Devrek Alparslan Köyü

Devrek Alparslan Köyü

Devrek Alparslan Köyü haberleri,Devrek Alparslan Köyü güncel son dakika gelişmeleri, Alparslan köyü ile ilgili tüm video, fotoğraf ve haberler, Zonguldak Köyleri Arasında yer alan Alparslan Köyünde vefat edenler, köyün eski adı ve dahası haberimizde.

Devrek Alparslan Köyü düğünleri, gelenek ve görenekleri, düğün videoları, Alparslan köyü son dakika gelişmeleri, Alparslan köyüne özgü yemekler, Devrek Alparslan köyünün tarihi, Alparslan köyü nerede, hangi il ve ilçeye bağlı, Alparslan köyüne ait haberler, son dakika gelişmeleri, tüm resim ve videoları bu haberimizde.

Alparslan , Zonguldak ilinin Devrek ilçesine bağlı bir köydür.

 

Yolunuz Karadeniz bölgesine düşer ve bu köyün yakınlarından geçiyorsanız Alparslan Köyü Resimleri ve alparslan  köyü videoları sizin de ilginizi çekebilir.

Devrek Haber ile ilgili web sitesi ve uygulamalar hangileridir. Karadeniz yöresine özgü haber kanalı var mı? Devrek Zonguldak Arası Kaç Km? Devrek Hava Durumu? Zonguldak Köyleri ve Devrek Köyleri ni merak ediyorsanız doğru adrestesiniz demektir.

İnternetten araştırma yapıyor memleketinizdeki ünlü sanatçı ve futbolcular kimler diye merak ediyorsanız ve Zonguldaklı iseniz Zonguldak Doğumlu Ünlüler  e göz atmak yararınıza olacaktır. Zonguldaklı Ünlüler arasında Devrek Alparslan Köyünde doğan biri var mı? Devrek Doğumlu Ünlüler Kimler?

 AKÇABEY KÖYÜ GENEL BİLGİLER | TARİHÇE

Alparslan , Zonguldak ilinin Devrek ilçesine bağlı bir köydür.

Alparslan Köyü'nün isminin nereden geldiğine dair halk arasında yaşayan bir efsaneye göre Selçuklu Komutanı Alparslan' ın Devrek'e geldiği ,bugünkü Alparslan köyünde karargâh kurduğu ve Bizans İmparatoru Romansla savaştığı söylenir.

Ancak tarihi kayıtlar Alparslan' ın Kızılırmağı geçmediğini, gösterir. Fakat 1070'de Alparslan'ın (Büyük Selçuklu) orduları Kutalmışoğlu Süleyman şah kumandasında sahil yolundan geçerek Sapanca ve İzmit' te Bizans orduları ile karşılaşmış olmaları bu civarda konaklamalarının mümkün olacağı varsayımını kuvvetlendirmektedir.

Bu nedenle de genel kanı köyün isminin tarihi olay ve kişilerden geldiği yönündedir. Ayrıca bugünkü Ömercioğlu Mahallesinde bulunan Kale kalıntıları da bu varsayımları güçlendirmektedir.

İdari yapı olarak; Merkez Alparslan Mahallesi, Ömercioğlu Mah. Alibeyoğlu Mah. Küloğlu Mah. Safiyeoğlu Mah. Akbıyık ve Akbaldır mahallelerinden oluşan Alparslan Köyü'nün komşuları ise Bılık Köyü, Osmanbeyoğlu Köyü, Hüseyinbeyler ve Akçasu Köyleridir. Köye ulaşım için Devrek-Çaydeğirmeni Karayolu üzerinde bulunan Ulupınar Petrol Bayii, Halı Saha yanından sağa dönerek içeri doğru ilerlemeniz yeterli olacaktır.

Her sabah 09:30'da Ömercioğlu Mahallesinden kalkan otobüs, tüm mahallelerden geçerek Devrek' e ulaşmakta, dönüş saati ise mevsimine göre değişmekle birlikte ikindi namazının kılınması esas alınmaktadır. Otobüslerin durak yeri, Ulu Camii karşısıdır. Ulaşım bedeli şu an için kişi başına 3,00 YTL tutarındadır. Köy genelinde 7 camii bulunup, hepsinde birer Din Görevlisi mevcuttur.

Küloğlu ile Merkez Mahalleleri arasında bulunan Sağlık Ocağında ise bir ebe görevlidir. 1990'lı yılların ortalarına kadar Ömercioğlu ilkokulu, Merkez Mahallesi İlkokulu ve Akbaldır İlkokulu olmak üzere üç birimde eğitim-öğretim hizmetleri verilirken, milli eğitim sistemindeki değişiklikler sonucu bu okullar kapatılmış ve taşımalı eğitim vasıtası ile Köydeki ilköğretim öğrencilerİ Çaydeğirmeni 75. Yıl İlköğretim okulunda eğitimlerine devam etmeye başlamışlardır.

Lise eğitimine devam edenler ise servis ve ilçede kiraladıkları evlerle ilçe merkezindeki liselerde eğitimlerini sürdürmektedirler. Son yıllarda Devrek Meslek Yüksekokulu'na giden öğrenci sayısında artış olmakla birlikte üniversite eğitimi için farklı illerde bulunan öğrenci arkadaşlarımız da mevcuttur.

Her ne kadar Köy sıfatını taşısa da yerleşke, nüfus, ekonomik ve sosyal yönden bu unvanın çok ilerisinde olan Alparslan Köyü, gerek Devrek gerekse Zonguldak yörelerindeki istihdam ve ekonomik yetersizlikler nedeniyle önemli ölçüde göç vermiş ve de vermektedir.

Halihazırda köyde ikamet edenlerin çoğu emekliler ve işçi aileleri ile çocuklardır. Zonguldak ekonomisinin taşkömürüne bağlı olması, son yıllarda ise maden ocaklarına işçi alımlarının çok sınırlı tutulması gibi nedenler göç olgusunu iyiden iyiye tetiklemiştir.

Köyde genel birçok çeşit meyve ve sebze yetiştirmek mümkün olsa da ekonomik getirisi ve talep koşulları değerlendirildiğinde Kestane, Ceviz, Ihlamur gibi ürünler ön plana çıkmakla birlikte taze ve kuru fasulye, biber, domates, kabak, patlıcan, salatalık, mısır, arpa, buğday, patates, kiraz, elma, armut vs ekimi ve yetiştiriciliği yapılan diğer ürünlerdir.

Çoğu zaman bir kar güdülmez bu ürünlerin yetiştirilmesinde, bu yılki hasatı az olan komşular, kilometrelerce uzaktaki torunlar varken kimse düşünmez bunları satıp birkaç kuruş kazanmayı. Alınacak bir hayır duası, hissedilecek gurbettekilerin mutluluğu her şeye bedeldir. Her ne kadar fındık yetiştiriciliği ile Arıcık faaliyetlerine elverişli de olsa bu alandaki çalışmalar oldukça kısıtlı kalmıştır.

Son yıllarda işgücünün dışarıda olması nedeni ile tarım faaliyetleri oldukça azalmış, özellikle bu işler için hayvan yetiştiriciliği neredeyse kalmamıştır. Tarımda daha çok traktör ve patpat olarak adlandırılan tarım araçları kullanılmaya başlanmıştır.

Her ne kadar son sayıma göre nüfusu 988 çıkmış olsa da özellikle 90'lı yılların sonuna doğru yöredeki istihdam ve ekonomik imkânlarının azlığı ve eğitim gibi zorunlu nedenlerle başlayan göç olgusu nedeniyle bu sayı daha çok köyde kalan emekli ve işçi ailelerini ifade etmektedir.

70'li yıllarda yurt dışına giden onlarca Alparslanlı bugün yaşamlarını; Almanya başta olmak üzere, Belçika, Fransa gibi çeşitli Avrupa Birliği üyesi ülkelerde idame ettirmeye çalışmaktadırlar.Ayrıca Köyden birçok insan devlet kurumlarında görev alarak çeşitli illerimizde görev yapmaktadırlar. İstanbul, Bursa, Denizli ağırlıklı olmak üzere; İzmit,İzmir,Eskişehir,Nevşehir, Ankara, Artvin, Sivas, Kastamonu, Düzce gibi birçok farklı ilde Alparslan Köyünden birilerine rastlamak mümkündür.

Alparslan Köyü her ne kadar yüzünü değişen dünyaya çevirerek, gelişen ulaşım ve bilişim imkânları ise her alandaki gelişmeleri yakından takip ederek kısa sürede adapte olsa da gelenek ve göreneklerini de yaşatmasını bilmektedir. Düğün törenleri, Bayramlar, Mevlit ve İftar Davetleri, Aşure Günleri, Hıdırellez Kutlamaları vs, yaşatılan eski geleneklerimizdendir. Düğünlerde Horota (gece düğünü), Kına Gecesi, Kız ve Erkek Düğünleri, Gelin Alma ve Karşılama Törenleri ile bayanlar için Duvak gibi etkinlikler hala mevcudiyetini korumaktadır.

Yılın belli günlerinde ise Aşure Günleri düzenlenmekte, komşu mahallelerden gelenlere geleneksel yemek olan Aşure ile birlikte hazırlanan diğer yemekler ikram edilmekte, mevlit okunarak, hem bu alemden göç etmişlere, hem de diğer Din Kardeşlerimize dualar edilmektedir. gökalp in köyü

DÜĞÜN GELENEĞİ Alparslan Köyü'nde düğünün ilk habercisi köy şivesi ile "okuluk" denen, ince şekilde açılan yufkanın içine şeker ve cevizin eklenerek saç üzerinde kızartılması ve mahalle sakinlerine dağıtılmasıdır. Köy çevremizde artık "Başlık Parası" gibi ilkel uygulamalar olmamakla birlikte yine de kız annesine "Süt Parası" adı altında anneliğin bir bedeli olması düşünülemese de bir miktar hediye verme adeti devam etmektedir.

İki taraf maddi ve sosyal durumlarına göre birbirlerine ne alıp vereceklerini karalaştırırlar.Kız tarafı genellikle çeyiz sandığı, oğlan tarafı ise beşibirlik,küpe,inci,yüzük,bronş gibi takılar alırdı.Bu arada yakınlara alınacak hediyeler de düşünülürdü.Nişan ile düğün olana kadar geçen müddet içerisin de Ramazan Bayramı isabet ederse,oğlan evi kız evine kızın giyeceği bayramlığı, urba, ayakkabı,terlik vb,ile yiyecek çerez, şeker, pasta gibi hediyeler,eğer Kurban Bayramı isabet ederse, sırtı kınalanmış bir koç boynuzuna altın takarak gönderirdi.

Genel olarak 1 hafta devam edecek düğün ve hazırlıkları Cuma günü başlar ve duvaktan sonra sonuçlanır. Oğlan evi düğün sahibidir. Düğün hazırlığının başında güveyi ve gelin güvendikleri olgun birer arkadaşlarını sağdıç olarak seçerler. Sağdıçlar dügünün başından sonuna kadar düğünün her aşamasının en iyi şekilde örf ve adetlere uygun olarak sonuçlanmasına yardımcı olurlar.

Düğün Cuma günü başlar.Düğün başlar başlamaz, hazırlaklar tamamlandıktan sonra akşama oğlan evi tarafından; kız evi akrabaları ve çevresi davet edilir. Sağdıç ve oranın gençleri tarafından gelenlere yol gösterilir, yiyecek servisleri yapılır. Geç vakitleri kadar yenilir, içilir.

Erkek köçekler eşliğin de oyunlar oynanır. Kız düğünü esnasında erkek tarafından damadın yakınlarına çay ikramı yapılırken ikinci bardaklar kapalı bir şekilde getirilir. Bu şekilde getirilen çayı içen kişinin bardağın içine ya da kenarına belli miktarda parayı bırakması da adettendir. Düğünün en gırgır ve neşeli anlarında biridir bu durum Aynı gece kız evinde geline kına yakılır, hanımlar kendi aralarında eğlenirler.

Pazar günü gelini kızın arkadaşları oğlan tarafından gelen urbalarla süslerler.Oğlan evinin geldiği duyulunca gelin bir odaya kapatılır.Kaynana ile birlikte birkaç kadın içeri girer.Gelini merdivenden erkek kardeşi elini tutarak indirir.Böylece gelin oğlan evine götürülür.

Erkek tarafının ilk gelişinde yine şertbet ikram edilmesi ve gelin arabaya bindikten sonra havaya şeker atılması eski adetlerden olmakla birlikte bir tarafta korna sesleri ve "yarın duvağa gelin" naraları ile bir tarafta o ana kadar yanından ayırmadıkları evlatlarının başka eve göç ediyor olmasının verdiği üzüntü ile yükselen ağlama sesleri duyulur.

Pazartesi günü gelini, tekrar süsleyerek bir köşeye oturturlar.Kız ve oğlan tarafının yakınları, oğlan evine geline bakmaya gelirler.Bu güne duvak denir. Düğünün bitiminden üç gün sonra kız evi;damat ve gelin başta olmak üzere oğlan evinde bulunanların tamamını ve yakın akrabalarını sağdıçla birlikte yemeğe davet ederler. Buna da "üç günleme" denir. Gelinin damat evine götürüldüğünde ibrik ile gelin arabasına su dökmesi, seccade atması, kapıda yanan çırayı söndürmesi, duvak gününde kayınvalidenin bayılma numarası yapması ve gelinin "anne kalk" diyerek kendisine anne denmesinin sağlanması gibi küçük nüanslar bu anları daha eğlenceli kılmaktadır. Tabii ki yeni evlenen çiftlere yardım amacı ile gelin alma töreninde yapılan takı törenini ve para takma merasimini de unutmamak gerekir.

HIDIRELLEZ ETKİNLİKLERİ Alparslan Köyü'nde hıdırellez Mayıs ayı içerisinde bazı etkinliklerle karşılanır ve kutlanır. Çeşitli mesire yerlerinde(Topan, Hasanoğlu, Türbe, vs) insanlar toplanıp, gezerler. Ateşler yakılıp et, tavk vs pişirilir, evlerin bahçelerinde gözlemeler açılır ve bir araya gelen komşular, akrabalar muhabbet eşliğinde hazırlanan çeşitli yiecekleri tüketirler. Köylerimizde hıdrellez günü çift sürmezler, uğursuzluk olacağına inanırlar. Hıdrellezde hiç kimse yeşillik koparmaz, dallar kırılmaz.

Eski inanışa göre hıdrellez çarpabilirmiş. Daha önceleri bilhassa köyler de mahalle çocukları akşam olduğun da şarkılarla türkülerle ev ev gezilir ve her evden yiyecek bir şeyler alınırdı.Toplanan yiyecekler bir evde bir araya getirilip, pişirilecekler pişer, diğerleri de sofraya konulup sabahlara kadar eğlenilirdi.Şimdi bu tür adetler azalmaktadır. Bettem adı verilen bu geleneği de sanırım hemen hepimiz büyük bir özlemle hatırlayacaktı ve çocukluğunda böyle bir etkinliğe katılmamış olan neredeyse hiç yoktur.

Çalınan tenekeler eşliğinde söylenen türküler, içimizden birinin eski postuları vücuduna sarıp, yüzünün siyaha boyanması ve "ayı" taklidi yapması, yumurta veya parayı vermeden önce abi ya da ablalarımızın ayı nasıl bayılır göster bakalım demesi, karanlık mahalle arasında arkadaşımızı gerçek ayı sana köpeklerin arkamızdan koşuşturması hepimizin tebessümle hatırlayacağı anlardır.

ASKER UĞURLAMA: Askere gidecek olan delikanlının gideceği gün belli olduktan sonra canı çeken şeyleri söyler.Bunları annesi ya da yakınları yaparlar.Onun istedikleri yerine getirilmeye çalışılır.Gideceği gün uğurlama törenleri yapılır, büyüklerinin ellerini öper.Gitmeden önce bazıları mevlüt okutur,bazıları diğer arkadaşları ile yukarı da yaptırdığı yemekleri bir eğlence içinde yerler. Bİr gün önceden mahalle eve ev dolaşılır ve büyüklere yarın askere gidileceği haber verilir.

Beklenen an gelidiğinde köy meydanı ya da terminal ana baba gününe döner, aileler, dostlar.akrabalar uğurlamaya katılırlar. Bu uğurlamada davul zurna ekibi de hazır bulunur.Eğlence yapılır. Asker adayı tüm sevdikleriyle vedalaşıp arabaya bindiğin de araba hareket eder,tam yoluna girmedin arabalar üç dört defa geriye döndürülür.Arabanın arkasından su atılır.Bu dönme ve su dökmenin anlamı arabanın sular gibi hızlı yerine kazasız ulaşması ve askerlerin aynı akıcılıkta geri dönmesine vesile olması içindir.

HACI UĞURLAMA: Hacı adayları gitmeden önce hazırladıklarını tamalarlar.Evlerin de mevlüt ya da kur an okuturlar. Hısım Akralarla vedalaşılır helalaşırlar.Hareket günü geldiğinde tüm tanıdıklar uğurlamaya gelir o gün kılınan öğle ya da ikindi namazından sonra tekbir ve kuranlar arasında coşkulu bur halk topluluğu hacıları uğurlarlar.

DİNİ BAYRAMLAR: Dini bayramlarımız Ramazan ve Kurban bayramıdır. Bu bayramlardan bir gün öncesi arife denen Pazar kurulur bayram için ihtiyaçlar giderilir. Bayram sabahı erkekler bayram namazı kılarlar. Namazdan sonra bayramlaşmalar yapılır.Sonra evlere dağılıp dost ve akrabalarla bayramlaşılır.

Evlere ziyaretler olur,her evde yemek yenir. Kurban bayramında 1.gün Kurban kesimi yapılır,bayramlar mahalle mahalle 3 gün yapılır.1.gün bayramı olan kesimi ilk gün diğerleri 2. ve 3. günde kesebilir.Kurban eti 3’pay edilir. Bir parçası maddi iyi olmayanlara dağıtılır Bayram için ev temizlikleri, tatlılar ve fırın ekmekleri bir keç gün içinde hazirlanir. Köyümüzde Ramazan ve Kurban Bayramları üçer gün halinde kutlanmakta, 1.güm;AKBALDIR, Ömercioğlu, Alibeyoğlu, Camii Yanı ile Küloğlu Mahallesinin bir kısmı, 2. gün; Küloğlu, Safiyeoğlu, Akbıyık, 3.gün; Merkez mahallesinde kutlanmaktadır.

Akbaldır mahallesinde ise bayram 1. ve 2. günde kutlanmaktadır. Bu günler uzakta olan ve özlem duyulan insanların bir araya gelerek bu hasretlerini dindirdikleri, coşku ve heyecanı yaşadıkları anlar olarak gönüllerde yer etmektedirler. Kılınan Bayram Namazı ile ne boy, ne zenginlik ne de başka bir sıfat olmaksızın yaşça en büyük kişiden başlanarak Dedelerimizin ellerinin öpülmeye, abi ve akranlarımızla tokalaşmayla devam eden bir insan zinciri, gözlerde bayramın ve heyecanın ışıldayan yansıması ve belki de bu anları hepimizden çok bekleyen çocukların cıvıltıları ile çoğu zaman Camii avlusunda edilen dualarla bu anlar en yoğun şekilde yaşanmaya başlamaktadır.

Evlerde bu günlere özel hazırlanmış çeşitli yemekler, sarma ve tatlılar gelen her misafire ısrarla ikram edilir. Kabul edersiniz ya da etmezsiniz ama suyunun sıcaklığından daha fazlasını içinde barından bir bardak çaya asla hayır diyemezsiniz. Böyle bir coşku ile başlayan ve devam eden Bayramlar, 3. günde dudaklardan dökülen bu bayram da bitti kelimeleri ve başlayacak olan yolculuğun burukluğu yavaş yavaş yerini hüzne bırakmakta ve bir dahaki bayramda görüşme dilekleri ile yolcular yerlerine uğurlanmaktadırlar.
Zonguldak iline 62 km, Devrek ilçesine 13 km uzaklıktadır.


Köyün iklimi, Karadeniz iklimi etki alanı içerisindedir.

Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Köyde yetişen kestane türü olan "Alparslan kestanesi"nin, Devrek'te pazartesi günü açılan pazarda satışı yapılır.

Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi ve kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı yoktur ancak Sağlık Evi vardır. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.