Gaziler, 15 Temmuz Gecesini Anlattı
Ankara 15 Temmuz Şehit Yakınları ve Gaziler Derneği tarafından düzenlenen "Direniş ve Diriliş" adlı programda hain darbe girişimi gecesi anlatıldı.
Ankara 15 Temmuz Şehit Yakınları ve Gaziler Derneği tarafından düzenlenen "Direniş ve Diriliş" adlı programda hain darbe girişimi gecesi anlatıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı ile darbe girişimine "dur" demek için sokaklara çıkan 15 Temmuz kahramanları duygusal anlar yaşadı.
Mamak Belediyesi'nin katkılarıyla Kızılcaham'daki bir otelde düzenlenen programa Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, Kızılcahamam Kaymakamı Mehmet Yıldız, 15 Temmuz şehitlerinin yakınları ve gaziler ile çok sayıda davetli katıldı. Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, İstiklal Marşının okunması ve saygı duruşunda bulunması ile devam etti. Programda, hain darbe girişiminde yaşananların yer aldığı sinevizyon gösterimi izlenildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla vatanı, milleti için sokağa çıkan gaziler ve şehit yakınları sinevizyon gösteriminde duygusal anlar yaşadı. Salondakiler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hitaben sık sık "dik dur eğilme bu millet seninle" sloganları attı. Hain darbe girişiminde darbeci askerlerin karşısına dikilen, 15 Temmuz'un en genç gazisi 8 yaşındaki Batuhan Çetiner'in okuduğu şiir salonu alkışlara boğdu.
Programda konuşan Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, Çanakkale zaferinin, Kurtuluş Savaşı'nın olduğu gibi 15 Temmuz'un da bir destan olduğunu söyleyerek, asker kılığına girmiş teröristlere bu milletin dur dediğini kaydetti. Şehitlik ve gazilik makamının herkese nasip olmadığını ifade eden Akgül, o gece ne olursa olsun darbecilere karşı mücadele etmelerinin gerektiğini söyleyerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısıyla alanlara çıktıklarını dile getirdi. AK Parti hükümetinin göreve geldiği günden bu yana bir daha darbe olduğu takdirde tankın önüne geçeceklerini söylediklerini anlatan Akgül, "Bu millet o sözün boş olmadığını bize gösterdi. Başkomutanımızın "siz sokaklara çıkın biz ölümüne varız" dedikten sonra işte bu millet sokaklara çıktı. Buradan çıkarılacak çok ders var. "İnlerine gireceğiz" dedi bugün o noktada farklı bir anlam yaşıyoruz. Bu milletin o dini duygularını sömürerek neler yaptıklarını hepimiz biliyoruz. Belki bunu geç öğrendik ama 40 yıl önce bunların bu millete "dur" demek için plan yaptıklarını gördük" diye konuştu.
"Türkiye koalisyondan dolayı çok enerji kaybetti"
Türk milletinin ne DEAŞ, ne de PKK terör örgütüne prim vermediğini, bundan sonrada vermeyeceğini dile getiren Akgül, "Meclisten geçip Nisan'da bu milletin önüne gelecek o sandıktan onlar için çok büyük bir "Evet" çıktığı zaman umutlarının kesileceğini çok iyi biliyorlar. Bu milletin geçmiş tarihine bakıldığı zaman bölünmeden dolayı, koalisyondan dolayı enerji kaybettiğini görüyoruz. Bu referandum ile o olay bitirilecek. Biz hiç durmadan bu mücadeleye devam edeceğiz. Bizim gelecek bir neslimiz var. Onlara çok daha güzel güçlü bir Türkiye bırakmak zorundayız" şeklinde konuştu.
Jandarma Genel Komutanlığı'nın önünde darbeci askerler tarafından yaralanarak gazi olan 20 yaşındaki Hatice Işık, darbe olduğunu öğrendiği zaman hemen dışarı çıkmaya karar verdiğini söyledi. Işık, sokağa çıktığı zaman çok sayıda vatandaşın sloganlar atarak olayların merkezine gitmeye hazırlandığını ifade ederek, kendisinin de onların arasına katıldığını kaydetti. EGO otobüslerine binerek Ankara'nın merkezine ilerlediklerini dile getiren Işık, "Biz ilerlerken biri "daha fazla gitmeyin ateş ediyorlar" dedi ve ardından arabaya ateş etmeye başladılar. Nerede olduğumu bilmiyordum. Daha sonra bulunduğum yerin Jandarma Genel Komutanlığının önü olduğunu öğrendim" dedi.
"O an ben de ölecek miyim düşüncesi yoktu. Asker nasıl sıkar düşüncesi vardı"
Askerlerin ateş açtığını anlatan Işık, bulundukları otobüsün önündeki araçların yakınlarında yaralılar olduğunu gördüklerini dile getirdi. Yaralıları kurtarmak için hamle yaptıklarını ancak askerler tarafından ateşe maruz kaldıklarını belirten Işık, herkesin askerin plastik mermi sıktığını düşündüğünü kaydetti. Askerlerin açtığı ateşlerden birinin kendisine isabet ettiğini söyleyen Işık, sağ karın bölgesine isabet aldığını ve böbrek ve bağırsaklarının bir kısmının alınarak omurgasına platin takıldığını ifade etti. Askerlerin gerçek mermi sıktığını o an anladığını anlatan Işık, "O an ben de ölecek miyim düşüncesi yoktu. Asker nasıl sıkar düşüncesi vardı" diye konuştu.
"Ağabeyime "ya Reisi Cumhur Ankara'ya gelir, ya da benim eve cenazem gelir" dedim"
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde darbeci askerlerin bombalı saldırısı nedeniyle yaralanan Levent Yücel, darbe gecesi Ankara'da en erken sokaklara çıkan kişilerden biri olduğunu ve sabaha kadar mücadele ettiğini söyledi. Abisiyle gerçekleştirdiği telefon konuşmasından bahseden Yücel, "Gece Külliye'nin önünde ağabeyimle telefonla konuşurken ağabeyim bana "gel" dedi. Ben de ona "ya Reisi Cumhur Ankara'ya gelir, ya da benim eve cenazem gelir" dedim" şeklinde konuştu.
"O gece yalnızca Allah kelamı vardı"
Darbeci askerlerin attıkları bombayı havada gördüğünü dile getiren Yücel, "Bir iki saniye sonra gözümü açtığımda yüz üstü yerdeydim. İki ayağımda acı bir yanma vardı. Ayaklarım koptu diye düşündüm. Boynumda da ağır bir kesik vardı. Zorla kafamı çevirdiğimde iki ayağımdan ağır yaralandığımı gördüm. O an öleceğimi düşünerek kelime-i şehadet getirdim. Benim evinden kaldırıp o gece yanıma çağırdığım arkadaşlarımdan biri de ağır yaralanmış. Kendisi ayakta Ayet-el Kürsi okuyordu. Başka yaralımız ise Fatiha süresi. O gece yalnızca Allah kelamı vardı" ifadelerini kullandı.
Gazi Abdul Muhsin Türkmen ise, bir davetiyeden çıkarken MİT'in helikopterle tarandığını gördüklerini ifade ederek, ilk başta PKK'nın MİT'e saldırdığını ve helikopterlerin onlara müdahale ettiğini sandığını anlattı. Daha sonra oğlundan darbe olduğunu öğrendiğini belirten Türkmen, radyoyu açtıklarında Başbakan Binali Yıldırım'ın azınlık bir FETÖ mensubu askerlerin darbeye kalkıştığını söylediğini duyduğunu kaydetti. Daha sonra darbecileri engellemek için Kızılay'a gittiklerini ifade eden Türkmen, Genelkurmay Başkanlığının darbeci askerler tarafından işgal edildiğini öğrenmeleri üzerine Genelkurmay başkanlığına doğru gittiklerini kaydetti. Türkmen, yaklaşık 150 kişilik grubun "ordu kışlaya", "Akar Paşa'yı istiyoruz", "darbeye hayır" sloganları atarak Genelkurmay'a doğru ilerlediğini dile getirerek, "İçişleri Bakanlığı'nın tam önündeyken Meclis'in doğu kapısındaki tanklar arkamızdan gelip Genelkurmay'ı korumaya aldı. O arada televizyonlar halk Genelkurmaya yürüyor diye vermiş. Daha sonra Ankara'daki her yerden insanlar Genelkurmaya yürümeye başladı. Bir anda o 150 kişilik grup 5 bin kişiye kadar ulaştı. Orada uğraşırken keskin nişancılar sürekli vuruyordu. En son gelen 2 tankı halk yakmak istedi. Üzerine yakıt döktüler. Ben orada tankı yaktırmadım üzerine çadır çektirdim. Sonradan öğrendik ki meğer tankın içi cephane doluymuş. Eğer yaksaydık oradaki halk yok olacaktı" dedi.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.