Pandemide Yunanistan
Yunanistan, uzun yıllardır sağlık sisteminde uyguladığı politikaların sonuçlarının olumsuzluklarını önceden öngörerek, pandeminin başında ivedi ve radikal önlemler almıştır.
Yunanistan, uzun yıllardır sağlık sisteminde uyguladığı politikaların sonuçlarının olumsuzluklarını önceden öngörerek, pandeminin başında ivedi ve radikal önlemler almıştır.
Yunanistan’da ilk vaka 27 Şubat 2020 tarihinde, ilk ölüm ise 12 Mart 2020’de görülmüştür. İlk vakalar İtalya, İsrail ve Mısır’a seyahat edenler ile bu kişilerin yakın temaslılarıyla ilişkilendirilmiştir. 1 Temmuz 2020’ye dek toplam konfirme vaka sayısı 3.432, toplam ölüm sayısı ise 192 olarak bildirilmiştir. 13 Ocak 2021 tarihinde COVID-19 pozitif olan 146.688 vaka, 5.354 ölüm vardır. Yunanistan’da görülen COVID-19 pozitif vakaların %44’ü 18-39 yaş aralığında, %55,3’ü erkek, %44,7’si kadındır. COVID-19’dan olan ölüm vakalarının %82,1’i 65 yaş üstü grupta, %62,2’si erkek, %37,8’i kadındır. 23 Haziran 2021 tarihi itibariyle günlük yeni vaka sayısı 395 olup, toplam konfirme vaka sayısı 498 943’e ölüm sayısı ise 12 581’e ulamıştır.
Yoğun bakım ünitelerinin yetersiz olduğu bilinen ve pandemi başlangıcında COVID hastaları için sadece 90 tane yoğun bakım yatağı olan Yunanistan’da, Hükümet, 23 Mart 2020 itibarıyla, radikal bir sokağa çıkma yasağı ilan etmiştir. Toplam 42 gün süren bu yasaklar, 4 Mayıs 2020’de kaldırılmıştır. Ulusal Sağlık Sistemi bütçesine Nisan 2020’ye kadar 160,5 milyon Avro, Kasım 2020’ye kadar ise 282 milyon Avro fazla ödeme yapılarak sağlık hizmetlerine ayrılan bütçe artırılmıştır. Radikal sokağa çıkma yasağı, kademeli ancak sıkı önlemleri içermektedir. Mart 2020’nin ilk günlerinden itibaren, konferans-spor etkinlikleri, okul gezileri, kültürel etkinlikler iptal edilmiştir. 10 Mart 2020’den itibaren tüm eğitim kurumları kapatılmış ve bu kapatma kararı 10 Mayıs’a kadar sürdürülmüştür. Gerekli durumlar haricinde, sokağa çıkma yasağına uymayan kişilere 300 Avro para cezası verilmiştir.
Kapanma Süreçleri
12 Mart 2020’de tiyatrolar, adliyeler, sinemalar, spor salonları, oyun alanları ve kulüpler, 13 Mart 2020’de süpermarket, eczane ve yiyecek satış yerleri dışındaki tüm alışveriş merkezleri, kafeler, restoranlar, barlar, müzeler ve arkeolojik sit alanları, 16 Mart 2020 de ise dini uygulamaların yapıldığı ibadet alanları kapatılmıştır. 14 Mart 2020’de önce İtalya ile olan tüm uçuşlar, 22 Mart 2020’de ülke içinde gerekli olmayan tüm ulaşımlar yasaklanmıştır. Yurtdışından dönen vatandaşlar 14 gün zorunlu karantinada tutulmuş ve bu uygulamaya uymayanlara 5.000 Avro para cezası verilmiştir. Ulusal Halk Sağlığı Örgütü, vakaların ve temaslılarının izlenmesi görevini yürütmüştür. Pandeminin başlangıcında günde 800 civarı PCR testi yapılırken, Haziran 2020’de bu kapasite 6.500 teste, Eylül 2020’de 14.000, Kasım 2020’de 20.000’e ulaşmıştır. 6 Ocak 2021 itibarıyla, günlük yapılan test sayısı 9.244’e ulaşmıştır. Yunanistan Sağlık Bakanlığı, yeterli sağlık personelinin olmaması sebebiyle, 26 Şubat 2020 tarihinden itibaren sağlık çalışanlarının tüm izinlerini durdurup, ek personel alımı için çeşitli çalışmalar yapmıştır. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı’nın oluşturduğu bir dijital platform ile sağlığın çeşitli alanlarında çalışan gönüllüler de bu izlem sistemine dahil edilemeye çalışılmıştır. Haziran 2020’den itibaren tüm sağlık çalışanlarını COVID-19 antikor testi ile tarama programı başlanarak sağlık çalışanlarında durum tespiti yapılmaya çalışılmıştır.
Yunanistan’ın salgın politikalarını, salgın açısından yüksek risk altında olan 40.000’i adalarda olmak üzere 115.000’den fazla göçmen ve mülteciyi kapsayan göçmen politikalarından ayrı değerlendirmek mümkün değildir. İktidara gelişinin hemen ardından, Göç Bakanlığı’nı kapatıp, 6 ay sonra tekrar kuran mevcut hükümetin politikalarıyla yürütülen bir salgın sürecinin haftalık vaka/ ölüm grafiklerinde gözle görülür önemli değişiklikler, sokağa çıkma yasaklarının haricinde göçmen/ mültecilerle ilgili olaylarla ilişkilendirilebilmektedir.
Yunanistan’da 23 Şubat 2020’deki ilk vakanın ardından tekli rakamlarla devam eden vaka sayıları, 29 Şubat 2020’de yaşanan Türkiye-Yunanistan sınırındaki mülteci krizinin ardından, 6 Mart 2020’de 22’ye yükselmiştir. Benzer şekilde, 13 Mart 2020 (12 Mart 2020’de 9 olan günlük tanı sayısı 35’e) ve 23 Mart 2020’de (22 Mart 2020’de 35 olan günlük tanı sayısı 94’e) düzensiz artışlar görülmüştür. Türkiye’nin sınır kapılarını açmasıyla Yunanistan’a geçmek için sınıra gelen göçmen sayısı Türkiye kaynaklarına göre 130.468, Yunanistan kaynaklarına göre 24.203’tür. Bu göç dalgaları ile bir önceki güne göre vaka sayısında 8 Nisan 2020’de 20 den 77’ye, 22 Nisan 2020’de 10 dan 156’ya ve 24 Nisan 2020 tarihinde 7’den 55’e olan artışlar görülmüştür. Yunanistan, 4 Mayıs 2020’de kısıtlamaların gevşetilmesi kararını, 29 Nisan 2020 ve 2 Mayıs 2020’de görülen günlük sıfır vaka sayısının ardından almıştır. Kademeli olarak azaltılan kısıtlamalarla vaka sayıları uzun süre iki haneli rakamlarla devam etmiştir.
Sonuç
Sonuç olarak Yunanistan, mevcut hekim ve diş hekimi sayısıyla nüfusa göre hekim emek gücü alanında AB ülkeleri arasında üst sıralarda yer almasına rağmen, hem hekim emek gücünün coğrafi olarak dengesiz dağılımı hem de hemşirelik ve diğer sağlık hizmetlerindeki çalışanların sayısının oldukça az olduğu bir AB üyesi ülkedir. Neoliberal politikaların etkisinde 2008’den beri süregelen mali krizle beraber, sağlığa ayrılan pay azalmış, sağlık kamu kaynaklarından çok özel sektör baskınlığında finanse edilmiştir. Aynı sebeple vatandaşların hem kişi başı gelirleri düşmüş hem de cepten sağlığa harcanan para yıllar içinde artış göstermiştir. Ülkenin göç politikasındaki aksaklıklar, zorlamalar, AB’nin sınır koruması konumu, salgınla birlikte daha da görünür hale gelmiştir. Özellikle COVID-19 gibi salgın süreçlerinde daha da belirginleşen kişisel koruyucu ekipman, yoğun bakım üniteleri gibi yetersiz fiziksel kaynaklar, sağlık politikalarına toplum temelli yeniden bir bakışla Yunanistan sağlık sisteminin büyük değişimler yaşaması gerekliliğini gözler önüne sermektedir. Ülkede önlemler hızlıca alınıp, kısıtlamalar uygulamaya konulmasına rağmen, yaşanan krizler ve gelişmeler; izlenen salgın politikasının mevcut göç politikasından ayrı düşünülemeyeceğini göstermektedir. Her bireye insani şartlarda sağlanması gereken yaşama hakkının ve temel ihtiyaçlarının karşılanmasının önemini, dünyanın bütün sınırlarını bir anda kaldırabilecek pandemi gibi durumlar daha net bir şekilde göstermektedir.
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.