Dü’de Heykel Sanatı Ve Gelişimi Anlatıldı
DÜ'de 10. yıl etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Türkiye'de Heykel Sanatı" başlıklı panel ve sergi, Cumhuriyet Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.
DÜ'de 10. yıl etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Türkiye'de Heykel Sanatı" başlıklı panel ve sergi, Cumhuriyet Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.
Panel öncesinde sanatseverlerin beğenisine sunulan, Üniversite Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Ferhat Kamil Satıcı'nın, Yrd. Doç. Dr. İlker Yardımcı'nın, Yrd. Doç. Dr. Suzan Tepe Yılmaz'ın ve Öğr. Gör. Evren Selçuk'un eserlerinden oluşan sergi, konuklar tarafından ilgiyle takip edildi.
Programın panel bölümündeki ilk konuşmacı olan ve "Cumhuriyet Türkiye'sinde Kamusal Alanda Heykel" konulu bir sunum gerçekleştiren Yrd. Doç. Dr. İlker Yardımcı,Osmanlı zamanında kamusal alanda heykellerin görülmediğini belirterek 1867 yılında Abdülaziz tarafından Kadıköy Meydanına Boğa heykeli getirilmesiyle birlikte gelecekte tebaadan vatandaşlığa geçişin sezinlendiğini ifade etti.Cumhuriyet Türkiye'sinde ve özellikle Atatürk döneminde kamusal alanda heykellerin görülmeye başladığını dile getiren öğretim üyemiz, 1960'lı yıllardan sonra kamusal alandaki heykel çalışmalarında sivilleşmenin arttığını söyleyerek Ülkemizin çeşitli şehirlerinde yapılan heykel çalışmalarından örneklerinin sergilendiği fotoğraflarla sunumunu sonlandırdı.
Panel, Doç. Dr. Ferhat Kamil Satıcı'nın "Spektaküler Şehir Heykelleri ve El Formu" başlıklı sunumuyla devam etti. Heykel sanatı ile görüntü sanatları arasındaki bağdan bahsetti ve bilinç, psikoloji, sembol ve anlam dünyalarının heykel sanatında olası yansımalarını açıkladı. Doç. Dr. Satıcı, heykel çalışmalarının aynı zamanda bilinçaltına yapılan bir gönderi olduğunu belirterek konuyla ilgili bilgi ve deneyimlerini katılımcılarla paylaştı.
Panelin bir diğer konuşmacısı Öğr. Gör. Evren Selçuk, "Disiplinlerarasılık ve Heykel" başlıklı sunumunda, her bilim dalının ve sanatın olduğu gibi heykel sanatının da bir disiplin alanı olduğunu ifade ederek her disiplinin kendi alanını korumak refleksine sahip olduğunu söyledi. Heykel disiplininden, bütüncül sanat içinde yer alabilecek, disiplinlerarası sanat yapıtlarına değin bir perspektifi ortaya koydu.
Panelin kapanış sunumunu gerçekleştiren Yrd. Doç. Dr. Suzan Tepe Yılmaz, heykel toplum ilişkisine değindi. Heykel denildiğinde akla ilk olarak Atatürk anıtının geldiğini belirten Yılmaz, toplum nazarında heykelin Atatürk'le özdeşleştirildiğini ifade etti. Türkiye'de heykeltıraş yetiştirme sorunu olmadığını da belirten öğretim üyemiz, yapılan çalışmaların sergileneceği sanat galerileri ve müzelerin az olması sebebiyle heykeltıraşların çalışmalarını sergilemede zorluk yaşadıklarını, bu durumun ise sanatçıların sanat üretimine olumsuz yansıdığına dikkat çekti.
Panel, Üniversitemiz Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. E. Yıldız Doyran'ın konuşmacılara teşekkür belgelerini takdim etmesinin ardından sona erdi.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.