Kuru İğneleme İle Ağrılara Son
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniği Uzm.Dr. Rabia Cerrah Karanfil, kuru iğne tedavisinin güvenli, yan etkisi olmayan, tedavi edici zararsız bir yöntem olduğunu söyledi.
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniği Uzm.Dr. Rabia Cerrah Karanfil, kuru iğne tedavisinin güvenli, yan etkisi olmayan, tedavi edici zararsız bir yöntem olduğunu söyledi.
Kuru iğne tedavisinin, hastanın muayenesi yapılıp, tanısı konduktan sonra belli seanslar halinde planlandığını belirten Medical Park Samsun Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniği Uzm. Dr. Rabia Cerrah Karanfil, "İğne, herhangi bir ilaç içermediğinden, bu ismi alır. Bu sebeple alerjik reaksiyonlar, ilaç etkileşimleri ve yan etkiler görülmez. Tedavi boyunca o bölgeye ait faaliyetlerin azaltılması önerilir. Tedavinin süresi, yani kaç seans olacağı, problemin bulunduğu vücut bölgesinin genişliğine, rahatsızlığın ne kadar eski olduğuna, hastanın yaşına, başka hastalıkların eşlik edip etmediğine göre değişiklik gösterir. Bazen tek bir seans yeterli olabilmektedir. Fakat en sık 3-5 seans olarak planlanır. Nadir durumlarda 8-10 seansı bulabilir. Genellikle haftada 1-2 seans olarak uygulanır" dedi.
Kuru iğne tedavisinin, yan etkisi olmayan, tedavi edici ve zararsız bir uygulama olduğunu söyleyen Karanfil, "İğne, herhangi bir ilaç içermediğinden "kuru iğne" olarak adlandırılır. İğne fobisi olan hastalara da uygulamak mümkün. İşlem çok ağrılı değildir işlem esnasında hastanın ağrısı biraz olmakta daha sonra hastada ağrı olmamaktadır. İğne, akupunkturdaki gibi uzun süre kalmaz, genelde 15- 20 dakika sürer. Bu metot genellikle bir kanamaya da sebep olmaz, dolayısıyla, kan görmekten ürken hastalar açısından da uygun bir yöntemdir. Her yaş grubu hastada güvenle kullanılmaktadır, kemoterapi alan hastalarımızda kontrollü olarak kullanılmaktadır. Hamilelere belli koşullarla uygulanabilir" diye konuştu.
Tedavi yöntemi hakkında bilgi veren Karanfil, "Ağrılar genelde vücudun baş, ense, kol, omuz, sırt, bel, kalça, bacak gibi bölgelerinde görülüyor. Nedenini incelediğimizde o bölgedeki kasların kısalmış olduğunu görülür. Bu yüzden o kasın yönettiği eklemde şekil bozuklukları meydana geliyor. Eklem gerilmiş, sinire baskı yapmaya başlamış, dolayısıyla ağrı başlamıştır. Kuru iğne tedavisinde, ağrıya neden olan kısalmış kasa çok ince bir iğne ile giriliyor, kas uyarılıyor. Böylece sadece ağrı giderilmiyor, ağrıya neden olan temel bozukluk da tedavi oluyor. Özelikle migrenle çok karışan boyun kökenli başa ağrısı tedavisinde hastanın yaşam kalitesini çok artırmakta hastayı rahatlatmaktadır. Düzenli uygulama sonrası sürekli ağrılarla yaşayan kişi, adeta hayata yeniden dönüyor" şeklinde konuştu.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.