Meme Estetiği Operasyonlarında Doğru Bilinen Yanlışlar
Acıbadem Fulya Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç.
Acıbadem Fulya Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Ünal, "Meme büyütme operasyonunda implantlar, memenin süt kanallarını içeren meme bezinin altına, bazılarında da bu bezin altındaki pektoral kasın veya kası örten zarın altına yerleştiriliyor. Dolayısıyla emzirmeyi engelleyen bir durum olmuyor" dedi.
Günümüzde meme estetiği operasyonu olan kadın sayısı her yıl katlanarak artıyor. Doğum ve emzirme dönemini tamamlayan kadınların en çok tercih ettiği operasyon meme estetiği oluyor. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Ünal, meme estetiği hakkında yanlış bilinenlerin gülünç sonuçlar verdiğini söyledi. Ünal, meme estetiği operasyonu hakkında doğru sanılan yanlışları ve gerçekleri anlattı. Silikon protezlerin 10 yılda bir değiştirilmeleri gerektiğinin bilinen yanlışların en başında geldiğini kaydeden Ünal, "Meme büyütme operasyonlarında 5. jenerasyon protezler kullanılıyor. Bu son jenerasyon protezlerin özelliği, içindeki jel tabakanın protezin şeklini koruması. Şeklini muhafaza eden protezlerde memede protezin deformasyonuna bağlı şekil bozukluğu ve silikon sızması gibi sorunlara çok daha az rastlanır. Son jenerasyon implantların kullanıldığı operasyonlarda protezin "ömrünü tüketmesine" bağlı bir son kullanım tarihi söz konusu olmuyor" ifadelerini kullandı.
"Meme büyütme operasyonları süt vermeye engel teşkil etmiyor"
"Meme büyütme operasyonunun sonra emziremem" düşüncesinin tamamen yanlış olduğunu ifade eden Ünal, "İkinci yanlış, "meme estetiği operasyonundan sonra emziremem" düşüncesi. Meme büyütme operasyonunda implantlar, memenin süt kanallarını içeren meme bezinin altına, bazılarında da bu bezin altındaki pektoral kasın veya kası örten zarın altına yerleştiriliyor. Dolayısıyla emzirmeyi engelleyen bir durum olmuyor. Meme dikleştirme, yeterli meme büyüklüğü olan kadınlarda meme dokusu kullanılarak yapılıyor. Küçük memelerde meme protezi konuyor ve bunun üzerinden dikleştirme uygulanıyor. Her iki durum da süt vermeye engel teşkil etmiyor. Çoğu kadında meme küçültme ameliyatı sırasında süt bezleri korunuyor, meme küçültme tekniği süt bezlerini koruyacak şekilde seçiliyor. Kadınların büyük kısmı süt verebiliyor. Ancak, eğer meme çok büyükse, çok az oranda kadında meme başı ile süt bezlerinin bağlantısı korunamıyor. Bu kadınlar emziremiyor" şeklinde konuştu.
Ünal, küçültme operasyonundan sonra kalan izin çeşitli kremler, silikon jellerle minimuma indirilebildiğini kaydederek, "Meme küçültme operasyonunda hedeflenen en önemli şey, kadının vücuduyla uyumlu bir meme büyüklüğüne kavuşması. Küçültme operasyonundan sonra kalan iz ise çeşitli kremler, silikon jellerle minimuma indirilebiliyor. Meme başı çevresinde ve meme altı oluğuna doğru inen düz bir çizgi şeklinde iz kalıyor. Bu iz zamanla belli belirsiz bir görünüme kavuşabiliyor. Estetik operasyonlar içinde en mutlu ayrılan gruptan biri, meme küçültme talep eden hastalar oluyor" açıklamasında bulundu.
"Meme protezleri kanser teşhisinin konulmasını geciktirmiyor ve engellemiyor"
Meme estetiği yaptırmak isteyen tüm kadınların ailelerinde meme kanseri öyküsü olup olmadığının sorgulanması gerektiğini belirten Ünal, sözlerine şöyle devam etti:
"Toplumdaki yaygın inanışın aksine meme estetiği yaptırmak isteyen tüm kadınların ailelerinde meme kanseri öyküsü olup olmadığının sorgulanması gerekiyor. 35 yaş üstü olan kadınlarda operasyon öncesi mamografi isteniyor. Bunu istemenin avantajı; ilerde çektirecekleri mamografileri ameliyat öncesi çektirdikleri mamografi bulgularıyla kıyaslama olanağı vermesi. Ayrıca ameliyat öncesi çekilen mamografi sayesinde tesadüfen yakalanabilecek bir kanser olgusunun atlanmasının önüne geçilmiş oluyor. Özellikle anne, kız kardeş ve teyze gibi 1. derece akrabalarında meme kanseri öyküsü varsa yaşı 35'ten küçük olsa bile meme hastalıklarıyla ilgilenen bir genel cerrahın kontrolünden geçmesini istiyoruz. 35 yaş üstü kadınlarda ise mamografi sonucuna göre hareket ediyoruz. Meme protezleri kanser teşhisinin konulmasını geciktirmiyor ve engellemiyor. Bu operasyonu geçiren kadınlar mamografi ve USG çektirebiliyor."
10- 15 yıl önce kullanımı hemen hemen kalkan salin solüsyonla dolu protezlerde sızmanın günümüzde kullanılan silikon protezlere göre daha sık görüldüğünü söyleyen Ünal, "İçi sıvı dolu olduğu için sızma sonrası asimetriler daha belirgin olarak anlaşılabiliyordu. Hala bu eski implantları olan kadınlara uygulanan operasyonla mevcut protezler son jenerasyon silikon jel implantlarıyla değiştirilebiliyor. Günümüzde kullanılan 5. jenerasyon implantlarda ise sızma eski protezlere nazaran çok daha az olsa da görülebiliyor. Ancak implantın kapsülü daha sağlam olduğu için görüldüğü zaman bile "sessiz ruptur" denilen ve silikon protezin dış kapsülü içinde kalan bir sızma tespit ediliyor. Nadiren bu kapsülü aşıp meme içine sızıyor" dedi.
Silikon protezin şeklini hastanın kendisinin seçemeyeceğini, buna doktorun karar vermesi gerektiğini vurgulayan Ünal, "Protezin şeklinin meme büyüklüğü ve şekli, göğüs kafesinin yapısı, hayat tarzı, kadının profesyonel sporcu olup olmamasına göre plastik cerrah tarafından tayin edilmesi gerekiyor. Emzirme sonrası memesinde sarkma olmuş bir kadınla emzirmemiş, meme yapısı daha farklı bir kadına yerleştirilecek implantın şekli ve büyüklüğünün birbirinden farklı olması gerekiyor" diye konuştu.
Ünal, "dergide gördüğüm kadınınki gibi bir meme yaptırabilirim" düşüncesinin de son derece yanlış olduğunu ifade ederek, "Estetik ameliyatlar veya girişimler her kadının yüzüne veya vücuduna uygun şekilde planlanmalı. Dolayısıyla boyu 1.45 cm olan bir kadın ile boyu 1.80 cm olan bir kadına yerleştirilecek olan protezin büyüklüğü aynı olamaz. Cerrahi müdahale; meme şekli, kadının ailesinde meme hastalığı olup olmadığı, vücut yapısı, doğum yapıp yapmadığına dikkat edilerek planlanıyor" dedi.
İlerleyen yaşla birlikte meme dokusunun implantın üzerinden sarkabildiğini söyleyen Ünal, "Meme "cup" ölçüsü B cup ve üzeri kadınlarda belli bir oranda meme dokusu olduğu için yaşla beraber protezin yeri değişmese de meme dokusu implantın üzerinden sarkabiliyor. Çok küçük memelerde sarkma görülmeyebiliyor. Sarkma durumunda dikleştirme yapmak gerekiyor" ifadelerini kullandı.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.