Dil Temizliği, Ağız Kokusunu Azaltıyor
Günümüzde oldukça popüler olan naneli sakız veya şekerlerin ya da koku giderici ağız gargaralarının ağız kokusunu sadece maskelediğini, temel nedeni...
Günümüzde oldukça popüler olan naneli sakız veya şekerlerin ya da koku giderici ağız gargaralarının ağız kokusunu sadece maskelediğini, temel nedeni ortadan kaldırmadığını belirten İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cenker Zeki Koyuncuoğlu, yüzde 90'ı ağız içi kaynaklı olan ağız kokusunda en etkili yöntemin dili temizlemek olduğuna vurgu yaptı.
İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cenker Zeki Koyuncuoğlu, ağız kokusu probleminin giderilmesinde dil temizliğinin önemine dikkat çekti. Diş fırçalama, arayüz ve dil temizliğini içeren mekanik plak kontrolünün toplam bakteri sayısının, ürünlerinin ve besin kaynaklarının azaltılmasını sağladığını belirten Yrd. Doç. Dr. Cenker Zeki Koyuncuoğlu, "Dil temizliğinin önemi ve ağız kokusunun azaltılmasındaki başarısı yapılan birçok çalışmada vurgulanmıştır. Bu nedenle mümkün olabildiği kadar dışarıya çıkarılan dilin en arka bölgesinden öne doğru süpürme hareketi ile düzenli bir şekilde temizlenmelidir. Dil temizlenmesinde normal diş fırçaları veya dil temizleyiciler kullanılıyor. Yumuşak doku travmasına neden olmamak için bu temizlik nazikçe yapılmalı ve dilin yan yüzeyleri temizlenmemelidir. Ayrıca, öğürme refleksine karşı da dikkat edilmelidir. Dişler günde mutlaka en az iki dakika fırçalanmalıdır. Özellikle, gece yatmadan fırçalama unutulmamalıdır. Hangi diş macununu ya da ağız gargarası tercih edilirse edilsin esas yapılması gereken diş ipi-diş arası fırçası ile fırçalamaya destek olmaktır" dedi.
Alkollü gargaralara dikkat
Gargaraların, halitozis şikayeti olan hastaların veya bu rahatsızlığı tedavi eden hekimlerin arasında yaygın bir ağız bakım yöntemi olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Koyuncuoğlu, gargaraların anti-mikrobiyal içeriği sayesinde ağızdaki uçucu sülfür bileşiklerini (USB) üreten mikroorganizma sayısını kimyasal yolla geçici olarak azalmasını sağladığının ve ağız kokusunu gidermek amacıyla kullanılsa da ağız gargaralarının tek başlarına halitozisi önleyemediğinin de altını çizdi. Yrd. Doç. Dr. Koyuncuoğlu, alkollü gargaraların ağız kuruluğuna neden olarak tedavi edilmek istenen ağız kokusunu daha da kötüye götürebilmesi nedeniyle önerilmediğini kaydetti.
Yrd. Doç. Dr. Koyuncuoğlu, günümüzde oldukça popüler olan naneli sakız veya şekerlerin ya da koku giderici ağız gargaralarının kullanılmasının kokunun maskelenmesini sağladığını ancak, bu ürünlerin kokunun temel nedenini ortadan kaldırmadıkları için etkilerinin de kısa süreli olduğu belirtti. Etken veya yardımcı madde olarak sakızların, macunların ve gargaraların içerisinde kullanılan çinkonun ise USB'den kükürdü ayırarak uçucu olmayan bileşiklere çevirmesi sayesinde ağız kokusunu önlediğini dile getirdi.
Lokmalarınızı iyi çiğneyin"
Lokmaların iyi çiğnenmesinin sindirime yardımcı olacağından mide asidinin de daha az oluşmasını sağlayarak sabah uyanıldığında ağız kokusunun oluşmasını engellediğini belirten Yrd. Doç. Dr. Koyuncuoğlu, ceviz, tarçın, yeşil çay ve tuzlu suyun ağız kokusunu kısmen engellediğini söyledi.
Halitozis hastaların başvurdukları ilk profesyonel yardım adresinin diş hekimleri olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Koyuncuoğlu, "Mekanik plak kontrolünün yeterli ve düzenli yapılması, çinko ve antibakteriyel içeren gargaraların kombine edilerek kullanılması, gerekli durumlarda plak birikimini arttırıcı restorasyonların (taşkın dolgu, hijyenik olmayan köprü gövdeleri, vb.) yenilenmesi ve başarılı bir dişeti tedavisi ile hastaların çoğu tedavi edilebilmektedir" dedi.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.