Milletvekili Külünk, 15 Temmuz İhaneti Ve Sonrasını Anlattı
AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Selçuk Üniversitesi tarafından düzenlenen "15 Temmuz İhaneti ve Sonrası-2" konulu konferansta katıldı.
AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Selçuk Üniversitesi tarafından düzenlenen "15 Temmuz İhaneti ve Sonrası-2" konulu konferansta katıldı. Külünk, "Bu süreci biz sayın Erdoğan karakterinde, milli duruşu olan bir liderle yaşamayıp savrulan bir liderle yaşasaydık bugün çoktan tuz buz olurduk" dedi.
Konya Ticaret Odasında düzenlenen açılışında konuşan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, "Tabii ki yaşadığımız süreç, Anadolu'nun bir nevi kaderi. Şu anda elimde Anadolu Selçukluları isimli bir kitap var, onu okuyorum. İnanın bu günlerle o günler aynı. Hemen hemen aynı, hiçbir şey değişmemiş. Aynı ihanetler, aynı arkadan vurmalar. Artık bu makus talihi yenmemiz gerekiyor. Bu nedenle bu süreci tersine çevirmek için insan yetiştirme konusunda şapkamızı masaya bırakıp, başımızı ellerimizin arasına alıp düşünmemiz ve çözüm üretmemiz lazım. Bu sorumluluk bizim üzerimizde. Tabii bu sürecin analizini yapmak için sayın vekilimizden bize bir konferans vermesini istedik. Bizleri kırmadığı için kendisine çok teşekkür ediyoruz. Bu vesileyle bir kez daha kendisine minnet ve şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.
"Ümmet kavramının arkasına saklandılar"
Rektör Prof. Dr. Şahin'in açılış konuşmasının ardından, AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, "15 Temmuz İhaneti ve Sonrası-2" konulu konferans verdi. Milletvekili Külünk, konferansta, Batı'nın 100 yıldır İslam ve Türklerle hesaplaştığını belirterek, "Ümmet kavramının ardına saklanarak Türk kavramına karşı geliştirilmek istenilen düşmanlığın, bu projenin devamı olduğunu unutmayınız. Türk kavramından kastettiğim, biyolojik bir kavram değildir. Bu kavram, Talas'tan, Maveraünnehir'den itibaren İslam'da vücut bularak imparatorluk inşa etmiş bir tarihsel medeniyet birikiminden bahsediyorum. Ama bir akıl, emperyalizmin İslam dünyasına yönelik operasyonlarının en önemli cüzüdür; Türk düşmanlığı üretmek. Bu da dindarlığın arkasına saklanılarak yapılmak istenmiştir" şeklinde konuştu.
"FETÖ'nün kullanış tarihi bitti"
Türk devleti tarihinin "destanlar tarihi" olduğunu ifade eden Külünk, "Malazgirt'i nasıl konuşuyorsak 15 Temmuz da odur. Destandır bu. Çünkü bizim tarihimizde hiçbir zaman psikolojik travmalar, merkeze oturmamıştır. Biz Çanakkale'yi hiçbir zaman ağıt gibi düşünmeyiz. Nasıl düşünürüz? Bir zafer olarak düşünürüz. Destan olarak düşünürüz. İstanbul'un Fethi'ni bir zafer olarak düşünürüz. Dikkat edin millet olarak hiç kendimizi yenilgi travmasına sokmayız. Bu bizim en temel karakterimiz. Özgüvenimiz, tarihimizden kaynaklanan o destanlardan geliyor. Destansı bir 15 Temmuz konuşmalıyız. Kendimizi sorgulamayacak mıyız? 15 Temmuz'daki tanklara karşı verdiğimiz mücadele elbette ki muhteşem ama bundan sonrası için tehlike geçti mi? Küresel sistem, bir tek FETÖ'ye mi oynuyor? FETÖ açık söyleyeyim, ifşa oldu, işi bitti. Kullanış tarihi bitti. Son noktaya kadar götürürler ama yarın bir başkası çıkar. O başkası üzerinden de aynı bu geleneğin bir başka formda yarın karşımıza çıktığında insan devşirmeyeceğinin garantisi var mı?" ifadelerini kullandı.
"Bu medeniyet, sıradan bir medeniyet değil"
İslam düşüncesinin, kendini yeniden inşa etmesi için ilahiyat fakültelerinde İmam-ı Azam Enstitüleri'nin kurulmasının önemine değinen Külünk, "Erol Güngör'ü, Necip Fazıl'ı, Sezai Karakoç'u bir daha okumalıyız. Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi hazretlerini bir daha okumalıyız. Biz Fatih'in Akşemseddin ile olan hukuku, Kanuni'nin Yahya Efendi ile hukuku, Şeyh Edebali'nin Osman Gazi ile olan hukukunu bir daha okumalıyız. Bu devlet sıradan bir devlet değil. Bu medeniyet sıradan bir medeniyet değil. Eğer bu perspektifi yeni zamanın ruhuna, aklına, eşyasına uygun şekilde güncelleyip, bunu bir insan profiline dönüştüremezsek gelecekte bizi daha ağır tehlikeler bekliyor. Çünkü neden? İddialarımızı kaybettiğimizde sıradanlaşırız. Sıradanlaştığımızda zaten teslim alınırız" dedi.
"Bu devlet hepimizin"
Külünk, 15 Temmuz sürecinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlı duruşu konusunda ise şunları söyledi: "Allah'tan, Sayın Erdoğan var. Eğer bu süreci biz, Sayın Erdoğan karakterinde milli duruşu olan bir liderle yaşamayıp savrulan bir liderle yaşasaydık bugün çoktan tuz buz olurduk, bunu biliniz. Sayın Erdoğan'a yönelik partilerimizin kimliği üzerinden düşünmeyiniz lütfen. Açık söylüyorum; çünkü Sayın Erdoğan, küresel sistemle Türkiye'nin çıkarları üzerinden sürdürdüğü mücadelede, bu toprakların menfaatlerini maksimize ettiği için bedel ödüyor. Susardı, karışmazdı olur biterdi. "Eyvallah" derdi. Diyen yok mu? Diyenler olduğu için zaten PKK süreci 35 yılda buraya geldi. Buradan çıkarmamız gereken ders ne olmalı? Arkadaşlar, bu devlet hepimizin. CHP'lisi, MHP'lisi, dindarı, dindar olmayanı, Antalyası, Konyası, Meramı, Karatayı, Fatihi, Harbiyesiyle bu devlet hepimizin. Bu devlet liyakat, ehliyet ve adalet esaslı bir tarihsel sürecin ifadesidir. 15 Temmuz bunu bizi fark ettirdi."
"Anadolu irfanını ete, kemiğe büründürmeliyiz"
Milletvekili Külünk, küreselleşmenin ana dinamosunun bilgi ve iletişim teknolojileri olduğunu belirterek, "Bireyin devletin önünde olduğu, öğrencinin öğretmenin önünde olduğu, öğrencinin profesörün önünde olduğu zaman diliminde eğer biz yeni bir fikri inşa edip, bu fikri küreselleştiremezsek tehlike vardır. Ama başarırsak da bu yüzyıl, bizim yüzyılımız olur. Benim hiç endişem yok. Kendimizi zorlamalıyız. Zorlamıyoruz. 15 Temmuz bitti. Sanki toplumda, bir kısmında şöyle bir hava var; "tamam işte." Bitmedi arkadaşlar. Bakın ben size söyleyeyim; Taksim kalkışmasında ayağa kalktılar, Kazlıçeşme'de bir milyon 250 bin insan buluştu. O bir milyon 250 bin insana cevabı, 17 Aralık'ta verdiler. 17 Aralık'tan sonra Ankara, İstanbul, Mersin, Adana, Trabzon, Erzurum, Samsun buluşmalarının cevabı, 15 Temmuz. 15 Temmuz 2017'ye de bir cevap vereceklerdir. İddialarından vazgeçmiş değiller. Biz bu alanda, bu cephede yüz yüze mücadele ederken, diğer tarafta akıl galibiyetine yönelik kendimizi zorlamaya devam etmemiz lazım ve de Anadolu irfanını mutlaka ete ve kemiğe büründürmek zorundayız" diye konuştu.
Konferansa, Konya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mahmut Sami Şahin, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ahmet Kağan Karabulut, Prof. Dr. Hüseyin Kara ve Prof. Dr. Mehmet Okka, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Önder Kutlu, dekanlar, müdürler, öğretim üyeleri, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.