Ömer Tuğrul İnançer Kitap Fuarına Katıldı
9. Kocaeli Kitap Fuarı'na katılan Ömer Tuğrul İnançer, ilim sahibi olmak için sadece kitap okumak değil, konu okumanın ve o konu hakkında araştırma yapmanın...
9. Kocaeli Kitap Fuarı'na katılan Ömer Tuğrul İnançer, ilim sahibi olmak için sadece kitap okumak değil, konu okumanın ve o konu hakkında araştırma yapmanın gerektiğini söyledi.
9. Kocaeli Kitap Fuarı'nın üçüncü gününde Yahya Kaptan konferans Salonu'nda kitapseverleri bir araya gelen Avukat, mutasavvıf ve müzisyen ve yazar Ömer Tuğrul İnançer, "Okumak" konulu bir söyleşi gerçekleştirdi. Okurlarının yoğun ilgi gösterdiği söyleşide İnançer, "Kitap okumayın, konu okuyun. Bize yanlış öğretilen bir şey var. Okumak ve ilim sahibi olmak çok önemli olarak anlatılıyor. Alimler hiç yanlış yapmıyorlar mı? Her doğru bildiğimizi yapıyor muyuz? Her yanlış bildiğimizden kaçıyor muyuz? O zaman ilim ne işe yarıyor? Kamyona kitap yüklemekle kamyon, kamyon olmaktan çıkıyor mu?" dedi.
İnançsız kimse olmadığını ifade eden İnançer, "'Hiçbir şeye inanmamakta bir inançtır. Bize ne biliyorsun diye sormayacaklar, ne düşünüyorsun, ne hissediyorsun diye sormayacaklar. Ne yaptın diye soracaklar. Yani amellerimiz bize sorulacak. Öyleyse okudum, çok bilgi biriktirdim ama bu bilgiyi sadece seni mağlup etmek için kullanıyorsam ona ilim denir mi? O zaman okumakta boş. Kitap okumayın. Yanlış şeyler okumayın manasına bunu söylüyorum. Yanlışlık şurada; her okuduğumuz kitaba inanıyoruz ve bir-iki kitap okumakla o konuyu anladığımızı sanıyoruz. Bu iş bu kadar ucuz değil" şeklinde konuştu.
Bir yazarın yazdığı kitabın, o konuyu değil o konu hakkında yazarın fikrini anlattığını vurgulayan İnançer, "Batı öğretim sisteminden kaynaklanan çok büyük bir yanlış içindeyiz. Bilim denilen saçma kelimeyi kullanmayın, kökü ve dayanağı yok. Ama ilimin bir kökü var. İlim sahibi olan alim bir konuyu ortaya attığında onun deliline sahip olan demektir. Ekran hocaları çıkıp hepimizin aklına bir şüphe sokuyorlar, sonra; "O hoca öyle diyor, bu hoca böyle diyor ben şaşırdım" diyorlar. Sen onların elinde oyuncak mısın, neden kendin tetkik etmiyorsun? "Ben anlamam." Niye anlamıyorsun? Yabancı dil öğrenmeye çalışıyorsun. 1850'li yıllara kadar Avrupa'da tıp öğrenimi bir tek İbni Sina hazretlerinin kitabıyla yapılırdı. Müslüman'da ırkçılık ve dincilik olmaz. Cihat yapıyoruz diye ortaya çıkanların bütün cihatları Müslümanlara karşı. O DAEŞ'ler filan neden İsrail'le kavga edemiyorlar da Müslümanlarla kavga ediyorlar. Oradan bunların ne kadar satılık olduğu belli değil mi?" ifadelerini kullandı.
İbni Sina'nın adının değiştirip Avesena yaptıklarını ve İstanbul'da bu isimde bir hastane olduğunu aktaran İnançer, "Okuduğumuzu anlamadığımız için yabancılara bu kadar meyilliyiz. Bilmek, olmak demektir. Bilmeden olunur mu, olunur. Nefsini bırakıp, gönlüne kulak verirsen olunur. Ama nefsi bırakmakta kolay bir iş değildir. İlim o kadar sonsuzdur ki; herhangi bir alimin kafasına ve onun yazdığı kitaba sığmaz. Bana ne kitap okuyalım dediklerinde "Kitap okumayın, konu okuyun, konuyu tetkik edin" derim. Makale okuyun, gidin bilenlere sorun ve tefekkür edin; onun için kitap okumayın, konu okuyun. Bir insanın öğretmeni Allah olursa, onun cahil kalması mümkün değildir. Okuma yazmak değil, okuduğunu anlamak önemlidir" dedi.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.