Ödüllü Kaval Ustasının Ünü Sınırları Aştı
Tokat'ın Niksar ilçesinde yaşayan Kaval Ustası Yaşar Güç'ün ünü sınırları aştı.
Tokat'ın Niksar ilçesinde yaşayan Kaval Ustası Yaşar Güç'ün ünü sınırları aştı. UNESCO'nun Yaşayan İnsan Hazinesi listesine girdikten sonra ünü artan Güç'ün atölyesi yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor.
2010 yılında UNESCO tarafından kaval yapımı ve icrası dalında "Yaşayan İnsan Hazinesi" olarak kabul edilen 49 yaşındaki Yaşar Güç, 38 yıldır sürdürdüğü baba mesleği ile ilgi odağı oldu. Niksar'da mesleğini Kavalcı Sokak'taki atölyesinde başarıyla sürdüren Güç, 3 katlı evinin alt katında ki atölyesinde hem kaval üretimi yapıyor, hem de kaval çalıyor. Niksar Belediyesi tarafından daha önceki yıllarda evinin ve atölyesinin bulunduğu sokağa Kavalcı Sokak adının verilmesiyle ayrıca gururlanan Güç, mesleğini başarıyla sürdürerek çevresindekilerin takdirini kazanıyor.
Mesleğe 11 yaşında başladığını belirten Kaval Ustası Yaşar Güç,"Geleneksel nefesli çalgılar yapım ustasıyım. Bu benim baba sanatım babamın yanında başladım. Niksar'a bağlı Erikbelen köyünde 77 yıllık süren bir kültür var. Ben ise 11 yaşında ilkokulu bitirdikten sonra babamın yanında bu sanata başladım. Şu an 49 yaşındayım 11 yaşından bu yana bu sanatı en güzel şekilde yapmaya çalışıyorum. 2010 yılı UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi kaval yapımı ve icrası dalında Kültür Mirası listesine kabul edildim. Ondan sonra hayatımda olumlu değişiklikler oldu. Daha popüler hale geldim, dışarıdan gelen misafirlerimiz arttı, turistler geliyor, bürokratlar geliyor, ilçemizi ziyaret gelenler mutlaka yanıma uğruyorlar, kaval dinliyorlar ve hatıra olarak kaval satın alıyorlar. Tabi bu durum hoşumuza gidiyor tanınmak güzel bir şey. Şu an yaşayan insan hazinesi olmanın mutluluğunu yaşıyorum'" diye konuştu.
Kavalın tarihçesini ve kaval yapımının hassas noktalarını ve anlatan Güç, "Kaval dediğimiz zaman çoban sazı olarak biliniyor, ismini kav anlamına gelen bir sözcükten almış yani içi boş anlamında bir sözcük. Ve tarihçesi kavalın çok eski, insanlık tarihi kadar eski bir zamana dayanıyor ve biz Türklerin de öz çalgısı. Öz çalgımız kaval, bu kaval dediğimiz zaman ismi tek ama bunun çeşitleri var dilli, dilsiz, uzun, kısa olarak. Ben şu an dört gurup kaval yapıyorum ve bunları da seslere göre yaptığım zaman 12 tonda kaval yapıyorum, 48 tane farklı ses ortaya çıkmış oluyor. Kaval yapımı için sağlam dokusu olan sert ağaçları tercih ediyoruz. Şu an en çok tercih edilen ağaç erik ağacı, erikle birlikte kayısı da bunun içerisinde. Nefesli çalgılar için en ideal ağaç kayısı ve erik, tabi ki sağlam dokusu olan diğer ağaçlardan da kaval yapmamız mümkün" şeklinde konuştu.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.