Mutluluğun Yolu Burundan Geçiyor
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Çokkeser, mutluluğun yolunun burundan geçtiğini vurgulayarak, burun fonksiyonları düzgün çalışmayan...
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Çokkeser, mutluluğun yolunun burundan geçtiğini vurgulayarak, burun fonksiyonları düzgün çalışmayan kişilerde mutsuzluk, huzursuzluk ve gerginlik gibi belirtiler görüldüğünü söyledi.
NCR İnternational Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Çokkeser, burnun nefes fonksiyonunu yerine getiremediği durumlarda vücudun oksijene doymadığını, buna bağlı olarak da akciğer, kalp ve sindirim sisteminin olumsuz etkilendiğini belirtti. Burun fonksiyonları düzgün çalışmayan kişilerde mutsuzluk, huzursuzluk, gerginlik gibi belirtiler görüldüğünü dile getiren Çokkeser, "Mutluluğun yolu burnumuzdan geçiyor. mutlu ve huzursuz olmamak için burnumuzu ihmal etmemeliyiz" dedi.
Çokkeser, kolayca tedavi edilebilecek sorunlar nedeni ile vücut konforunun tehlikeye atılmaması gerektiğini sözlerine ekledi.
"Burun, ciğerin çalışmasını kontrol eder"
Prof. Dr. Yaşar Çokkeser burun ve ciğer arasındaki ilişki hakkında da bilgi vererek, burnun ciğerin çalışmasında önemli bir etken olduğunu ifade etti. Çokkeser, "Bir hava burun ucundan girip burnun arka noktasına ulaştığında nemlendirilmesi ile ısısı ile ciğerin içindeki şartlara uyacak hale gelir. Eğer burun bu fonksiyonu yapamıyor ise ciğer sıkıntıya girer, çalışamaz olur. Burnun, ciğerin çalışmasını kontrol edici bir özelliği vardır. Hava burnun içinden geçtiği zaman adeta bir sensor gibi akciğer kapılarını açar. Ağızdan alınan hava için aynı durum söz konusu değildir" dedi.
"Ağızdan alınan nefes ile akciğeri doyuramazsınız"
Ağız yolunun burna göre yaklaşık 20 kat daha geniş olmasına rağmen akciğeri ağızdan alan nefesle doyurmanın mümkün olmadığını anlatan Prof. Dr. Çokkeser, "Geceleri ağzı açık uyuyan kişilerin akciğerin verdiği refleks ile uyanması bunun en güzel örneğidir. Burun, çalışma prensibi olarak geceleri hava kanallarını daraltır. Eğer kişinin burun fonksiyonlarında bozukluk varsa ve hava akışı düzgün değil ise havanın oksijenini alıp kan ile buluşturma işlemi yetersiz kalır. Bu şu demek; geceleyin 5 saatte alınacak bir uykuyu kişi 8 saat uyumasına rağmen alamamış şekilde uyanır. Be nedenle de kişi ertesi güne yorgun, zihnini toplayamamış, zihni berraklaşmamış, keyfi kaçmış bir şekilde uyanır. Yani insanın psikolojisini bile etkileyebilecek bir konuma gelir" ifadelerini kullandı.
"Burun açık kalacak pozisyonda uyumalıdır"
Çokkeser, burnun, sağlıklı çalışabilmesi için açık kalacağı pozisyonda uyunması gerektiğini de vurgulayarak, "Uykudaki o şişmeleri de dikkate alarak, burnun açık kalacağı bir pozisyonda olması gerekir. Tecrübeli bir hekimin tedbir alması ile kişinin yaşam kalitesi ve konforu çok değişir. İyi oksijen ile dolmuş bir vücut ertesi güne mutlu, neşeli, dinamik, enerjik olarak kalkarken öbür türlü kalp fonksiyonlarında sıkışma yapar. Ciğer fonksiyonlarını zaten direkt etkiliyor ve kontrol ediyor. İyi oksijenlenmemiş bir beyin ciddi manada verim düşüşü yaşar, mesela konuşamama şikayeti ile 2 yaşındaki çocuklar getiriliyor bize. Hemen burunda tıkanıklık var mı diye kontrol ediyoruz. Yaptığımız müdahalenin ardından o güne kadar konuşmada sıkıntısı olan çocuk belirgin şekilde uzun cümleler kurmaya başlıyor. Yani bu vücudumuza giren oksijenin vücut fonksiyonları üzerinde ne denli etkili olduğunu gösteriyor. O açıdan burun kendisi hayati olmasa da hayati organlarımızın rahatı açısından çok büyük önem arz eden bir organımız" diye konuştu.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.