Mhp’li Günal’dan Almanya’ya: “Bir An Önce Akıllarını Başlarına Almalarını Tavsiye Ediyoruz”
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Günal, Almanya'nın, terör örgütü PKK sempatizanlarının yürüyüş yapmalarına izin vermesiyle ilgili, "Biz bir an...
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Günal, Almanya'nın, terör örgütü PKK sempatizanlarının yürüyüş yapmalarına izin vermesiyle ilgili, "Biz bir an önce akıllarını başlarına almalarını tavsiye ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük devlettir, bunlarında üstesinden gelecektir" dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Mehmet Günal, MHP Çanakkale İl Başkanlığında düzenlenen basın toplantısına katıldı. Referandumla ilgili Günal, "Ülkemizin geleceği açısından içinde bulunduğumuz bu kaotik ortamdan bir an önce çıkmasını istiyoruz. Bütün şer güçleri içerdeki ve dışarıdaki vesayet organlarıyla, terör örgütleriyle ekonomik siyasi sıkıştırmalarla Türkiye'yi ciddi bir krize sokmaya çalışıyorlar. Bundan çıkmanın yolu da bu sistem tartışmalarını bitirip bir an önce önümüzde ekonomik, sosyal, siyasi sorunların çözümüne yapısal sorunların çözümüne odaklanmamız lazım. Onun içinde biz de bu kapsamda devlet için millet için Türklüğün bekası için "evet" dedik. Yani Türkiye için "evet" dedik. Bunu anlatmaya devam edeceğiz. Bizim hep ilkemiz önce ülkem ve milletim sonra partim, sonra ben anlayışı olduğu için. Bu kapsamda da gerekli fedakarlıkları yapıp, çözüm için geçmişten bugüne olduğu gibi krizlerin çözümünde inisiyatif almaya elimizi değil vücudumuzu taşın altına koymaya devam edeceğiz diyorum" dedi.
"Bunların bırakmış olduğu izler kolay kolay silinmez"
Almanya'nın, Frankfurt kentinde nevruz kutlamaları bahanesiyle ellerinde teröristbaşı Abdullah Öcalan ve PKK'yı simgeleyen bez parçaları ile yürüyüş yapan gruba izin vermesiyle alakalı açıklamalarda bulunan Günal, "Tabii bunlar geçmişten bugüne vesayet kurumu olduğunu ve vesayet savaşları olduğunu, batının geçmişten bugüne bazı terör örgütlerine kimine dolaylı kimine doğrudan kimi silahla kimini parayla desteklediğini biliyoruz. Bunlarda ikili görüşmelerde devlet görevlilerimiz tarafından kendilerinin önüne delillerle konuyor ama geçtiğimiz günlerde giderek artan Türkiye'deki bu referandum kampanyası sürecine müdahil olan tarzda bir çok ülkeden müdahaleler gördük. Bakanlarımıza izin verilmedi, vatandaşlarımıza izin verilmedi. Enteresan bir şekilde "hayır" kampanyası yapanlar yapıyor ama terör örgütü bile burada yasaklandı denmesine rağmen bu sözde flamalarla posterlerle gösteri yapabiliyor. Tabi ki Almanya'yla ilgili ciddi sorunlar yaşanıyor. Ama Hollanda'da da bir takım ülkelerde de bir takım dolaylı olarak bu çalışmalar yasaklanıyor ve ya doğrudan taraf durumuna düşüyorlar. Biz bunları topyekün bir tavır olarak görüyoruz. Avrupa'nın kendi krizi var şu anda. Sayın Genel Başkanımız önceki hafta grup toplantısında açık ve net bir şekilde belirtti. Dün Elazığ mitinginde de dolaylı olarak bazı konulara değindi. Avrupa bir kriz yaşıyor. Avrupa ancak bizim içimize müdahale ederken kendisini görmüyor. Bizdeki demokrasi tanımına bakıyor ama burada birçok başta bu sorunun en ağırını Hollanda yaşayan olmak üzere, Birleşik Krallık olan adı İngiltere asıl adı Birleşik Krallık olduğu için, Birleşik Krallık olmak üzere İsveç'inden Belçika'sına, Lüksemburg'una Norveç'ine kadar İspanya'sına kadar krallıkla yönetilen ülkeler hala daha krala başkaldırabilmiş bir demokrasileri yok. Efendim işte parlamento ver şu var bu var ama bunların arka palanında da ülkenin de vatandaşları da artık bundan sonra uyanacaklar diye korkuyorlar. Buradan çıkacak bir "evet" tetiklemeye neden olabilir. Çünkü farklı bir yönetim sistemine geçeceğiz. Rejim değişikliği olmamakla beraber bir hükümet sistemi değişikliğine gidiyoruz ve güçlü devlet olmak içinde "bu sistem tartışmalarını arkada bırakmamız lazım" dedik. Ama bu mesele sadece bugünkü referandumdan dolayı tavır almak değil. Bu batı genelde Avrupa daha dar kapsamda baktığımız zaman Türk düşmanlığı eski, şark meselesi diye söyledikleri ve aslında İslamiyet'e düşmanlık ve İslamiyet'in bayraktarlığını yapan Türklere, Osmanlı'da da devam eden bir sorun. Bugünde su yüzüne çıkıyor. Bu kapsamda da Avrupa'yla ilişkilerimizi de gözden geçirmemiz gerektiğini bu ikili ilişkilerde de daha farklı bir tutum ortaya koymamız gerektiğini biz meclisteki konuşmalarımızda da ikili görüşmelerimizde de yetkililere ilettik. İnşallah bu sadece bir seçim çalışması olarak daha doğrusu Avrupa'da ki ülkelerin kendi iç seçimlerindeki bir mesaj verme kaygısı olarak görülüyor ama öyle olmadığını da görüyoruz. Bir süre sonra bunlar çözülecek ama bunların bırakmış olduğu izler kolay kolay silinmez. İkili ilişkilerde bunlar önemlidir. Biz bir an önce akıllarını başlarına almalarını tavsiye ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük devlettir, bunlarında üstesinden gelecektir" diye konuştu.
"Bu konularla ilgili idamın gelmesinde bir itirazımız yok"
İdamla ilgili kafası ve duruşu en net olan partinin MHP olduğunu belirten Günal, "Çünkü bu idam kaldırılırken, biz dedik ki 57'nci hükümet dönemindeki, hükümetin bozulmasının ana nedenlerinden birisi budur. Bunu kaldırın. Ama savaş, yakın savaş ve terör suçları için kalkmasın dedik. O günde söylediğimiz buydu. Bugünde bunu söylüyoruz. Eğer getirilerse, buyurun getirin diyoruz. Biz bu 3 konuda idamın kalkmasına baştan karşıydık. Şimdi yine tutumumuzda değişiklik yok. Savaş, yakın savaş ve terör suçlarıyla ilgili idamın uygulanmasından yanayız. Getirirlerse biz açık bir şekilde baştan beri söylüyoruz. Bu konularla ilgili idamın gelmesinde bir itirazımız yok. Ama Sayın Cumhurbaşkanının söylemi kendi takdiridir. Şu anda geriye yönelik uygulanıp uygulanamayacağı uluslararası hukukla ilgili bir takım şeyler yaşanıyor. O ayrı bir konu. Biz zaten kalkarken de bunların kalkmaması gerektiğini ve bu üç suçta idamın devam etmesi gerektiğini zaten söylemiştik. Duruşumuz çok nettir. En kafası net olan ve duruşu değişmeyen parti Milliyetçi Hareket Partisi'dir" şeklinde konuştu.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.