Kök Hücreden Kemik Üretildi, Çene Kemiğine Nakledildi
İstanbul (İHA) – 17 yaşında çene kemiği tümörü teşhisi konulan ve defalarca ameliyat olmasına rağmen hiçbir sonuç alamayan Neslihan Karakışlar'a...
İstanbul (İHA) – 17 yaşında çene kemiği tümörü teşhisi konulan ve defalarca ameliyat olmasına rağmen hiçbir sonuç alamayan Neslihan Karakışlar'a Türk doktorların 7 yıllık çalışması hayat verdi.
Karakışlar'a kadavra kemiğine yağdan elde edilen kök hücreleri eklendi ve canlandırıldı üç boyutlu simülasyonla birebir çene kemiği üretilerek nakil yapıldı. Sağlığına kavuşan genç kız, "İyileşeceğime inanıyordum gözüm arkamda kalmadı" dedi. Çalışma çeşitli nedenlerle kemik kaybına uğramış milyonlarca hastaya da umut kapısını araladı.
Bursa'da 2005 yılında geçirdiği kaba kulak hastalığı sonrasında çene kısmında teşhis edilen tümör sonrasında hayatı kabusa dönen Neslihan Karakışlar, henüz 17 yaşındayken çene kemiği tümörü nedeniyle defalarca bıçak altına yattı, önce alt çene kemiğinin 17 cm'lik kısmını kaybetti ardından leğen kemiğinden alınan parça ile kemik nakli yapıldı ancak enfeksiyon kaptı. Tam umudunu kaybettiği anda "biyokemik" projesi genç kızın yüzünü güldürdü.
"Gözüm arkamda kalmadı"
Türk doktorların devrim niteliğindeki çalışmalarının sonucu hayata yeniden tutunan genç kız, düzenlenen basın toplantısıyla yaşadığı süreci anlattı. Sağlığına kavuştuktan sonra geleceğe umutla bakarak evlilik hazırlıkları yapan genç kız, "Herkese canı gönülden tek tek teşekkür ediyorum. 14 yaşında bu hastalıkta tanıştım. Bursa'da tedavi gördüm ama hastalığımın adı ne bilinmiyordu. Mehmet hocam hastalığımı anlattı ve neler yapacağımız anlattı. Hiçbir şekilde gözüm arkamda kalmadı. Ameliyatlara başladık tabi ki aksaklıklar oldu benden kaynaklanan ama hepsini atlattım onların sayesinde ve bugünlere geldim. Önce leğen kemiğinden parça alındı ama o olmadı. Enfeksiyon kaptım ve uzun süre bekledim. Hiç geçmeyecek gibi geçti ama zorlu süreçti. Artık alışmıştık. Bana ilk yeni bir çene kemiği yapılacağını söylediklerinde biraz bekleyeceğimi söylediler ben de kabul ettim. Gözle görünür şekilde bir değişiklik var. Turizmciyim. Artık çalışıyorum ve evlendim de" diye konuştu.
Gelecek için ilham kaynağı
Bugüne kadar yalnızca 3 cm'lik kemiklerin nakil edilebildiğini 17 cm'lik geliştirilen bir yarım çenenin doku uyumunu nasıl sağladığını ise operasyonu gerçekleştiren ekip anlattı. Prof. Dr. Mehmet Veli Karaaltın'ın çalışmanın da önce hayvanlar üzerinde pilot olarak denendiğini belirterek Dünya'da örneğinin olmadığını belirtti. Prof. Dr. Mehmet Veli Karaaltın özellikle doku mühendisliğinin gelecekte bir çok tedavide alternatif sunacağını söyleyerek, "Hayatlarını kaybeden insanların organlarını bağışladığını ve bir de dokularını bağışladıklarını düşünün. Doku bankası gibi ihtiyaç halinde istediğinizde bunu tekrar canlandırmak için hastanın kendi kök hücrelerini kullanarak iskeleye yüklenerek tekrar canlı hale gelen dokulu canlandırıyorsunuz. Bunu karaciğer, kalp, göz de olabilir. Bu gelecek için temeller atılmalı Neslihan'da o ilhamın başlangıcı" diye konuştu.
Ne yapıldı?
Prof. Dr. Mehmet Veli Karaaltın'ın yapılan operasyon hakkında şu bilgileri verdi: "Dünyada bu örnek ta başına dönecek olursak çene kemiği açısından ilk. 7 yıl uğraştık ve 5 yılda da başarıyı elde ettik. Toplam 12 ameliyat geçirdi Neslihan Karakaşlılar. Şimdi burada hastalıklı bir kemik vardı. Tedavi etmek için de neredeyse çenenin yarısını aldık. O süre içerisinde de leğen kemiğinden aldık fakat başarısızlıkla sonuçlandı. Sonra bu fikirle ilham kaynağı oldu Neslihan'ın başka bir yerinden kemik almadan kadavradan alınan kemikle tekrardan kök hücresiyle canlandırarak çcok şükür başardık. Bence en önemli nokta Neslihan'ın başka bir yerinden parça almadan bu işlemi gerçekleştirdik.
"İlk insan oldu"
Prof. Dr. Ercüment Ovalı da kemik kayıplarının önemli bir sorun olduğunu canlı kemik naklinin halen daha uygulanmadığına dikkat çekerek, "Canlı kemik nakli yapılamamakta. Ancak doku mühendisliği ile hastanın sorununa çözüm üretmek istedik. Laboratuvar sürecinde kemiğin üzerinde değişik kanallar açarak yapay damar kanalları açarak hastadan alınan kök hücreleri kemiğin içine yerleştirerek canlanmasını sağlamak istedik. Elde edilen pıhtı kaynağını kemiğin içine yerleştirmek istedik. Dolayısı ile bir araya gelerek ilk insan uygulamasına başladık."
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.