Op. Dr. Serhat Yentür:

Op. Dr. Serhat Yentür:

Monopolar koter kullanılarak yapılan sünnetin kanayan damarları yakarken altındaki sinirleri de yaktığını vurgulayan Üroloji Uzmanı Op. Dr. Serhat Yentür,...

Monopolar koter kullanılarak yapılan sünnetin kanayan damarları yakarken altındaki sinirleri de yaktığını vurgulayan Üroloji Uzmanı Op. Dr. Serhat Yentür, monopolar koter yönteminin sünnet olan çocuklarda yakın bölgedeki sinirlere de hasar verdiğini söyledi.

Medical Park Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Serhat Yentür, sünnet olmanın cinselliği etkilemesi konusunda bilgi verdi.

Sünnet hakkında bilgi veren Op. Dr. Serhat Yentür, "Sünnet, penis kanseri riskini en aza indirir. Sünnetin dini bir gereksinim olduğu Müslüman ve Yahudi toplumlarda penis kanseri riski çok azdır. Sünnet olmayan toplumlarda penis kanseri çok fazladır. Biz toplumumuzda çok fazla penis kanseri görmemekteyiz. Ayrıca sünnet cinsel yolla bulaşan hastalıkları yüzde 90 azaltır. Yüzde 90 azalttığı için kadınlarda rahim ağzı kanseri riski de aynı oranda azalmaktadır. Sünnet ayrıca çocuklarda ve erişkin erkeklerde idrar yolu enfeksiyonları riskini de en aza indirmektedir" dedi.

Çocukların cinsel psikolojisinin oluştuğu 2-6 yaş arası odipal dönemde sünnet yapılmaması gerektiğini aktaran Yentür, "Bu dönem arasında çocuğa iyi bir eğitim verilerek kafasındaki korku ve stresi yendikten sonra ancak sünnet yapılabilir. Bizim önerimiz 2 yaş altında ya da 6 yaşın üzeridir. Monopolar koter yönteminin özelliği damarları yakarken yakınındaki dokuları ve sinirleri de yakmasıdır. Monopolar koter yöntemiyle sünnet olan çocuklarda, yakın bölgede sinirlere de hasar verildiği için ileri yaşlarda sertleşme sorunları olma riski fazlasıyla oluyor. Monopolar koter dediğimiz cihazın sünnette kullanılmaması lazım. Bazı hekimler bu yöntemi kullanıyorlar. Bu yöntem ayrıca erken boşalmaya yol açabiliyor. Sünnet derisindeki mukozal kısmı uzun tutarsak o zamanda erken boşalmaya yol açabiliyor. Bu nedenle iyi bir sünnet için bipolar koter yönteminin kullanılmasını ve mukozal cildin kısa tutulmasını önermekteyiz" ifadelerini kullandı.

Dikişsiz yapılan sünnetlerin de olduğunu dile getiren Yentür, "Dikişsiz sünnetler özel aparatlarla yapılıyor. Bunların nekroz riski olduğu için çok fazla önermiyoruz. En güzel yöntem cerrahi cirkumsizyon tekniğidir. Sünnette kullanılan dikiş ipleri kendiliğinden emildiği için dikiş aldırma gibi bir durum yoktur. Sünnetten sonraki birkaç saat hastanın takip edilmesi çok önemlidir. Doğru yapılan cerrahi sünnet kanamasız olduğundan bandajla sargı yapılanmasını çok önermiyoruz. Çünkü o bandajlar çıkarılırken dokuya zarar veriyor. Çocuğun hem canı yanıyor hem de kanamaya yol açıyor. Sünnet temiz cerrahi sınıfına girdiğinden sadece antibiyotikli krem sürülerek ve ağrı kesici verilerek taburcu edilebilir" şeklinde konuştu.

İHA

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.