İnşaat Sektöründeki Demir-çelik Tartışması
Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkan Vekili, TOBB Meclis Üyesi, Antalya İnşaat Müteahhitleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Karataş,...
Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkan Vekili, TOBB Meclis Üyesi, Antalya İnşaat Müteahhitleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Karataş, Türkiye'de yaşanan demir sıkıntısına dair yapılan açıklamalara dikkat çekti. Karataş , "Demir-Çelik konusunda da oyuna gelmeyelim ve oyunu bozalım" dedi.
Metal işkolu içinde ana sanayiyi oluşturan demir-çelik sektörünün, birçok sektöre girdi sağladığı için sanayinin lokomotif sektörü niteliği taşıdığını söyleyen Karataş, Demir-Çelik 1960'lara değin tüm diğer sektörleri denetim altında tutan üstün, baskın sektör olduğunu söyledi. Bu özelliğini iilerleyen yıllarda yitirdiyse de, hala ekonominin kilit sektörü olma özelliğini koruduğunu kaydeden Karataş, . İnşaattan otomotive, savunmadan elektroniğe kadar birçok sektörün üretimi demir-çelik sektörüne bağlı olduğunu ve bu nedenle de stratejik özellikler taşıdığını hatırlattı.
" Tartışmalar Yanlış bilgilendirmeden kaynaklanıyor "
Sektör yetkililerince Türkiye'de yaşanan demir sıkıntısına dair yapılan açıklamalara ve spekülasyon haberlerinin yanlış bilgilendirilmeden kaynaklandığını hatırlatan Karataş, Dünya Çelik Derneği (WorldSteel) "nin 2015-2016 Dünya Ham Çelik Üretimi Raporunu örnek gösterdi. Ekonominin küreselleşmesine paralel olarak demir-çelik üretiminin de son yıllarda küreselleştiğini, işbirlikleri, birleşmeler ve satın almaların yoğunlaştığını kaydeden karataş, öte yandan ABD, Avrupa, Japonya'nın özelliklerini yitirdiğini ifade etti. Çin'in dünya pazarında ilk sırada yer alırken, yeni gelişen ülkelerin ve doğu bloku ülkelerinin pazar payının giderek arttığını, buna karşılık sanayileşmiş ülkelerin üretimden aldıkları payın azaldığına dikkat çeken Karataş, " Bu rapora göre dünya çelik üretiminde 8.sırada olan ülkemiz; Avrupa'da Almanya'dan sonra ikinci durumda olmasına rağmen; üretimini 2016 yılında bir önceki yıla yani 2015 yılına göre; ton bazında % 1.4 eksi (-) değişim gösteren Almanya'nın, bu anlamda %5.2 artı (+) değişim göstererek önüne geçmiştir. Diğer bir deyişle; 2016 yılında dünyanın en büyük on çelik üreticisi arasında sadece Çin, Hindistan, Türkiye ve Ukrayna'nın ham çelik üretiminde artış gözlenmiştir. Öte yandan 2017 yılı için Çin'in iç tüketiminin artmasıyla birlikte üretimini kendi pazarına yönlendirdiğini gözlemlemekteyiz. Bu da fiyatlar üzerindeki baskıyı azaltacak ve bu dönemde Çin yurtiçi piyasanın ihtiyaçlarını karşılamaya devam ederken, küresel piyasalardaki konumunu daha da güçlendirecek ve dolayısıyla, ihracatını arttıracaktır. Aslında tam olarak bizim yapmamız gereken şey de budur. Bunu görmek zorundayız ve enseyi yine karartmadan adımlarımızı buna göre atmak ve demiri ithal etmek durumuna düşürülmek üzere, global piyasada planlanan bu karaborsa oyunlarına gelmemeli ve "Yerli Malım, Yerli Param" sloganını aklımızdan asla çıkarmamalıyız. Hele ki; kentsel dönüşümün tüm ülkede hız alıp, koşmaya başladığı, devlet yatırımlarının arttığı şu dönemde Unutmamalıyız ki; Türkiye dünyanın aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya deprem kuşağı üzerinde yer alır ve ülkemizin yüz ölçümünün % 42'si birinci derece deprem kuşağı üzerindedir. Yapılması gereken en önemli önlem; bu ne idüğü belirsiz, kalitesinden asla emin olamayacağımız ithal inşaat çeliği tuzağına düşmemek olacaktır. Buradan yeri gelmişken üreticilere bir kez daha sesimizi duyurmak isterim ki; inşaat sektöründe % 100 yerli malı demek "869" barkod numarası ile başlayıp, üretimi Türkiye'de Türk işçileri tarafından yapılmış ürün demektir. Bunları kullanmak zorundayız ve Türkiye'de ambalajlanıp 869 barkodu ile piyasaya sürülen, yurtdışında üretilen ürünlerde vardır bu konuda da ayrıca çok dikkatli olmalıyız." dedi.
"İnşaat sektöründe üretimlerin artacağı aşikar"
Osmangazi Köprüsünün yeni bittiğini, İstanbul-İzmir karayolu yapımına başlandığını, başta büyükşehirler olmak üzere belediyelerce ada bazında kentsel dönüşüm master planları hazırlandığını ve üretime geçilmeye başlandığını kaydeden Karataş , 2017 yılında inşaat sektöründe üretimlerin artacağının aşikar olduğunu söyledi. Öte yandan Türkiye Çimento Sanayindeki üretimin, geçen yıla oranla yaklaşık %10 artış gösterdiğini, 2014 yılında 1.133 milyar dolarlık ihracat ile dünyada en fazla çimento ihracatı yapan Türkiye'nin şu anda Avrupa'da lider konumunda ve dünyada da 6.sırada olduğunu kaydeden Karataş " Türkiye , Japonya ve Rusya'nın önündedir. Bu da inşaat sektöründe yatırımların dolayısıyla da demir-çelik satışlarının artacağının diğer bir göstergesidir. " dedi.
"Büyük ülkeler hurda demiri çekerek ihtiyacı artırdı"
İnşaat Sektörünün sıkıntılı olduğu şu dönemde dünyadaki büyük ülkelerin üreticilerinin, hurda demiri çekerek piyasadaki demir ihtiyacını arttırdığını hatırlatan deDiz Karataş, Türkiye'nin Amerika ile yapılan bir anlaşması bulunduğunu, bunun da ciddi bir demir talebi olacak anlamına geldiğini kalydetti. Karataş şöyle devam etti: " Üretim ihracata yöneldi, şu dönem de iç pazar bu yüzden daraldı. Referandum sürecinden dolayı, malum adetimizdir, seçim bitsin, bayram geçsin; yurtiçi piyasalarında müteahhitler, inşaat faaliyetleri gösteren, orta ölçekli hatta büyük ölçekli firmalar bile beklemede kaldı ve üreticiler de İnşaat çeliğini; yurtdışına gönderdiği için; miktar azaldı, fiyat yükseldi. Ama bunların hepsi geçici bir durumlardır, yakında arz-talep dengesini bulacaktır. Yeter ki; şu dolara da kafayı takmayalım. Kaldı ki; dolar düşerken, demir ham madde fiyatı yükseldiğini şu dönem hepimiz gördük. Yetkililer bile bu duruma açıklık getiremezken, vatanı gerçekten seven bizlerin yapmamız geren tek şey; büyümeye odaklanıp, yatırımlarımıza yerli üretim kullanarak devam etmemiz ve işimize bakmamız gerektiğidir. Çocuklarımızın geleceği ve aydınlık yarınlarımız için farkında olmalı, farkındalık yaratmalı, okumalı, anlamalı ve çok çalışmalıyız. Yani bir cümle ile özetlersek çözüm: Üretimi arttırıp, serbest piyasa dinamiklerinde arz- talep dengesinin oturması için süre vermek gereğidir.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.