Nişantaşı Üniversitesi Ve Noorcm’den ‘Ekonomi Zirvesi’
İstanbul Nişantaşı Üniversitesi ve Noor CM Menkul Değerler iş birliğinde düzenlenen "Ekonomistanbul Zirvesi'ne ABD seçimleri damga vurdu.
İstanbul Nişantaşı Üniversitesi ve Noor CM Menkul Değerler iş birliğinde düzenlenen "Ekonomistanbul Zirvesi'ne ABD seçimleri damga vurdu.
Nişantaşı Üniversitesi Sadabad Kampüsü'nde düzenlenen "Ekonomistanbul Zirvesi'nde yaklaşık bin katılımcı yer aldı. Doç. Dr. Cevdet Uysal Konferans Salonu'nda yapılan zirveye Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoğlu, NoorCM Menkul Değerler Piyasa Müdürü Mert Yılmaz, Trakya Üniversitesinden Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, Marmara Üniversitesinden Prof. Dr. Burak Arzova, Bilgi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ege Yazgan, Tamek CEO'su Arda Tunca, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Ekonomistanbul Zirvesi, iki oturum olarak gerçekleştirildi. Birinci oturum Bloomberg HT ekonomisti Güzem Yılmaz moderatörlüğünde Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ege Yazgan, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova ve Tamek CEO'su Arda Tunca'nın katılımıyla gerçekleşti. İkinci oturum ise yine Güzem Yılmaz moderatörlüğünde Azimut Portföy Genel Müdürü Murat Salar, TEB Yatırım Stratejisti Işık Ökte, Finans Yatırım Yatırım Danışmanlığı Müdürü Serdar Pazı ve Noor CM Yurtiçi Piyasalar Müdürü Mert Yılmaz'ın katılımıyla gerçekleşti.
"Küresel ekonomi ve siyasal sistemdeki değişimler Türkiye'yi etkileyecek"
Nişantaşı Üniversitesi açısından çok önemli bir etkinlik olduğunu dile getiren Rektör Prof. Dr. Esra Hatipoğlu, "Ekonomi zirvesini ilk kez yapıyor, NoorCM ile birlikte gerçekleştiriyoruz ve bunu sürekli hale getirmek istiyoruz" dedi.
Zirvede çok değerli akademisyen ve sektör temsilcilerini ağırladıklarını söyleyen Prof. Dr. Hatipoğlu, "Bu sabah Amerika'da yapılan başkanlık seçimlerinin sonuçlarını almak için kalktık bir takım şaşkınlıklarla karşı karşıya kaldık. Bu ekonomi zirvesi bizim için tamda tartışma ortamı oluşturacak ve büyük ses getirecek diye düşünüyorum. Genel olarak uluslararası ilişkiler ve ekonomi açısından 2017 yılının bizi çok iyi karşılamayacağı öngörülüyor. Amerika'daki seçimlerin akıbeti çok önemli olacak deniyordu ki, öyle olacak gibi duruyor. Beklenti şuydu; eğer daha korumacı bir başkan gelirse küresel ekonomi anlamında, serbest ticaret anlaşmalarına karşı bir hareket gerçekleşebilir gibi bir düşünce vardı. Nitekim böyle bir sürecin başladığını görüyoruz. Seçim sonuçları nihai halini alınca daha çok belli olacak ama ekonomi anlamında bir diğer önemli konu Birleşik Krallık'ın, Avrupa Birliği'nden (AB) çıkış süreci, bunun da 2017 yılında şekilleneceğini göreceğiz. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. İlk kez böyle bir süreç gerçekleşecek. Bize 2016 yılının bir sürpriziydi" diye konuştu.
"Zirvede merkez bankalarının rolü ve para politikalarının sınırlara ulaşma sürecini de konuşacağız" diyen Hatipoğlu, sözlerine şöyle devam etti;
"Dünyadaki ekonomik sıkıntıların yanında uluslararası siyasi istikrarsızlıkları da tartışıyoruz. Terörizmi, Suriye meselesini, Irak meselesini ve Ortadoğu'nun durumunu tartışacağız. Bütün bunlar hem ekonomiyi etkileyecek hem de genel olarak küresel sistemin nasıl işleyecek konusunu ciddi bir şekilde etkilemeye devam edecek. Tabi bütün bunların Türkiye açısından da sonucu olacak, her ülkenin kendine ait iç dinamikleri önemlidir. Nasıl bir süreçten geçtiğimiz belli yine de Türkiye ekonomisi açısından ön görülen veya düşünülen şekilde sorun ortaya çıkmadı ama Küresel ekonomi ve siyasal sistemdeki bütün bu değişim dönüşümler muhtemelen 2017 yılında Türkiye'yi de etkileyecek."
Ekonomi zirvesinin önemli ve anlamlı olduğunu belirten NoorCM Menkul Değerler Piyasa Müdürü Mert Yılmaz, "Beklentimiz hem Nişantaşı Üniversitesinde hem de İstanbul ve Türkiye'deki diğer üniversitelerde bu işleri daha fazla sayıda yapmak. Piyasaların daha fazla bilgilenmesini ve öğrencilere bilgi sağlamak istiyoruz" dedi.
"Türkiye elindeki büyümeyi kaybetmemeli"
Türkiye'nin zorlu bir süreçten geçtiğini ve elinde kalan en değerli varlığın büyümek olduğunu söyleyen Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye geçen yılı yüzde 4 büyüme ile kapattı. Daha iyisi mutlaka olabilirdi ama bu kadar büyümekte zorlanılan yerde bu büyüme gayet iyi. Bu seneye başlarken hükümetin hedefi yüzde 4,5'du biraz iddialıydı, daha sonra revizeler geldi. 3.2 ya da 3.3 gibi bir büyüme bekleniyor. Bunda 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında bayram tatilleri, Rusya ile yaşanan kriz, güvenlik nedeniyle yaşanan sorunlarda gibi bir takım faktörler var. Yinede yüzde 3'lük büyüme iyi olarak bakılabilir. Türkiye'nin potansiyeli açısından Sayın Başbakan Binali Yıldırım da bunu dile getirdi, sürdürebilir yüzde 5'leri ve üstünü yakalamak zorunda. Şuanda yakalanan rakamları da küçümsememek gerekir. Merkez Bankası'nın bu konuda tavrının şu olduğunu düşünüyorum ki bence de doğru bir yaklaşım, Türkiye'nin elinde kalan en değerli varlığı aslında ekonomik açıdan bakıldığında büyüme. Çünkü içinde bulunduğumuz jeopolitik riskler, içerideki iç siyaset, dış politika olarak bakıldığında zorlu bir sürecin içinden geçiyoruz. Koşullar itibariyle yeni bir hikâye yazma şansımız yok. Bu nedenle elimizdeki büyümemeyi kesinlikle kaybetmemiz lazım. Mutlaka son çeyrek daha iyi gelecektir. 2017'ye ilişkin bu seneden daha iyi olabilir çok da iyi bir performans göreceğimiz bir yıl olmayabilir. Çünkü masanın üstünde gerek içeriden gerek de dışarıdan bir takım riskler var. Ümit ediyorum ki önümüzdeki bütün risklerin ortadan kalktığı, yeni heyecanların doğduğu verimli başarılı bir yıl olur."
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.