Mülteci Kadınların “Kar Serçesi” Sergisi Yoğun İlgi Görüyor
Savaş, açlık ve yoksulluk gibi sebeplerden ötürü ülkelerini terk edip Türkiye'ye sığınan mülteci kadınlar, "Kar Serçesi" sergisi ile yaptıkları el...
Savaş, açlık ve yoksulluk gibi sebeplerden ötürü ülkelerini terk edip Türkiye'ye sığınan mülteci kadınlar, "Kar Serçesi" sergisi ile yaptıkları el emeği göz nuru ürünleri Zeytinburnu'nda vatandaşların beğenisine sundu.
Zeytinburnu Belediyesi, çeşitli sebepler nedeniyle ülkelerini terk edip Türkiye'ye sığınan mülteci kadınları Aile Kadın Destekleme ve Engeliler Merkezinde (AKDEM) bir araya getirdi. Göçmen kadınların Türkiye'ye daha kolay uyum sağlamasını ve problemlerine yönelik çözümler üretmeyi amaçlayan Kente Uyum Biriminde Türkçe okuma yazma, göçmen yasal hakları, psikoloji ve temizlik gibi konular üzerine eğitim alan mülteci kadınlar, kendileri için kurulan Göçmen Kadınlar Kulübünde el sanatlarını da öğrendi. 2 yıllık emek sonunda ortaya çıkan ürünler, göçmen kadınların ailelerine katkı sağlaması için Zeytinburnu Olivium AVM'de görücüye çıktı. 5 ile 100 TL arasında değişen ürün yelpazesinde keçeden tablet kılıfı, laptop çantası, el işlemesi bebek yastığı, buzdolabı süsleri, kanaviçeden çanta, anahtarlık, tablo, tespih, kolye, bileklik, kokulu taştan magnet, sabun taşı, kadife çantalar, kırlent havlu, el örgüleri ve birçok hediyelik eşya bulunuyor. Tamamı yüzde yüz el işçiliği olan ürünler, bir günde bitirilip satışa sunuluyor.
Afganistan, Suriye, Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan'dan gelen 14 mülteci kadın, aynı zamanda sipariş üzerine istenilen ürünleri de hazırlayabiliyor. Sosyal sorumluluk projesi amacıyla başlatılan kursa başvuran kişi sayısı her geçen gün artıyor.
Mülteci kadınlara altın değerinde bilezik
Çevre ilçedeki mülteci kadınlardan kursa yoğun talep olduğunu belirten AKDEM Genel Koordinatörü Bihter Erdendoğdu, "AKDEM Kente Uyum Birimi, göçmenlerle birlikte çalışan bir birim ama daha çok kadınları sosyal hayatın içine katmayı ve onlarla birlikte çalışmayı hedefliyoruz. Çünkü farklı ülkelere göç eden ailenin erkekleri iş sebebiyle ülke vatandaşlarını tanıyıp kısa zamanda sosyalleşebiliyor. Fakat ne yazık ki kadınlar için durum aynı değil. Göçmen kadınlar, sosyal hayatın içinde çok fazla yer almıyor. Çünkü onlar günün büyük bir kısmını evde geçiriyorlar. Bu yüzden sosyal hayata katılımları çok az oluyor. Biz de farklı sebeplerle ülkelerinden ötürü göç edip Türkiye'ye sığınan kadınlara ulaşmak ve onları sosyal hayata adapte etmek istedik. Suriyeli, Afgan, Özbek, Kırgız, Kazak gibi ulaşabildiğimiz birçok göçmen kadını bir araya getirerek, 2015 yılının sonuna doğru Kente Uyum Birimi çatısı altında Göçmen Kadınlar Kulübünü kurduk. Bu kulüpte göçmen kadınlara Türkçe okuma yazmayı, yasal haklarını, psikolojik anlamda çocuklarının gelişimlerini öğrettik. Tabi bu sırada birbirleriyle ortak vakit geçirmelerini sağlamak için çeşitli atölye çalışmaları da yapmaya başladık. Geri dönüşüm atölyelerinden tutun da sağlık atölyelerine kadar birçok atölye çalışmalarını gerçekleştirdik. Böylece birbirleriyle olan paylaşımlarını arttırdık. İlerleyen zamanlarda kadınların istihdama da katılabileceklerini düşündük. Çünkü yeteneklilerdi, el becerileri gelişmiş durumdaydı. Halk Eğitim Merkezinden görevlendirilen el sanatları hocasıyla birlikte tercüman aracılığıyla onlara atölye çalışması düzenlemeye başladık. Kadınlar bu atölyede keçeden çantalar, sabunlar, kanaviçeden yastıklar ve kılıflar üretti" ifadelerini kullandı.
"Onlar birer kar serçesi"
Mülteci kadınları birer kar serçesine benzeten Erdendoğdu, "Yaptığımız ürünleri 2 sene sonunda bir marka adı altında satışa çıkarmak ve vatandaşlarla buluşturmak istedik. Tabi bunun için de bir marka oluşturmaya karar verdik. Ve bu sayede Kar Serçesi adlı sergimiz doğdu. Satış standımıza "Kar Serçesi" adını vermemizin bir sebebi var. Kar serçesi aslında göçmen bir kuş. Koşulları onu çok zorlamadığı sürece kolay kolay bulunduğu yerden göç etmez ama koşullar çok zorladığı takdirde yiyecek bir şey bulamaz hale gelirse bulunduğu yeri terk edip başka yere göç eder. Tıpkı buradaki göçmen kadınlarımız gibi. İşte bu yüzden satış standımıza Kar Serçesi adını verdik. Satışlarımız şu an gayet iyi, sipariş almaya başladık. Kursa katılım talebi de oldukça fazla. Özellikle çevre ilçelerden büyük ilgi var" dedi.
"Pasaport ve tablet kılıfı için sipariş alıyorum"
Suriye'deki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan 4 çocuk annesi Aişe Albukari, 30 yaşından sonra Türkçe konuşmayı öğrenmiş. Yasemin adında 8 aylık küçük bir kız çocuğu bulunan Aişe Albukari, tekstil atölyesinde ütücü olarak çalışan eşine destek olmaya çalışıyor. Türkçe konuşmayı AKDEM'de öğrendiğini belirten Albukari, "3 kız, 1 erkek toplam 4 çocuğum var. Suriye'de savaş çıkınca 5 yıl önce eşimle birlikte çocuklarımızı alıp Türkiye'ye sığındık. Eşim tekstil atölyesinde ütücü olarak çalışıyor. Ben de ev temizliğine gidiyorum. AKDEM'le 3 sene önce tanıştım. Göçmen Kadınlar Kulübüne katılıp Türkçe okuma yazmayı öğrendim. Daha sonra el sanatları atölyesi açılınca ona da katıldım. Dikiş, nakış ve tasarım dersleri aldım. Kursta pasaport ve tablet kılıfı yapmayı öğrendim. Bu sayede meslek edindim. Son günlerde sipariş almaya başladım. Bir kılıfı bir günde bitirebiliyorum. Ürünlerimin tamamı yüzde yüz el işçiliğiyle yapılıyor" şeklinde konuştu.
38 yaşındaki Şimal Muhammed de diğer arkadaşlarıyla aynı kaderi paylaşanlardan. 4 sene önce Suriye'deki iç savaştan kaçıp eşiyle birlikte Türkiye'ye sığınan Şimal, Göçmen Kadınlar Kulübünde aldığı el sanatları eğitimiyle yaptıklarını satıp, eşine destek olmaya başlamış. Şimal, şimdi tablet kılıfları, pazar çantası, semazen, kolye, bileklik, gerdanlık, küpe ve pazar çantası yapıyor.
Zardoze artık Türkiye'de üretiliyor
Afganistan'ın en bilindik el sanatlarından bir tanesi olan kırlent türündeki "zardoze'den kendine özgü tasarımlarla yastık yapan Hamira Bık ise, Türkiye'ye Afganistan'dan gelmiş. 1 sene önce 2 çocuğuyla birlikte göç eden Hamira, taksi şoförlüğü yapan eşine destek olmak için Göçmen Kadınlar Kulübünde öğrendiklerini Afganistan'da hemen hemen her evin başköşesinde bulunan bir çeşit kırlent türündeki "zardoze'ye uyarlayıp yastık üretmeye başlamış. AKDEM ile 7 ay önce tanıştığını anlatan Hamira, "Önce Türkçe kursuna geldim, daha sonra Göçmen Kadınlar Kulübünün el sanatları kursundan haberdar olunca ona da katıldım. Hocamız bize el sanatları ve tasarım üzerine eğitim verdi. Kendimizi geliştirdikçe güzel ürünler çıkmaya başladı. Özellikle sergiden sonra artık dışarıdan sipariş almaya başladık. Bu da beni mutlu ediyor, çünkü işimi daha da geliştirip eşime destek olmak istiyorum" diye konuştu.
31 Mart Cuma gününe kadar Zeytinburnu Olivium AVM'de açık olan Kar Serçesi standından elde edilecek gelirler, atölye çalışmalarına katkı sağlayan göçmen kadınlara verilecek.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.