"Pelvik Ağrı, Her 10 Kadından 1’nde Görülüyor"
Prof. Dr. Erkut Attar, pelvik ağrı (karın ve kasıklarda görülen ağrı) ve endometriozis (çikolata kisti) hastalığının toplumda çok sık görülen bir...
Prof. Dr. Erkut Attar, pelvik ağrı (karın ve kasıklarda görülen ağrı) ve endometriozis (çikolata kisti) hastalığının toplumda çok sık görülen bir hastalık olduğunu belirterek, "Özellikle pelvik ağrı her 10 kadından 1'inde görülüyor. Endometriozis, rahim içersindeki hücrelerin rahim dışında olma durumu. Aynı zamanda bu hastalık yüzde 30 oranında kısırlığa yol açıyor" dedi.
Pelvik Ağrı ve Endometriozis Derneği (PAED) tarafından İstanbul'da 1'nci Uluslararası Pelvik Ağrı ve Endometriozis Kongresi düzenlendi. Kongreye yerli ve yabancı konunun uzman doktorları katıldı. Kongrede pelvik ağrı ve endometriozis hastalığı hakkında önemli bilgiler paylaşıldı. Kongrede Prof. Dr. Erkut Attar, Prof. Dr. Fatih Durmuşoğlu, Dr. Cihat Ünlü, pelvik ağrı ve endometriozis hastalığının belirtileri, güncel tedavi yöntemleri, nedenleri, yol açtığı sorunlar, hastaların yaptığı yanlışlar ve multidisipliner çalışma hakkında önemli bilgiler verdi.
"Yüzde 30 oranında kısırlığa yol açıyor"
Pelvik Ağrı ve Endometriozis Derneği Başkanı ve İstanbul Tıp Fakültesi Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkut Attar, pelvik ağrı ve endometriozis toplumda çok sık görülen bir hastalık olduğunu belirterek, "Özellikle pelvik ağrı her 10 kadından birinde görülüyor. Endometriozis, rahim içerisindeki hücrelerin rahim dışında olma durumu. Aynı zamanda bu hastalık yüzde 30 oranında kısırlığa yol açıyor. En önemli sorun ağrı. Bunlar adet ağrıları, yaygın kasık ağrıları şeklinde oluyor. Aynı zamanda hastalarda başka şikayetlerde; baş ağrıları ve migren daha sık görülüyor. Depresyon gibi bazı psikolojik sorunlar da ortaya çıkıyor. Toplumda ve sağlık çalışanları arasında farkındalık çok az. Genel olarak bu ağrıları normal, gebelikte geçeceğini ve ileride düzeleceğini düşünüp geçiştiriyorlar. Bu ağrılar, kadına yaşam kalitesi açısından çok büyük sıkıntı veriyor. Bu dönemlerde kadının iş gücü kaybı oldukça önemli. Sosyal anlamda ve tıbbi devlete de maliyet getiriyor. Bu hastalar tanı konulana kadar 7-8 tane doktor geziyorlar. Eğer tanı konulursa da girişimsel yöntemlerle konuluyor. Hastanın hem tanısı pahalı hem tanı süresi uzun hem de oluşturduğu pelvik ağrı gibi diğer sistematik ağrılar, kadının iş gücü kaybını topluma değişik şekilde yansıtıyor" dedi.
"Hastalık kadınlarda cinsel ilişki sırasında ağrıya neden oluyor"
Kronik pelvik ağrı özellikle sosyal açıdan da kadınları etkilediğini ifade eden Prof. Dr. Attar, "Onlarda isteksizlik, cinsel ilişkide sorunlar oluşturuyor. Bu ağrılar sadece kasık ağrıları şeklinde değil, ilişki sırasında da ağrılar şeklinde görülebiliyor. Hastalığa bağlı ağrılar çiftler arasında mutsuzluk ve huzursuzluğa yol açıyor. Öte yandan hastalığın en önemli sonuçlarından biri olan infertilite (kısırlık) da hem kadının mutluluğunu hem de aile içi huzuru etkiliyor. Pelvik ağrının çok değişik nedenleri var. En sık nedeni endometriozis hastalığı. Bazen yumurtalık kistleri ya da miyomlarda bu ağrılara yol açıyor. Nedenleri çok çeşitli ama en sık genelde kadın hastalıklarına bağlı oluyor. Pelvik denilince bu ağrılar; özellikle kasık ağrıları, 6 aydan uzun süren kasık ağrıları kadının yaşam kalitesini etkileyecek derecede veya genç kızlarda bu daha çok adet ağrıları şeklinde oluyor. Üreme dönemindeki kadınlarda ise genel olarak kasık ağrıları şeklinde devam ediyor. Geniş bir kavram. Değişik hastalık grupları buna neden olabiliyor. En çok kadın hastalıklarını ilgilendiren bir durum" şeklinde konuştu.
"Yeni Radyolojik tetkikler ile cerrahi işleme gerek kalmadan hastalık tanısı konulabiliyor"
Kadınların üreme çağında yüzde 30 oranında ciddi ağrılarla hayat kalitesini bozan hastalık olduğunu belirten Pelvik Ağrı ve Endometriozis Derneği 2'nci Başkanı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Fatih Durmuşoğlu, "Tanısı rahat konulabilen hastalık. Eskisi gibi cerrahi girişimler gerekmiyor. Günümüzdeki radyolojik çalışmalar, ultrason gibi tanı yöntemleri ile rahatlıkla tanı konulmakta. Ağrı için etkin tedavi yöntemleri elimizde mevcut. Bu tedavi yöntemleri eskiden olduğu gibi aylık, günlük iğneler gibi hastayı ürküten tedavi yöntemleri değil, günümüzde sadece ağızdan alınabilecek haplarla; bunları çeşitleri var. Bazı doğum kontrol hapları var; özellikle bu ağrıyı ortadan kaldıran. Bu bazı haplarla ağrı olayını kaldırmaktayız. İkinci durumda ise bebek sahibi olamama durumu. Burada standart yaklaşımlar söz konusu. Aşılama, tüp bebek gibi uygulamalarını pelvik ağrı ve endometriozis olan kişilerde tedavi yönteminde daha sık kullanıyoruz. Şikayet, sadece yaşam kalitesini bozan ağrı ise ağrı ile ilgili yeni yöntem bir takım hap şeklinde ağızdan alınabilecek, rahatlıkla kullanılabilecek tedavi yöntemleriyle çare bulabilmekteyiz" diye konuştu.
"Kronik Pelvik ağrı tanısı için uzman hekime başvurmak önemli"
Pelvik ağrıya neden olan bazı organik hastalıkların olduğu bilgisini veren Prof. Dr. Durmuşoğlu, "Kişini kendine teşhis koyması, bu konuyla ilgili uzmanlara başvurmaması bazı yanlış yöntemlere neden olabilir. Pelvik ağrı nedenleri içinde endometriozis çok önemli ama başka nedenlerde var. Bir apandisit de pelvik ağrıya neden olabilir. Kadın hastalığı olması nedeniyle özellikle bu konuyla ilgilenen uzman hekime başvurulması çok önemli" dedi.
"Pelvik ağrı ve endometriozis hastalığında multidisipliner çalışma önemli"
Pelvik ağrı ve endometriozis hastalığında multidisipliner çalışmanın önemine değinen Türk-Alman Jinekoloji Vakfı Başkanı ve Pelvik Ağrı ve Endometriozis Derneği üyesi ve Kadın Doğum Hekimi Prof. Dr. Cihat Ünlü, "Pelvik ağrılar hastalarımın yarısını oluşturan problem. Sadece jinekologların çözebileceği bir problem değil. Pelvik ağrı ya da kasık ağrısıyla gelen kadın hastaların çok önemli bir kısmı başka branşları içeren bir yakınmayla geliyorlar. Örneğin; gastroenterologlar, ürologlar, psikologlar, ağrı ile uğraşan hekimler ve fizyoterapistler bizim birlikte çalışmamız gereken meslektaşlarımız. Bu meslektaşlarımızla çok yakın bir işbirliği içinde çalışıyoruz. Pelvik ağrı klinikleri oluşturuyoruz. Buralarda hastalarımıza multidisipliner anlamda tedavilerle yaklaşıyoruz. Çoğu zaman laparoskopik tedaviler yapıyoruz. Bu tekniği çok yaygın uyguluyoruz. Tanıda rahimdeki miyomlar, çikolata kistleri ve benzeri problemleri laparoskopi yöntemleri ile tedavi edebiliyoruz. Her zaman cerrahi gerekmiyor. Bu tip hastalarımızda bazen de fizyoterapi yöntemleriyle ve benzeri uygulamalarla da tam bir kür sağlayabiliyoruz. Pelvik ağrıları yaşayan hastalar doktor doktor geziyorlar. Hiçbir doktor bu hastaları üstlenmek istemiyor. En önemli problem bu. Onun için ağrı klinikleri çok ihtiyacımız var. Bu ağrı kliniklerinde gerçek tanıyı alıyorlar ve tedavi olabiliyorlar" ifadelerini kullandı.
"Bazı yanlış beslenme alışkanlıkları pelvik ağrıya neden oluyor"
Pelvik ağrıyla hatta kronik pelvik ağrı ile gelen hastalarımızın çok önemli bir kısmında da bu ağrıya neden olan bazı beslenme yanlışları saplıyoruz diyen Prof. Dr. Ünlü, "Hastalarımızın pek çoğunun tek taraflı beslendiği, bağırsak hareketlerinin hemen hemen hiç olmadığı, bazıların haftada 1 ya da 2 kere tuvalete çıkabildiklerini, kabızlık gibi bağırsak problemlerinin tamamen pelvik ağrıya yol açtığını görüyoruz. Bu çok önemli bir problem. Diyetisyen arkadaşlarımız pelvik ağrı ekibini bir parçasıdır. Uygun diyetle, lifli ve posalı gıdalar yedirerek, daha çok su içmelerini sağlayarak, tek yönlü beslenme zincirini kırarak bu hastalarımızı tedavi edebiliyoruz. Hastalarımıza bu konudan uzman kliniklere, pelvik ağrı kliniklerine ve bu konuyla uğraşan meslektaşlarımıza gitmelerini öneriyoruz" açıklamalarında bulundu.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.