Dünyanın Ekolojik Harikası Koruma Altına
Çevre kirliliğinin artmasına karşı başlayan çevreyi koruma hareketi şimdi de, gemi sahiplerinin sürüş sistemlerini, zararlı maddelerin atmosfere yayılmasını...
Çevre kirliliğinin artmasına karşı başlayan çevreyi koruma hareketi şimdi de, gemi sahiplerinin sürüş sistemlerini, zararlı maddelerin atmosfere yayılmasını azaltmak için tasarlanmış olan LNG (sıvı doğal gaz) ile besleme gereksinimi duydukları denizcilik endüstrisinde ortaya çıktı. Güç yönetimi şirketi Eaton, akıllı ve esnek UPS teknolojisini, bir Danimarka denizcilik uygulamasının güç gereksinimlerini karşılamak üzere uyarlayıp sıkı yerel ekolojik standartlara da uyumlu hale getirerek bu trende katkıda bulundu.
Düzenleme, Jutland Peninsula'nın 15 kilometre uzağındaki Kattegat'ta yer alan 114 kilometrekarelik bir ada olan Samsø'da yapıldı. Fosil yakıtlara sahip olmayan ve 1970'lerden beri daha ekolojik çözümleri araştırmakta olan Danimarka'nın bir parçası olan ada, yeni bir enerji politikasının sembolü oldu ve yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanan ve sonuçta sıfır seviyesinde CO2 emisyonuna sahip olan ilk Danimarka adası oldu.
'Dünyanın ekolojik harikası" denen adanın ana kara ile bağlantısı, bütün yıl boyunca ulaşımı gerçekleştiren bir feribotla sağlanıyor. Adanın ekolojik durumunu korumak için Samsø yetkilileri, en az ekolojik etkiye sahip bir yöntemi kullanacak olan feribot taşımacılığı için ihale açtı. Sonuçta, ihaleyi kazanan Remontowa Shipyard tarafından üretilen, AB'nin ilk gazla çalışan, otomobil ve yolcu taşıyan feribotu ortaya çıktı. Feribot bir seferde 600 yolcu ve 160 otomobili taşıyabiliyor.
Ana itici sistem ve diğer sistemler için enerji kaynağı olarak kullanılan LNG ile, zararlı nitrik oksitlerin (NOx) yayılımının yüzde 90 azaltıldığı, benzer şekilde parçacıklı maddelerin (is) ve karbon dioksitin (CO2) yayılımının da, dizel motorlu feribotlara kıyasla yüzde 20 kadar düşürüldüğü belirtildi. Feribotun ekolojik etkisinde daha önemli bir düşüşün ise, gemi limandayken, elektrik sistemlerini besleyen gemideki jeneratörler kapatılarak gerçekleştirilebildiği, böylece CO2 emisyonu ortadan kaldırıldığı kaydedildi. Bu sistemlerin sürekli çalışmasının gerektiği ancak henüz kıyıdaki 50 Hz'lik güç kaynağından 60 Hz'de çalışacak şekilde doğrudan güç çekemediği bildirildi.
Bununla birlikte, basit bir şekilde frekans dönüşümü sağlamanın da yeterli olmadığı, geminin sistemlerinin gemi limandayken kıyıdaki imkanları ve denizdeyken de gemideki 60 Hz'lik jeneratörü kullanmasına izin vermek için, bir anahtarlama fonksiyonunun sağlanması gerektiği belirtildi.
Projede Eaton, feribottaki sistemlerin hem limanda hem de denizde kesintisiz bir şekilde çalışmasına izin verirken, müşteri ile birlikte çalıştı ve onların özel çevresel ve ekolojik gereksinimlerini karşılayabildi. 9395 Marine UPS, hem kıyıdaki 50 Hz'lik hem de feribottaki 60 Hz'li üç fazlı güç girişlerini kullanırken, şebeke sorunlarında da koruma sağlıyor. Bir EC4P denetleyicisinin sağlanması, mürettebatın her şart altında güç sistemini kolaylıkla çalıştırabilmesini garantiliyor.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.