Gribin Tedavisi Antibiyotik Değil Bol Sıvı
Kar yağışının yurdun dört bir yanını etkilediği kış mevsiminde soğuk algınlığı, grip ve benzer hastalıklara karşı dikkatli olunması gerektiğini...
Kar yağışının yurdun dört bir yanını etkilediği kış mevsiminde soğuk algınlığı, grip ve benzer hastalıklara karşı dikkatli olunması gerektiğini belirten KBB Uzmanı Op. Dr. Fırat Demirtaşoğlu, antibiyotiklerin grip tedavisinde hiçbir etkisi olmadığını, en iyi tedavinin bol sıvı alımı olduğunu söyledi.
Soğuk havaların etkisi ile kış hastalıkları da artış gösterirken ENTO Kulak Burun Boğaz (KBB) Cerrahi Tıp Merkezi KBB Uzmanı Op. Dr. Fırat Demirtaşoğlu, grip gibi hastalıklara karşı bilinçsiz antibiyotik kullanımı hakkında uyarılarda bulunarak, en iyi tedavi yöntemlerini anlattı.
"Gribi tedavi edecek bir ilaç yoktur"
Gribal enfeksiyonun influenza virüsüne bağlı gelişen enfeksiyon olduğunu ve kış aylarında toplumda salgın oluşturduğunu belirten Demirtaşoğlu, "Direkt gribi tedavi edecek herhangi bir ilaç yoktur. Gribal enfeksiyon, hastaların sıklıkla antibiyotik kullanmak istediği ama antibiyotiğin tedavisinde yeri olmayan bir enfeksiyondur. Her boğaz ağrısı antibiyotik kullanmayı gerektirecek bir enfeksiyon değildir. Hastaların kendi kafalarına göre kendi istekleri doğrultusunda antibiyotik kullanması tedavide yapılabilecek en büyük yanlışlardan biridir. Hiçbir hastaya doktor kontrolü altında olmadan antibiyotik kullanımını önermiyoruz. Antibiyotikler kullanımı mümkün olduğunca sınırlı olmak zorunda çünkü antibiyotikler hem direnç gelişimini engelliyor hem de vücuttaki floramızı (insan vücudunun çeşitli bölgelerinde organizmaya zarar vermeksizin gruplaşmış olarak yaşayan mikroorganizma topluluğu) yok ediyor. Uzun dönem antibiyotik kullanımının bize yarattığı yan etkileri tam olarak bilmiyoruz" dedi.
Artık antibiyotik kullanımında halkın daha bilinçli olduğunu dile getiren Dr. Fırat Demirtaşoğlu, antibiyotik yazdıran hastaların sayısında ciddi azalma olduğunu kaydetti.
"Esas tedavi bol sıvı alımıdır"
Hastalıktan korunabilmek için ilaç tedavisi yerine sıvı alımının artırılmasını tavsiye eden Dr. Demirtaşoğlu, "Esas tedavisi istirahat ve bol sıvı alımıdır. Onun dışında herhangi bir ilaç tedavisi gribal enfeksiyonda önerilmez. Verilen ilaçlar hastalıklı dönemi rahat geçirebilmesi için verilen ilaçlardır. Şikayetlerin şiddetli boğaz ağrısı, ateş olması durumunda bir ateş düşürücü ve ağrı kesici kullanılabilir. Çok ciddi burun tıkanıklığı olduğu durumlarda burun tıkanıklığını açmak için bazı ilaçlar kullanılabilir ama unutulmamalı ki kullanılan ilaçların hepsi o gripli geçirilecek olan bir haftalık periyotta hastalığın daha rahat geçirmesini sağlamak içindir. Hastalarımıza bol sıvı almalarını, istirahat etmelerini, hasta olmamış kişilerin de sık sık ellerini yıkamalarını öneririz" ifadelerini kullandı.
"Her hastalığın antibiyotiği farklı, aynı antibiyotik kullanılmamalı"
Hastaların antibiyotik konusunda yanlış kullanımlarının da olduğuna dikkat çeken Fırat Demirtaşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Genellikle bizim karşılaştığımız bir durum ki ciddi enfeksiyon nedeniyle gelen hastalara bir antibiyotik tedavisi veriyoruz. Ve hastalar her benzer enfeksiyon olduklarını zannettiklerinde o antibiyotiği gidip alıyorlar. Gerçi Sağlık Bakanlığının son genelgesiyle eczanelerden reçetesiz antibiyotik alımı yasaklandı ama yine de elinde antibiyotik kalmış olanlar oluyor. Bademcik iltihabı boğaz ağırı yapar ama grip de boğaz ağrısı yapar. Biz bakteriyel bir enfeksiyona bağlı bir bademcik iltihabı gördüğümüz zaman biz o hastaya antibiyotik başlıyoruz. Hastanın antibiyotiği artıyor ya da elinde kalmış bir antibiyotiği oluyor boğaz ağrısı olduğunda tekrar aynı şey olduğunu düşünerek tekrar o antibiyotiğe başlayabiliyor. Ama gribal enfeksiyonda antibiyotiğin hiçbir anlamı yok. İkisi de şikayet olarak aynı şikayetleri yaratmasına rağmen tedavileri farklı. O yüzden doktor muayenesi olmadan antibiyotik kullanmayı kesinlikle önermiyoruz."
"Bitkisel içecekler ilaç etkisini azaltmaz"
İlaçlarla birlikte alınan bitkisel içeceklerin ilacın etkisini azaltma gibi bir durum oluşturmadığını belirten Demirtaşoğlu, adaçayı, nane limon ya da su içilmesinin çok da bir farkının olmayacağını önemli olanın sıvı alımının artırılmasının olduğunu söyledi.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.