Göçebe Çoban, Zorlu Yaşam Koşulları Nedeniyle Hiç Şehir Görmedi
Karadağ eteklerinde göçebe yaşayan ailelerin zorlu hayat koşulları en çok çocukları ve gençleri etkiliyor.
Karadağ eteklerinde göçebe yaşayan ailelerin zorlu hayat koşulları en çok çocukları ve gençleri etkiliyor. Çocukların bazıları okula gidemezken, bazıları ise halen şehri görmedi
Geçimlerini hayvancılıkla sağlayan Akhanım ailesi, 450 küçükbaş hayvanla çıktıkları yaylada kurdukları çadırlarda yaşıyor. Kış aylarında hayvanlarını otlatmak için Ceylanpınar ilçesi kırsalında yaşayan konar göçer aileler, bahar aylarının gelmesiyle Şanlıurfa'nın Siverek ilçesine 40 kilometre uzakta bulunan Karacadağ'ın eteklerine yerleşiyor. Her mevsim kilometrelerce yol kat ederek göç ettikleri bölgelerde kendilerine uygun alanlarda kurdukları çadırlarda yaşamını sürdüren ailede en büyük yükü ise kadınlar omuzluyor. Akşam saatlerine yakın sürünün dağdan indirilmesiyle başlayan işlerin başında küçük kuzuların doyurulması var. Ardından koyunların sağılması ve sütün eşeğe yüklenerek çadırlara götürülmesi geliyor. Sütü kaynatan kadınlar, yoğurt ve peynir yapımıyla uğraşmaya başlıyor. Aile reisi Arif Akhanım ise koyunları kırpıyor.
Koşullardan en çok çocuk ve gençler etkileniyor
Yedi kişilik ailenin göçebe hayatı nedeniyle çocuklarının hiçbiri okula gidememiş. Ailenin ihtiyaçlarını aile reisi Arif Akhanım karşıladığı için çocuklar da zorunlu olmadıkça şehre inemiyor. Ailenin dördüncü çocuğu olan 15 yaşındaki Hamza'nın hiç ilçe merkezine gitmediği söyleniyor.
Akşam saatleri yaklaşırken sürüyü çadırlara yakın bir alana getiren Hamza, ailesiyle birlikte bölgede "danga" diye bilinen kuzuları koyunlarla buluşturuyor. Aile bireyleri sütü sağıp kuzularla çadırlara dönerken, Hamza kaldığı yerden koyunları otlatmaya devam ediyor.
Türkçe bilmediği için Kürtçe konuşan 15 yaşındaki Hamza Akhanım, 7 yıldır çobanlık yaptığını ve okula gitmek istediğini belirtti. Ailede hiç okula giden olmadığını söyleyen Hamza, "hiç ilçeye gittin mi" sorusuna ise "yok" diye cevap verdi.
Ailenin en büyük çocuğu 23 yaşındaki Ömer Akhanım, hayatlarının hep göçerlikle geçtiğini söyledi. Sürekli gezdiklerini söyleyen Ömer, "Okuyamadık, bir türlü okuma fırsatımız olmadı. Çocuklar da okuyamadı, kardeşlerim de hiç okuyamadı. Göçerlikten dolayı okuyamadık. Hayatımız hep böyle geçiyor işte. Dedelerden beri hep göçeriz, her mevsim bir yerlerdeyiz. Kış aylarında aşağı köylere Ceylanpınar, Hilvan taraflarına oralara gidiyoruz. İlkbaharda buraya geliyoruz sonbahara kadar buralardayız. Sürekli böyle dönüyoruz hep aynı. Git gel hep bu şekilde yani" diye konuştu.
60 yaşındaki anne Nuriye Akhanım ise "Ömrüm böyle geçti. Artık sürüdeki tüm koyunlarımı tek tek tanır hale geldim" dedi.
En büyük sıkıntılarından birinin yer parası diye tabir edilen kira parası olduğunu söyleyen ailesi reisi Arif Akhanım, ilaç masraflarının yanı sıra yem fiyatlarından şikayet ediyor.
Çadırların kurulduğu yaylalarda elektrik bulamayan göçer ailesi, bu sorunu ise güneş panelleriyle aşıyor. Çadırın yanı başında kurulan güneş panelinden elde ettikleri elektriği hem aydınlatmada hem telefonları şarj etmek için kullanıyorlar.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.