Muş’ta ’Yeni Anayasa Ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ Konferansı
Avrupa Birliği (AB) Eski Bakanı Egemen Bağış, Türkiye'de parlamenter sistemin olmadığını, "Milletvekili seçilirsin yasama mensubu olursun, bakan atanırsın,...
Avrupa Birliği (AB) Eski Bakanı Egemen Bağış, Türkiye'de parlamenter sistemin olmadığını, "Milletvekili seçilirsin yasama mensubu olursun, bakan atanırsın, hem yasama hem yürütme mensubu olursun, yargıdaki kontenjanlarda görüş belirtirsin, yargıya müdahil olursun. Yasama-yürütme-yargı, çorba gibi birbirine karışır, adı da aşure sistemidir" dedi.
Muş'ta, Diriliş Gençlik Derneği tarafından "Yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi" konulu konferans düzenlendi. Kentteki bir otelde düzenlenen konferansa AB Eski Bakanı Egemen Bağış, Muş Belediyesi Eski Başkanı Necmettin Dede, Diriliş Gençlik Derneği Genel Başkanı Berivan Algın ile vatandaşlar katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan konferansta bir konuşma yapan Berivan Algın, millet olarak tarih boyunca çok zor badireler atlattıklarını söyledi. Algın, "15 Temmuz günü, ülkemizin birlik ve beraberliğine karşı hep birlikte dimdik durduk. 15 Temmuz'da, milletçe gördük ki, büyük millet olarak Haçlı ittifakı ve yandaşları olup içimize sızmış hainleri, Malazgirt'te, Çanakkale'de, İstiklal Savaşı'nda olduğu gibi, ülkenin tüm fertleriyle tek yürek olup büyük Türkiye gereği zaferlerimize zafer katmış olduk. Milletimiz o gece tıpkı 717 yıl önce Söğüt'te, 563 yıl önce İstanbul'da olduğu gibi, 1071'de Malazgirt'te kapılarını kadim milletimizce açılan Anadolu topraklarını istikbali olarak gördüğünü ve tüm dünyaya göstermiştir. Yeni Türkiye, 16 Nisan'da aynı cevabı verecektir" dedi.
"Biz tanka, topa kafa tutmuş bir milletin çocuklarıyız" diyen Algın, "Aynı zamanda 16 Nisan'da hep birlikte şer ittifaklarına karşı birlik ve beraberlik göstermek zorundayız. Biz Suriyeliler kadar şanslı değiliz. Bizim gidebilecek bir karış toprağımız yok" şeklinde konuştu.
"Zafer Çağlayan'ın formülü ülkeyi krizden kurtardı"
17-25 Aralık sürecine değinen AB Eski Bakanı Egemen Bağış ise, "Muşun evladı değerli büyüğüm Zafer Çağlayan ile aynı kabinede 5 yıl birlikte görev yaptık. Yine ilahi bir takdirle, 17-25 Aralık sürecinde bu şerefsiz, bu hain, satılmış Fetullahçı Terör Örgütü'nün hedefi haline geldik. Şunu hepinizin bilmesi gerekir ki, Zafer Çağlayan'ın, Türkiye Cumhuriyeti'ne çok büyük hizmetleri olmuştur. Ülkemiz, o günlerin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın deyimiyle, eğer son yüzyılın en ağır ekonomik krizini teğet geçerek atlattıysa, bunun Zafer Beyin Türk sanayicisini, Türk iş dünyasını, Tük finans sektörünü bu krizden korumak için bulduğu ve Halk Bankası'na önerdiği formül sayesinde biz o krizi atlattık ve milyarlarca dolarlık fonlar ülkemize geldi. Onun sayesinde biz çarkı döndürdük. Tamamen yasak, tamamen yasalarımıza uygun bir formülle bunu gerçekleştirdi" ifadelerini kullandı.
"Halk Bankası üzerinden manipülasyon yapıldı"
17-25 Aralık sürecinde Halk Bankası üzerinden manipülasyonlar yapıldığına vurgu yapan Egemen Bağış şöyle konuştu:
"Çok enteresandır Halk Bankasının, İran'ın dünyanın dört bir yanındaki fonlarını ülkemize çekmesini sağlayan bu formül sonrası dört bakan hedef kondu. Halk Bankası bu dört bakandan hiçbirine bağlı değildi. Halk Bankası Genel Müdürü'nü tutukladılar, tutuklattıran aşağılık akıl, onun yardımcısını başka bir ülkede tutuklattırmaya çalışıyor. Halka Bankası üzerinde bir sürü manipülasyon yapıldı, milletin en önemli finansal kurumu hedefe konuldu ama Halk Bankası'ndan sorumlu olan o günkü bakana bir Allah'ın kulu, bir muhalefet lideri ya da bir medya mensubu tek soru bile sormadı. Yapılan iş ülke için en mantıklısıydı. Türkiye'yi gerçekten bir krizden korumuştu ama Türkiye'nin nasıl algı operasyonlarıyla yönetilmek istendiği, nasıl birilerine ve bir yerlere peşkeş çekilmek istendiği aslında şimdi anlaşılıyor."
"15 Temmuzdan sonra bizden helallik isteyenlerin hesabı yok"
Bağış, "Gerek şahsımdan, gerek diğer 3 bakanımızdan ve Zafer Emmimden (Çağlayan) 15 Temmuz'dan bugüne kadar helallik isteyenlerin haddi hesabı yok. Çünkü o şerefsizlerin, o kimin çocuğu olduğu belli olmayan FETÖ'cülerin attığı iftiraların ne kadar ahlaksız olduğunu 15 Temmuz'da meclisimizi dahi bombalayacak kadar aşağılaşan o şerefsizlerin ne olduğunu herkes gördü" diye konuştu.
"Bizdeki aşure sistemi"
Parlamenter sistemi aşure olarak tanımlayan Bağış, "Bizdeki sistem parlamenter sistem değil. Milletvekili seçilirsin yasama mensubu olursun, bakan atanırsın, hem yasama hem yürütme mensubu olursun, yargıdaki kontenjanlarda görüş belirtirsin, yargıya müdahil olursun. Yasama-yürütme-yargı, çorba gibi birbirine karışır, adı da aşure sistemidir. İnşallah 16 Nisan'da yasama-yürütme-yargı tamamen ayrılıyor, üçü de birbirinin üzerinde deneti mekanizmasını kuruyor, üçü de birbirinden bağımsız oluyor" dedi
Önceki seçimlerde de yurt dışındaki Türklerin oy kullandığını hatırlatan Bağış, gerek iktidar gerekse muhalefetin Almanya, Hollanda, ABD gibi ülkelerde kampanyalar düzenlediğini ve bu kampanyalarda hiç birinde sorun çıkmadığını söyledi. Yapılan seçimlerde mevcut ülkelerin bir arıza çıkarmadığına dikkati çeken Bağış, "Peki şimdi 16 Nisan'a giderken muhalefete kapıları sonuna kadar açan bu müttefik gözüken kıskanç ülkelerde, neden şimdi kaparosu, parası ödenmiş, konferans salonlarının sözleşmesi iptal edilip parası geri ödeniyor?. Bakanlarımızı, milletvekillerimizi istenmeyen adam ilan ediyorlar. Dışişleri Bakanının diplomatik uçuş hakkını iptal edecek kadar zıvanadan çıkıyor. Bir bayan milletvekilimizi 4,5 saat aracında mahsur, adeta rehin tutuyorlar. 30 metre ötedeki diplomatik alan olan konsolosluk binasına gitmesine izin vermediler. En temel insanı ihtiyaçlarını gidermelerine bile izin vermediler. Neden biliyor musunuz? Şimdi Cumhurbaşkanlığı ya da milletvekili seçiminin etkisi beş yıl. Ama anayasa değişikliğinde Türkiye'nin 100 yılını belirliyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin istikrarı anayasal bir güvence altına almak için bir hamle yaptığını belirten Bağış, şöyle konuştu: "Ahmet Necdet Sezer denilen adam normal şartlarda apartman görevlisi dahi seçilemeyecek bir karakter. Kendisini seçtirmek için yırtınan Bülent Ecevit'e ne yaptı? Anayasa kitapçığını suratına fırlattı. Bunun bedelini kim ödedi? Millet ödedi. Bir gecede yüzde 8 bin faiz ödedik. Bir günde insanların mal varlığı yarı yarıya azaldı, borçları yarı yarıya çıktı."
Konferans, katılımcıların sorularının cevaplanmasıyla son buldu.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.