Korucular Konfederasyonu Başkanı Sözen Bitlis’te
BİTLİS (İHA) – Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili, "100 yıldır bizi...
BİTLİS (İHA) – Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili, "100 yıldır bizi bu topraklardan atmaya çalışan haçlı zihniyetinin oynadığı bir oyundu" dedi.
Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, Bitlis Kültür Merkezinde düzenlenen istişare toplantısında koruculara hitap etti. İlk olarak 35 yıllık PKK sorununa değinerek, binlerce şehit ve gazi verdiklerini ifade eden Sözen, Doğu ve Güneydoğu halkının, PKK terör örgütü belasını kendilerinin çözmesi gerektiğini söyledi. Sözen, "35 yıldır gece gündüz, kar kış, yağmur çamur demeden haklı mücadelemizi sürdürdük, şehitler verdik, gaziler verdik. Koruculuk, PKK terör örgütünün varlığı sebebi değil sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Yani dağlarımızda PKK olmasaydı, vatandaşlarımızın huzurunu, güvenini bozan eli kanlı silahlı örgüt mensupları olmasaydı, koruculuk müessesine de ihtiyaç duyulmazdı. Ama Doğu ve Güneydoğu'da her dağ başı, her köyde, her mezrada PKK'nın yaptığı katliamların izlerini bulmak mümkündür. Bitlis'te, Siirt'te, Şırnak'ta ve hemen hemen bütün Doğu ve Güneydoğu'da PKK terör örgütü kadınlarımızı, çocuklarımızı, gençlerimizi ve daha ismi konulmamış bebeklerimizi şehit etti. Böyle bir ortamda biz ya PKK'ya teslim olacak ya namusumuzu çiğnetecek ya bayrağımızı indirtecek ya ezanımızı susturacak ya da bütün bunları yapma fırsatı vermeden o alçaklara, o hainlere karşı dimdik duracaktık. Bizde böyle bir ortamda dimdik durduk, ay yıldızlı bayrağın dalgalanması, ezanımızın susmaması için, namusumuzu çiğnetmemek için canlar verdik ve bu kutlu davayı ve kahraman koruculuk mesleğini seçtik. Bu mesleği seçtiğiniz için vatanınıza, bayrağınıza, namusunuza ve çoluk çocuğunuza sahip çıktığınız için hepinizin ellerinden öpüyorum" diye konuştu.
"Bunlar 35 yıldır Kürtleri dinsizleştirme politikası güdüyorlar"
Korucular olarak kendilerine nerede ve nasıl görev düşerse her daim devletin yanında olduklarını ifade eden Sözen, sözlerine şöyle devam etti:
"Bundan sonra ne zaman devletimiz, milletimiz ve vatandaşımız bize ihtiyaç duyarsa biz geçmişte olduğu gibi bugünde canımız ve kanımız pahasına devletimizin ve milletimizin yanında dimdik duracağız. "Haksızlık karşında susan dilsiz şeytandır" diyen bir peygamberin ümmeti olarak haksızlık karşısında da susmayacağız. Memleketimiz çok zor ve zahmetli bir süreçten geçiyor. Malumunuz 35 yıldır kimilerine göre PKK sorunu, kimilerine göre Kürt sorunu diye bir sorundan bahsediliyor. Ben buradan Bitlis'ten bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına, Kürt ve Zaza kökenli bir kardeşiniz olarak şunu diyorum. Türkiye'den Doğu ve Güneydoğu'da Kürt sorunu diye bir sorun yoktur. Kürtlerin PKK terör örgütü diye bir sorunu vardır. Yani bizim kendi aramızda çözüp konuşamayacağımız bir sorunumuz yoktur. Fakat PKK terör örgütü biz Kürtlerin ve Zazaların başına musallat olmuş; Amerika'nın, İsrail'in, Hollanda'nın, Fransa'nın ve Belçika'nın maşalığını ve taşeronluğunu yapmaktadır. 35 yıl boyunca başımıza musallat olmuş PKK terör örgütü; Kürt ve Zaza kökenli vatandaşlarımızdan yaklaşık 6 binin üzerinde sivil ve savunmasız vatandaşlarımızı katledip şehit etmiştir. Bunun dışında bin 750'nin üzerinde korucumuzu şehit etmiş, 3 binin üzerinde de korucumuzu gazi etmiştir. Yollarımıza bombalar döşemiş, seyahat özgürlüğümüzü elimizden almıştır. Öğretmenlerimizi katletmiş, çocuklarımızın eğitim özgürlüklerini elinden almıştır. Bize gelen sağlık görevlilerini katletmiş, en doğal hakkımız olan sağlık hizmetlerini elimizden almıştır. Yani Avrupa'da oturarak "Doğu ve Güneydoğu'da devlet Kürtleri katlediyor" algısı oluşturarak bizi birbirimize kırdırmaya çalışanlar bilmelidir ki biz Kürtler, Zazalar ve Türkler artık et ve tırnak gibi değiliz. Eti tırnaktan ayırırsan sadece acı çekersin, biz kemik ve ilik gibiyiz. Kemiği ilikten ayırırsanız ölürsünüz. Gidin Çanakkale şehitliğine bakın; Diyarbakırlı Ahmet ve Bitlisli Mehmet hep aynı dava uğruna yan yana, aynı mezarlıkta şehit olmuş yatmaktadırlar. Biz o ataların torunları olarak bugün bizi Türk, Kürt, Zaza, Alevi, Sünni ve Çerkez diye ayırıp birbirimize kırdırmaya çalışıyorlar. Geldiğimiz bu noktada PKK terör örgütünü ve HDP'nin bunlara destek meselesini artık devlete havale etmekten vazgeçmeliyiz. Bu kanayan bir yaradır. Tüm Doğu ve Güneydoğu halkı olarak kendi göbeğimizin bağını kendimiz kesmek zorundayız. Ya bu PKK'yı bu topraklarda bitireceğiz ya bu HDP'yi tarihten silip tarihin çöplerine atacağız. Ya sileceğiz ya sileceğiz, bunun dışında başka bir alternatifimiz yoktur. Bizler; dinimize, imanımıza, vatanımıza ve bayrağımıza bağlı insanlarız. Peki, bu PKK, bu HDP kimdir? Bitlis dağlarında operasyonlarda teröristler ölüyor. Bakıyorsunuz aynı mağarada beş tane erkek, üç tane kadın terörist. Peki biz namusumuza düşkün Kürt halkının çocukları ve aileleri olarak kadınların ve erkeklerin aynı mağarada yaşaması, biz Kürtlerin örfüne, adetine, geleneğine ve dini inanışına yakışıyor mu? Bunun için PKK'nın ve arkasındaki siyasi uzantının kim olduğunu istiyorsak ben size cevap vereyim. Bunlar Kürtlerin din düşmanıdırlar. Bunlar 35 yıldır Kürtleri dinsizleştirme politikası güdüyorlar. Bunlar Marsistler, bunlar ateistler, bunlar Amerika'nın, İsrail'in ve bugün atları ve itleri ile üzerimize gelenlerin maşalarıdır. Bunu görmeyen, bilmeyen ve duymayan Kürt'ün, Zaza'nın imanından ve inancından da ben şahsen şüphe ederim" diye konuştu.
"Bir kadından korkacak kadar alçaklaşan ve şerefsizleşen bir Hollanda var"
15 Temmuz sürecine de değinen Sözen, bu ülkede 15 Temmuz sürecinin bir var olma ve yok olma mücadelesi olduğunu belirterek, "100 yıldır bizi bu topraklardan atmaya çalışan haçlı zihniyetinin oynadığı bir oyundu. Yıllardır buraya generaller geldi, komutanlar geldi, bizde onları Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) generalleriymiş ve komutanlarıymış diye beraber çalıştık, onlara saygı gösterdik. Gördük ki aklını, beynini, şerefini ve namusunu kiraya vermiş TSK gibi pırıl pırıl bir üniformanın içine saklanmış bu hain alçak ve şerefsizler bizim yıllarca mücadele ettiklerini sandığımız PKK ile Kandil'le HDP ile göbek bağı kurmuşlar, aynı davaya hizmet ediyorlar. Memleketimizin üzerine bombalar yağdırıyorlar ve tankların namlularının ucunu vatandaşımıza çevirmişler. Oyun çok büyük, artık gün birlik beraberlik olma günüdür. Gün kardeşlik günüdür. Gün tıpkı başkomutanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gibi bunların karşısında dimdik durma günüdür. Ama 15 Temmuz'dan sonra bu davayı gördüğü halde hala PKK ve HDP'nin yanında olanların onurundan, şerefinden, dininden ve imanından şüphe duyarız. Bugün bu meselenin büyüklüğünü anlamayanın daha iki gün önce Almanya'da koskocaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Dışişleri Bakanının uçağını indirmeyecek kadar küstahlaşan, alçaklaşan, şerefsizleşen ve 4 bin 500'ün üzerinde PKK'lıyı kendi ülkesinden barındıran hain bir Almanya vardır. Bir kadından korkacak kadar alçaklaşan ve şerefsizleşen bir Hollanda vardır. Sadece orada eline Türk bayrağı aldığı için, kendi bakanını dinlemek için sokağa çıkan vatandaşlarımızın üzerine atlarını ve itlerini sürdüler. Bunlar bizim dostumuz değildir. Bugünkü mesele sadece AK Parti meselesi ve Recep Tayyip Erdoğan meselesi değildir. Bugün ki mesele hilal ile haçın meseledir. Çanakkale'de diz çökenler, 100 yıldır o kini ve o intikamı bizden almaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.
"16 Nisan'da ya bu ülkede 100 yıl daha yaşayacağımızı kanıtlayacağız ya da bu alçaklara diz çökmüş olacağız"
16 Nisan referandumunda iyi değerlendirme yapıp sandıklardan "evet" oyunun çıkması gerektiğini de savunan Sözen, "Önümüzde çok değerli bir referandum süreci vardır. Bu süreci iyi değerlendirmemiz lazım. Bu referandum sürecinde kullandığımız evet oylarını Türkiye Cumhuriyet vatandaşları için kullanmayacağız. Dünyadaki bütün mağdurların, bütün mazlumların sesi, gözü ve kulağı bizde olacak. 16 Nisan referandumunda "hayır" çıkarsa, bütün dünya mağdurları ve mazlumlarının umudu kaybolmuş olacak. Biz bu coğrafyada sadece kendimiz için yaşamıyoruz. Biz bu coğrafyada bütün dünya mazlumları için yaşıyoruz. Allah'a çok şükür bunu bilen, bunu anlayan ve dimdik duran bir Cumhurbaşkanımız vardır. Biz 16 Nisan'da ya bu ülkede 100 yıl daha yaşayacağımızı kanıtlayacağız ya da bu alçaklara bu hainlere diz çökmüş olacağız" şeklinde konuştu.
Yapılan konuşmanın ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.