Kuduz, Yüzde 100 Öldürüyor
İstanbul Bezmialem Vakıf Üniversitesi (BVU) Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Bülent Durdu, son günlerde...
İstanbul Bezmialem Vakıf Üniversitesi (BVU) Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Bülent Durdu, son günlerde sıkça rastlanan kuduz vakalarıyla ilgili hastaların alması gereken önlemler, kuduzdan korunma yolları ve hastalığının tedavisi konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
"Kuduz eğer önlemleri alınmazsa ölümü yüzde 100 olan ciddi bir hastalıktır" diyen Dr. Durdu, "Asya ve Afrika ülkelerinde her yıl yaklaşık 50 bin civarında kuduz kaynaklı ölümle karşılaşmaktayız. Ülkemiz kuduz açısından endemik bir ülkedir. Sağlık Bakanlığı 2014 yılında yayınladığı kuduz saha rehberinde yılda ortalama 1 veya 2 kuduz vakasından dolayı ölüm gerçekleştiğini bildirdi. Yine aynı rehberde her yıl ortalama 180 bin kişiye kuduzdan korunmak amacıyla aşı ve/veya kuduz serumu yapıldığı belirtilmektedir" dedi.
"Dünyada sadece 10 kişi kuduzdan kurtuldu"
Temel koruyucu önlemlerin başında kişilerin ısırılma ya da şüpheli temas halinde mutlaka hekime başvurmasının geldiğini belirten Dr. Durdu, "Hekimin uygun gördüğü vakalarda aşı, kuduz serumu gibi koruyucu yöntemler uygulanmalıdır. Hastalık geliştikten sonra spesifik tedavisi yok ancak bir takım destekleyici tedavilerle müdahale edilmektedir. Açıkçası bu da sadece ölümü geciktirmektedir. Tıbbi literatürde, dünyada sadece 10 kişinin kuduz olduğu halde bu hastalıktan sağ kurtulduğu belirtilmektedir. Kurtulan hasta olmasına rağmen kuduz ölümcül hastalıkların en başında yer alıyor" diye konuştu.
Hayvanın kuduz olduğunu nasıl anlarız?
Kuduz hayvanın saldırgan özellikler gösterdiğine dikkat çeken Dr. Durdu, "Kuduz hayvan susadığı halde suyu içemez hatta su hayvanın saldırgan davranışlarını tetikler. Hayvanlarda, özellikle sokak köpeklerinde hayvanı tahrik etmedikçe saldırgan davranışlarla pek karşılaşmayız. Bu yüzden saldırgan davranışları varsa kuduz olma ihtimali vardır. İnsan kuduz olgularının yüzde 92'si köpeklerden kaynaklanıyor. Bunu kedi, yarasa ve diğer kurt, tilki, gelincik gibi hayvanlar takip etmektedir. Fare,sincap ve tavşan gibi kemirgenler ve soğukkanlı hayvanlardan kuduz bulaştığı gösterilmemiştir" dedi.
"Bilim, kuduz tedavisinde gelişme gösteremedi"
Louis Pasteur'un 1885 yılında ilk kuduz aşısını uygulamasından bu güne kuduz alanında büyük gelişmeler yaşanmadığını söyleyen Dr. Durdu, "Günümüzde daha güvenilir aşılarımız var, onun dışında koruyucu olarak hazır antikor içeren kuduz serumu verilmektedir. Fakat virüs sinir sistemine ulaştıktan sonra hastanın ölümünü engelleyecek spesifik bir tedavi yöntemi yoktur. Burada temel strateji kuduz şüpheli temaslarda mutlaka aşı ve gerekiyorsa kuduz serumu uygulanmalıdır. Bu nedenle herhangi bir şekilde kuduz açısından risk oluşturan sahipsiz ve aşısız kedi, köpek benzeri hayvanlar tarafından herhangi bir yaralanma, hayvanın salyasının mukozaya teması veya ciltte açık bir yaraya salya temas etmişse mutlaka bir an önce uzman hekime başvurup koruyucu önlemelerin alınması lazım" açıklamalarında bulundu.
Yarayı bol su ve sabunla yıkayın
Bu tür durumlarda yarayı bol su ve sabunla yıkamak gerektiğinin altını çizen Dr. Durdu sözlerine şöyle devam etti;
"Yarayı su ile yıkamak bile tek başına aşı kadar olmasa da kuduzdan kişileri koruyor. Büyük yaralarda hatta tazyikli su uygulamak lazım. Yaradaki yabancı cisimleri ve salyayı bol sabunlu suyla uzaklaştırmak gerekir. Sonrasında varsa alkol veya betadin ile o bölgeyi dezenfekte etmek lazım. Hastalık geliştikten sonra tedavi şansı olmadığı için kuduz tanısı konulan hayvan ve/veya insan vakası varlığında koruma uygulanacak karantina bölgesi biraz geniş tutuluyor. Bu hastaların mutlaka tetanoz profilaksisi ve antibiyotik tedavisi açısından da değerlendirilmesi gerekir. Kuduz şüpheli ısırıklarda yaraya istisnai durumlar dışında 4 gün boyunca dikiş atılmaması gerekir."
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.