İçişleri Bakanı Soylu: "Darbe Yapıldığı Zaman Parlamentonun Onuruna Ve Namusuna Sahip Çıkmayanın Bugün Söz Söyleyebilme Hakkı Yoktur"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Fatih Belediyesi tarafından sosyal medya üzerinden yapılan canlı yayına katıldı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Fatih Belediyesi tarafından sosyal medya üzerinden yapılan canlı yayına katıldı. Bakan Soylu, "Mecliste 4 tane eski meclis başkanı bir araya gelmiş parlamento zayıflayacak diyorlar. Biz yaş olarak onlardan genciz. Ama ben şu soruyu sorarım. Türkiye'de de herkese sorarım. Bu parlamentolara darbe yapıldığı zaman parlamentonun onuruna ve namusuna sahip çıkmayanın bugün söz söyleyebilme hakkı yoktur" dedi.
Fatih Belediye binası avlusunda gerçekleştirilen ve ev sahipliğini Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'in yaptığı "Referandum Sohbetleri" adlı programın moderatörlüğünü Gazeteci yazar Hikmet Genç yaparken, programın konuğu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu oldu.
Sosyal medyada canlı yayınlanan programda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık arasındaki 2007 yılı Referandum'da yapılan ve bir önceki meselede yapılan oradan 1961, 1982 Anayasasının ve orada kurulan iktidarın halkın oyuna ihtiyacı duyulmayan iktidarın oradaki belirsizliği. Fakat 2007 yılından sonra başka bir şey oldu. 2007 Referandumu ile birlikte Türkiye'de Sayın Cumhurbaşkanımızın seçimle geliyordu Cumhurbaşkanı. Peki Başbakan'da seçimle geliyordu. Cumhurbaşkanı seçim ile geldiği zaman yüzde 50'nin üzerinde bir oy ile gelme ihtimali yok. Çünkü yüzde 50'nin üzerinde başka hiç bir oy ile gelebilecek. Başka türlü seçilmiyor. Başbakan, koalisyon ile gelebilir. Azınlık hükümeti ile gelebilir. Tek başına iktidar olur ama yüzde 50 oy alamaz. Yüzde 50'nin üzerinde Başbakan, Cumhurbaşkanı'ndan daha fazla oy alsa başka bir güç çatışması olacak. Oda yürütmenin başı. Oda yürütmenin çekicisi. Dünya'nın hiç bir yerinde böyle bir sistem söz konusu değil. Onun için diyoruz ki, Bu sistem Baba, bu sistem oğul. Kardeş işe kardeşi bir araya getiriyor. Burada benim sözüm açıktır. Baba ile oğlu Başbakan yapsanız, evladı Başbakan yapsanız şeytanlar, generaller devreye girerler ve Türkiye'de büyük bir karmaşık meydana getirirler. Bugün buna inanıyorum. Çünkü yaptığımız iş ülkeyi yönetmek. Her ülkeyi yönetenin kendi adına gücü, kudreti ve beyninde imkanı var. Etrafında çevresi var. Biz burada Osmanlı Devleti'nin bakiyesiyiz. Geçmiş dönemde bu coğrafyada neler olduğunu çok net bir şekilde biliyoruz" dedi.
Yaşadığımız coğrafyanın önemsiz olmadığını ifade eden Bakan Soylu, "Yakın zaman içerisinde bizim Suriyeli kardeşlerimizi güvenli olarak gönderdiğimiz Cerablus, Azez, El Bab gibi olan yerlerden bir tanesinde insanı yardım anlamıyla gelmiş ama orada batılı bir ülkenin casusluğunu net bir şekilde yapabilen ve orada alternatif devlet ve alternatif yönetim kurmaya çalışılan bir hadiseyi dün keşfettik. Bu coğrafya kimse tarafından yalnız bırakılacak önemsiz bir coğrafya değil. Biz dünyanın en pahalı arazisinde oturuyoruz. Burada eğer iki başlılık, üç başlılık, beş başlılık anlayışı ile bir hadiseyi götürürseniz, Türkiye'ye yıllardan beri yaptıkları gibi bölerek, parçalayarak, zayıflatarak yönetmeye devam ederler. Biz de öylesine bakarız" şeklinde konuştu.
7 Haziran'da bu sistemin hükümet çıkartamadığını kaydeden Bakan Soylu, "Ölçü isteyene ölçü 7 Haziran'dır. 7 Haziran'da bu sistem hükümet çıkartamadı. Ahmet Necdet Sezer'in Cumhurbaşkanlığı süresi bitti, bu egemenler bizi beğenmeyenler ve bizden nefret edenler kanuna, kitaba, anayasaya, hukuka, hiç bir şeye bakmadılar. Ama fiili bir durum meydana getirdiler. Onun Cumhurbaşkanlığını devam ettirdiler. Benim bir iddiam var. 10 yıl devam ettirirlerdi, bu ülkede kimsenin sesini çıkartamayabilirlerdi. Buradaki insanlarda vicdan var. Ama bu memlekette darbe yapanlar da bu memlekette 1961 ve 1980 anayasasını uygulayanlarda vicdan yoktur. Bu millete ait bir değer de söz konusu değildir. Çünkü kendi kumaşlarını taşımıyorlar. Birilerinin yükünü ve emanetini taşıyorlar. Bunun için 16 Nisan'da bu milletvekili sayısının 600'e çıkarılmasının referandumunu yapmıyoruz. Biz sadece Cumhurbaşkanı şöyle yargılanacak, meclis tarafından böyle denetlenecek diye bir referandum yapmıyoruz.Bu Cumhuriyet iki temel üzerine kuruldu. Birincisi tam bağımsızlık, ötekisi de egemenlik kayıtsız şartsız milletin nabzıdır. Biz Cumhuriyet kurulduğu günden bugüne kadar ilk kez buna yakın olduğumuz bir zaman dilimini yaşıyoruz. Mecliste 4 tane eski meclis başkanı bir araya gelmiş parlamento zayıflayacak diyorlar. Biz yaş olarak onlardan genciz. Ama ben şu soruyu sorarım. Türkiye'de de herkese sorarım. Bu parlamentolara darbe yapıldığı zaman parlamentonun onuruna ve namusuna sahip çıkmayanın bugün söz söyleyebilme hakkı yoktur" dedi.
Fatih Belediyesi tarafından sosyal medyada canlı yayınlanan "Referandum Sohbetleri" adlı program ise binlerce kişi tarafından izlendi.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.