çok heyecanlanmış, hatta "keşke böyle bir proje benim zamanımda olsaydı. O zaman Türkiye 17 Ağustos Marmara depreminde bu kadar ciddi kayıplar vermezdi" demişti. Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara söz konusu projeyi ilgi ve şaşkınlıkla karşılamış, konuyu başbakana ve AFAD'a sunma kararı almıştı; ancak Işıkara hocamızın ne yazık ki ömrü vefa etmedi" dedi.

"Binlerce vatandaşımızın hayatını kurtarabilir"

Soylu, Afet Okulu projesinin içeriğini de anlattı. Metin Soylu, projenin bir devlet projesi olması gerektiğini de ifade ederek, söz konusu projenin merkezlerinin ise Türkiye'de üniversite kampüsleri ve öğrencileri olduğunun altını çizdi. Araştırmacı ve yazar Soylu, proje detayları hakkında bilgi vererek, "Devletimiz, bugün itibariyle doğal afetlerle mücadelede maaşlı personel sayısını artırabilme şansına sahip değildir. Bu mücadele topyekun gönüllülük esasıyla sağlanabilir; yani Türkiye'deki üniversite öğrencilerine bir fırsat verilirse, bu gençler doğal afetlerle mücadelede etkin görev alarak ileride yaşanacak olası bir İstanbul depreminde binlerce vatandaşımızın hayatını kurtarabilir" diye konuştu.

Projenin asıl kahramanı üniversite öğrencileri

"Yalnızca İstanbul değil, Edirne'den Ardahan'a nerede bir doğal afet yaşanırsa işte bu gönüllü üniversite öğrencileri hep birlikte müthiş bir sinerji ortaya koyabilir" diyen Metin Soylu, şunları söyledi:

"Bu projeyi hayata geçirmek mümkündür. Afet Okulu Projesi, Türkiye'deki her üniversite kampüsü içerisine kurulacak iki farklı prefabrik yapı ile başlıyor. Söz konusu prefabriklerin birisi Afet Koordinasyon İletişim Merkezi diğeri ise Afet Eğitim Salonu olarak tanımlanmaktadır. Afet Koordinasyon İletişim Merkezi, tüm üniversitelerle uydu üzerinden haberleşmeyi sağlıyor. Aynı zamanda Kandilli Rasathanesi ile de iletişim halinde çalışıyor. Afet Okulu Türkiye'de eğitimli, ne yaptığını bilen, özel durumlarda kendi inisiyatifini kullanabilecek, deprem gerçeğini özümsemiş, ilk yardım konusunda bilgi sahibi olan, gönüllü kan bağışçısı kimliğini taşıyabilen ve bunu çevresine doğru bir şekilde aktarabilen, yangınla mücadelede öncü olan, soğukkanlı ve gönüllü genç üniversiteli öğrencilerden oluşacak asil ekibin kurulmasına yönelik bir projedir."

Soylu, şöyle devam etti:

"Üniversiteli afet gönüllüsü olan bir öğrenci, hangi üniversitede okuyorsa o şehrin tüm harita planını, ilçelerini, yol güzergahlarını, en yakın ile hangi karayolundan kaç kilometre gidileceğini öğrenecektir. Okuduğu şehrin arazi yapısını, iklimini, köylerini, dağ ya da vadilerini, şehirde kaç adet hastanenin, itfaiye aracının ve personelinin olduğunu, acil durumlarda hangi ilçeye polisin hangi köye jandarmanın güvenliği sağladığını bilmeleri yönünde bilinçli eğitimler alacaktır. Bu eğitimler; afet psikolojisi ve psikolojik ilk yardım, hafif düzeyde arama ve kurtarma, afetle ilgili ilk tıbbi yardım."

İHA