‘Küresel Sömürü Sistemi Ve Çıkış Yolları’ Konferansı Saü’de Düzenlendi
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Ortak Akıl Öğrenci Topluluğu tarafından "Küresel Sömürü Sistemi ve Çıkış Yolları" adlı bir konferans düzenlendi.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Ortak Akıl Öğrenci Topluluğu tarafından "Küresel Sömürü Sistemi ve Çıkış Yolları" adlı bir konferans düzenlendi.
SAÜ Kültür ve Kongre Merkezinde yapılan konferansa Anadolu Gençlik Derneği Basın ve Yayın Komisyonu Başkanı Araştırmacı Yazar Muammer Bilgiç konuşmacı olarak katıldı. Düşüncelerin ve ideolojilerin önce insanı ve evreni nasıl anlamlandırdığına bakılması gerektiğini ifade eden Bilgiç, "Kapitalizm, Komünizm, İslam, Budizm, Liberalizm, Feminizm gibi herhangi bir düşüncenin, bir inancın, bir ideolojinin değerlendirmesini yaparken, o düşüncenin evren, dünya, toplum ve insan tasavvuru nasıldır buna bakmak lazım. Bu yapıldığında o düşünceyle ilgili fikrimiz hakikate ve gerçeğe daha yakın olur" dedi.
İnsanların aslında cevabı basit sorular nedeniyle çatışmalar yaşadığına dikkat çeken Bilgiç, "Hangi renk, hangi ırk, hangi dil diğerlerinden daha üstündür? Hangi rengin, hangi ırkın, hangi dilin devlet kurma hakkı vardır? Hangi rengin, hangi, ırkın hangi dilin Birleşmiş Milletlerde veto sahibi olan bir ülke kurma hakkı vardır?" dedi. İnsanların değerlendirilmesinin görünüş biçimine değil söylemlerine göre yapılması gerektiğine işaret eden Bilgiç, "Hayatın başlangıcında bütün canlılar, bütün insanlar birbiri ile akraba. Bir insan evrime de inansa, yaratılışa da inansa da bütün insanlar iki inançta da akraba. Ermeni, Rum, Sırp, İngiliz, Fransız, Arap, Türk, Kürt olmak iyi midir, kötü müdür. Bir insana ırkından, renginden, derisinden, dilinden ötürü tavır almanın bilimsel ve inançsal mantığı nedir merak ediyorum. Bir insan nasıl olur da mayoz bölünmeye ya da döllenmeye tavır alır anlamıyorum. Ama böyle şeyler oluyor ve bunu Müslümanlar yapıyor. Rum suresi 22'nci ayette bütün renklerin ve dillerin Allah'ın bir ayeti olduğu belirtilir. Dünyada 6 bin 912 dil var. Kişi Müslüman ise bilir ki o dilleri Allah yaratmıştır. Bir dilin diğerinden üstünlüğü yoktur. Biz adamın inancına bakacağız, inancını ölçmek için ağzından ve dilinden çıkanlara bakacağız" diye konuştu.
Kapitalizmin zenginlik olduğu kadar büyük bir yoksulluk da ortaya çıkardığını ifade eden Bilgiç, "2010 yılında dünyadaki en zengin 300 kişinin serveti, dünyanın nüfusunun yüzde 50'sinin servetine denkti. 2014'de ise en zengin 82 kişi, 2016'da ise en zengin 62 kişi dünya nüfusunun yüzde 50'sine denkti. 3-4 yıl sonra dünyanın en zengin 10 kişisi bu servete ulaşacak. 795 milyon insan her gece aç yatıyor. Her 12 saniyede bir açlıktan 1 çocuk ölüyor. Her 4 saniyede bir 1 insan mülteci konumuna düşüyor. Bunlardan rahatsız olmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı. İslam ülkelerinin birbiriyle savaşmak yerine bir araya gelmeleri gerektiğinin altını çizen Bilgiç, "Sınırlar sadece yoksulları sınırlar. Bir araya geleceğiz ve inanacağız. İnanmayan bir insan zaten bir araya gelemez. Türkiye, İran ve Mısır bir araya gelirse 250 milyon nüfus ediyor. 8 denizin kontrolü Müslümanlarda oluyor. Bu ülkeler üç kıtanın kapısında ve Hint ve Atlas okyanusu arasındaki bağlantıyı kontrol ediyorlar. Dünyadaki petrol rezervinin yüzde 65'i Suudi Arabistan ve İran'da, en çok güneş enerjisi alan topraklar yine Müslümanlarda. Bin 400 yıldır birçok dinden ve ırktan insan bir arada yaşamış. İslam kendisinden olmayanları imha eden bir din değil. Hiçbir ulus devlet tek başına küresel sistemin sömürgesinden çıkamaz" şeklinde konuştu.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.