Harp Akademileri Komutanı Bekiroğlu’nun Cezaevine Kapatılmak İstenmesine İlişkin İddianame Hazırlandı
15 Temmuz Darbe Girişiminde Harp Akademileri Komutanı Tümgeneral Tahir Bekiroğlu'nun Hadımköy'deki askeri cezaevine kapatılmak istenmesine ilişkin 62 şüpheli...
15 Temmuz Darbe Girişiminde Harp Akademileri Komutanı Tümgeneral Tahir Bekiroğlu'nun Hadımköy'deki askeri cezaevine kapatılmak istenmesine ilişkin 62 şüpheli asker hakkında iddianame hazırlandı. Şüphelerin 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi.
15 Temmuz Darbe girişiminde Harp Akademileri Komutanı Tümgeneral Tahir Bekiroğlu'nun Hadımköy'deki askeri cezaevine kapatılmak istenmesi ve Hadımköy kışlasında yaşananlara ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılarından Gökhan Yolasığmaz tarafından yürütülen soruşturma tamamlanarak 241 sayfalık iddianamede hazırlandı.
Tahir Bekiroğlu'nun "müşteki', 11'u tutuklu 62 askerin ise şüpheli olarak yer aldığı iddianamede, şüphelilerin "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve silahlı terör örgütü üyeliği" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet 10'ar yıldan 25'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.
Komutanını derdest eden emir subayı
İddianamede, şüphelilerden binbaşı Fatih Irmak'ın Tahir Bekiroğlu'nun emir subayı olarak görev yaptığı belirtilerek, Irmak'ın Bekiroğlu'nu lojmanından alarak Hadımköy kışlasına götürdüğü anlatıldı. Irmak'ın Bekiroğlu'nu lojmanından alarak derdest ettiği saatte henüz sözde sıkıyönetim emri yayınlanmadığı ifade edilen iddianamede, "Tüm bu hususlar dikkate alındığında TSK hiyerarşik yapısı içerisinde hareket etmeyen, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ortadan kaldırmayı amaçlayan, bu amaç doğrultusunda devletin çeşitli kamu kurum ve kuruşlarına sızarak kendi amaç ve hedefleri doğrultusunda kamu gücünü kullanan ve FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü bünyesinde hareket eden bir grubun önceden yapılan planlaması çerçevesinde, sözde "Yurtta Sulh Konseyi" olarak adlandırılan illegal oluşumun sevk ve idaresinde darbe girişiminde bulunduğu ,darbe girişiminden haberdar olduğu ve bu bilinçle eyleme katıldığı değerlendirilmektedir" denildi.
Yetkileri olmadığı halde Bekiroğlu'nun derdest edilmesi için emir vermiş
Şüphelilerden Hadımköy Kışlasının kışla komutanı Mehmet Yorgancı ve kışlada Hava Savunma Tabur Komutanı olan Mehmet Erol'un olay tarihinde kışla içerisinde bulunan askeri cezaevi kendilerine bağlı olmadığı ve bu konuda bir yetkileri olmadığı halde Tuğgeneral Eyüp Gürler'in emri üzerine kışlaya giderek, Yurtta Sulh Konseyi tarafından aralarında Bekiroğlu'nun da bulunduğu kişilerin derdest edilmesi için emir ve komutasında bulunan subay,astsubay,uzman ve erlere emir verdikleri, kışla içerisinde ve cezaevi çevresinde gerekli hazırlıkları yaptırdıkları anlatıldı.
Dosyanın tek şikayetçisinin ifadesi
İddianamede yer alan dosyanın tek müştekisi(şikayetçi) Tahir Bekiroğlu'nun ifadesinde ise, "Olay günü saat 21.00 sıralarında kapım çalındı. Kapıyı açtığımda karşımda emir subayım Fatih Irmak, koruma astsubaylarım Eyüp Karahan ve Okan Şentürk vardı. Emir subayı kamuflajlıydı ve belinde silahı vardı. Emir subayıma ne olduğunu sorduğumda sert bir üslupla "Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Hulusi Akar'ın emriyle Yurtta Sulh Konseyi ülke yönetimine el koymuştur" dedi" ifadelerini kullandı.
Daha sonra ailesinin yanında, emir subayı tarafından kıyafetlerini giymesinin emredildiğini söyleyen Bekiroğlu, "Emir subayı, beni Hadımköy'e götüreceklerini söyledi. Ben de bunun üzerine Genelkurmay Başkanımızın emri olduğunu zannederek sivil kıyafetimi giyip kendisiyle beraber gitmeye karar verdim. Akademi envanterinde bulunan sivil bir araca bindirilerek yola çıkarıldım. Nizamiyede herhangi bir anormallik yoktu. Hadımköy'e götürülene kadar herhangi kötü bir muamele görmedim. Hadımköy'e varınca kimse tarafından durdurulmadık. Kışla içinde bir süre sonra durduk" diye konuştu.
"Evimden aldılar, cezaevine götürdüler"
Araçtan inince askeri cezaevi önüne geldiklerini anladığını kaydeden Bekiroğlu, "Binanın idari kısmına girince beni bir koltuğa oturttular. Burada ne yapacağımızı sorunca emir subayı askeri savcı ve cezaevi müdürünün geleceğini söyledi. Saatlerce beklememize rağmen kimse gelmedi. Sık sık da ısrarıma rağmen bana oyalayıcı cevaplar verdi. Bir süre sonra Harp Akademisi öğretim elemanlarından Kurmay Binbaşı Erhan Savur, Harp Akademisi birinci sınıf öğrencilerinden yüzbaşı Kenan Keskin ve yüzbaşı Münür Sözen geldi. Kendileriyle muhatap olmadım çünkü davranışları askeri disipline uygun değildi. Süreç devam ederken bir ara emir subayı bana az önce akademi kurmay başkanı Tümgeneral Hasan Nevzat Taşdeler'in kendisini aradığını, benim sıkıyönetim direktifinin eki olan sözde atama emri ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrine atandığını, 1'inci Ordu Komutanlığı ve İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığına ise Korgeneral Erdal Öztürk'ün atandığını, durumu bana iletmesini söylediğini söyledi" dedi.
"Girişim başarısız olunca "Yürüyün birliğe dönüyoruz" dedim"
Bunun üzerine şaşırdığını ve eşini aramak istediğini söyleyen Bekiroğlu, "Amacım eşime eşyaları toplayarak Ankara'daki evimize gitmelerini söylemekti. Emir subayı eşimi kendi telefonundan aramama izin verdi ancak sadece belirttiğim sözleri söylememi istedi. Emir subayı devamlı interneti takip ediyordu. Saat 24.00'den önce cezaevinin muharebe merkezine mesaj geldi. Mesajı Erhan binbaşıya verdiler. Sayfaları dikkatlice inceledi. Sonradan karargaha döndüğümde bunun tutuklanacaklar listesi olduğunu değerlendirdim. Saat 07.00 sırlarında lavaboda gördüğüm ancak tanımadığım, kendisini cezaevi müdürlüğünün astsubayı olarak tanıtan şahsa neler olduğun sordum. Bana darbe girişiminin başarısız olduğunu söyledi. Bunun üzerine ben de gelişmelerden cesaret alarak orada bulunup beni rehin alan tüm şahıslara "Yürüyün birliğe dönüyoruz" dedim. Şahıslarda darbe girişiminin başarısız olduğunu anladığından tepki göstermediler ve emrime itaat ettiler" ifadelerini kullandı.
Başsavcılık tarafından onaylanan iddianame İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Şüphelilerin önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkmaları bekleniyor.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.