Her Şişman Ameliyat Edilmez
Şişmanlık Ameliyatları sonrası ortaya çıkabilen "Ölümler" ve "Olumsuz Durumlar" dikkatleri yeniden bu konuya çekti.
Şişmanlık Ameliyatları sonrası ortaya çıkabilen "Ölümler" ve "Olumsuz Durumlar" dikkatleri yeniden bu konuya çekti. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Nafiz Karagözoğlu "Şişmanlık Tedavisinde Ameliyat" konusu ile ilgili önemli uyarılarda bulundu.
ŞİŞMANLIK SALGINI
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Nafiz Karagözoğlu, "Şişmanlığın Salgın kabul edildiği bir dönemde yaşıyoruz. Kişiler hem çok yemek yemeyi, hem az hareket etmeyi ve hem de zayıf olmayı istiyor. Bu da onları hemen ve çabuk düzelme olacak sandıkları "Ameliyat Olma" ihtimaline götürüyor." dedi.
ACELE İŞE ŞEYTAN KARIŞIR
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Nafiz Karagözoğlu "Herkes Herşeyi Hemen olsun" istiyor. Bu mümkün değil. Eskilerin tabiri ile "Acele İşe Şeytan Karışır". Şakası bir yana gerek ameliyat kararının ve gerekse ameliyat hazırlıklarının acele yapılması telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabilir." diye konuştu.
ŞİŞMANLIK AMELİYATINA KİM KARAR VERMELİDİR?
Şişmanlık Ruhun, Bedenin ve Sosyal durumun etkilendiği bir hastalık olduğunu ifade eden Dr. Karagözoğlu "Bu süreçlerin tam ve doğru bir şekilde yönetilmesi "Erişkin Doktoru" olarak da ifade edilen İç Hastalıkları Uzmanının sorumluluğundadır. Bu nedenle Şişmanlık için tedavi olmak isteyenler İç Hastalıkları Uzmanının takibine girmelidir." diyerek uyarılarını sürdürdü.
KİMLER AMELİYAT TEDAVİSİNE ADAYDIR
"Bariyatrik Cerrahi" olarak tanımlanan Zayıflama Ameliyatlarının yapılma Kriterleri A.B.D. Ulusal Sağlık Enstitüsünün (NIH) Konsensus kararlarında belirlendiğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Nafiz Karagözoğlu "Bu kararların püf noktası ise "Cerrahi Dışı Tedavilerin Başarısız Olması" tespitidir. Yani "Ameliyat dışı ihtimal kalmadı" noktasına gelmiş olmak gerekir. Oysa bu süreç günümüzde tam ve doğru uygulanmamaktadır. Hastanın talebi belirleyici olabilmektedir. Bununla beraber Hastaların Psikiyatrik olarak tutarlı olması, Alkol ve İlaç bağımlığının olmaması gerekir. Ameliyatı ve sonrasında gelişebilecek olumsuzluklar konusunda tam ve doğru bilgilendirilmesi gereklidir. Bu bilgilendirme sonrası Hastanın hala İstekli olması da gereklidir. Ameliyatın neden olabileceği "Yaşamı Engelleyecek" Tıbbi Sorunları da olmamalıdır. Kontrolsüz Psikotik ve Depresif bozukluğun olmaması ve Aile-Sosyal çevre desteğinin tam olması da zaruridir.
Bedensel özelliğin "Beden Kitle İndexi" dediğimiz ölçümün 40 dan büyük olması (BMI >40 kg/m2) ve "Beden Kitle İndexi" dediğimiz ölçümün 35 den büyük iken (BMI>35 kg/m2) kişinin tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi, hiperlipidemi gibi ek hastalıklara sahip olması ölçülebilir kriterlerdir." dedi.
AMELİYAT KARARI İÇİN YASAL DÜZENLEME ŞART
"Hasta ameliyat olmayı umut edebilir. Doktordan istediklerini talep edebilir. Ama Doktorlar her istenilenin, herkese uygulanamayacağını bilmekle ve hastaya bunu belirtmekle sorumludur. Doktorlar doğru tıbbi süreçleri yürütmek zorundadır. Ancak günümüz Tıbbının uygulama süreçlerinde doğru uygulama adımları takip edilmeden Ameliyat süreci başlatılabiliyor. Ayrıntılı süreçlerin İç Hastalıkları Uzmanları tarafından İlgili Kliniklerle değerlendirilmesi ve Ameliyat dışı İhtimallerin hepsinin tamamlandığının tanımlanması şart. Yasal olarak Şişman Hastaların Ameliyatla Tedavisi için "İç Hastalıkları Uzman Kararı" Resmileşmediği sürece Sorunlar büyümeye devam edebilir." diyen Dr.Karagözoğlu Bu konuda herkesin dikkatli olması gerektiğini belirterek açıklamalarını tamamladı.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.