Prof. Dr. Aybar: “‘Sepet’ Değişse De Enflasyon Fazla Değişmez”
TÜİK tarafından geçtiğimiz günlerde değiştirilen enflasyon hesaplamalarını değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Öğretim Üyesi Prof.
TÜİK tarafından geçtiğimiz günlerde değiştirilen enflasyon hesaplamalarını değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, bu düzenlemelerin enflasyon oranında radikal bir değişiklik oluşturmayacağını, ancak enflasyon hesaplamalarında yalnızca TÜİK'in değil, daha geniş katılımlı bir yapının söz sahibi olması gerektiğini söyledi.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) geçtiğimiz günlerde güncellediği enflasyon hesaplamaları, kamuoyunda farklı yorumlara neden oldu. Bu tip güncellemelerin her yılın sonunda yapılageldiğini söyleyen İstanbul Aydın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, bu değişikliklerin enflasyon oranına direkt olarak etki etmeyeceğini, sadece dönemsel fiyat değişikliklerinden dolayı birtakım dalgalanmaların olabileceğini söyledi.
"TÜİK hesaplama yöntemini değiştirdi"
TÜİK'in enflasyon sepetindeki ürün kalemlerinin ağırlıklarını hesaplarken mevsimsel ürünlerin ağırlığını her ay değiştirdiği bir hesaplama yöntemini kullandığını, 2017 yılı Ocak ayından itibaren ise Avrupa Birliği tarafından önerilen, her ürünün yıl boyunca ve bütün aylarda aynı ağırlığa sahip olduğu sabit ağırlık yöntemi kullanılmaya başladığını kaydeden Prof. Dr. Aybar, "TÜİK, Hanehalkı Bütçe Anketi'ni kullanarak Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) değerlerini hesaplar. Bu ortalama bir tüketicinin satın aldığı belli ürün ve hizmet grubunun fiyatlarındaki ortalama değişimleri gösteren bir endekstir. Yıllık enflasyon buna göre ölçülür. Yapılan hesaplamalarda kullanılan endeks sepeti ve ağırlıklar hanehalkına sorulan sorulara göre oluşturulur" dedi.
"Mevsimsel değişiklikler yakalanabilecek"
Endekse eklenen stor perde, derin dondurucu ve test kitabı gibi maddelerin de enflasyon değerine yüksek bir etki yapmasının beklenemeyeceğini ifade eden Prof. Dr. Aybar, "Daha önce ağırlıkların sabit olması ve mevsim koşulları nedeniyle incelenen ayda üretilmeyen ve satılmayan maddelerin sepetteki ağırlığı sıfıra iniyordu, incelenilen ayda satılan ya da üretilen maddelerin ağırlığı ise yükseliyordu. Yeni uygulamada sabit ağırlıklar kullanılacak bu da mevsimsel etkilerin yakalanabilmesini sağlayacak. Ancak bu düzenlemenin enflasyon verisinde yol açacağı etkinin yalnızca düşüş ya da artış olacağı söylenemez. Bilindiği gibi yaz aylarında sebze-meyve fiyatlarında üretim nedeniyle bir düşüş yaşanır. Ağırlıkların sabit olması bu düşüşün enflasyona daha az yansımasına yani enflasyon eski yönteme göre daha yüksek çıkmasına neden olur. Kış aylarında ise bunun tam tersi gerçekleşir" diye konuştu.
"Değişiklikler normal"
Endekste ağırlıkları artırılan ve düşürülen kalemlere bakıldığında düşük gelir gruplarının harcamalarında yüksek yer kaplayan gıda ve barınma gibi harcamaların ağırlıkların düştüğünü söylenebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Aybar, "Bu ve benzeri mal ve hizmetleri ağırlıklı olarak tüketen hanehalkı için enflasyon, hissedilenden daha düşük gerçekleşecek. Ana akım iktisat yazını tüketici geliri arttıkça gıda harcamalarının toplam harcama içindeki payının azalırken kültürel harcamalara ayrılan payın arttığını vurgular. Türkiye'de kentleşmedeki artış ve dünyada yaşanan teknolojik gelişme göz önünde bulundurulduğunda, tüketim malları harcama gruplarının gıda ve barınmadan farklı sektörlere kaymasının beklenmesi normaldir. Bu nedenle gıda ve barınmanın harcama içindeki payının azalması gerekir" şeklinde konuştu.
"TÜİK'in yapısı değiştirilmeli"
Enflasyon sepeti oluşturulmasında Avrupa Birliği'nin kullandığı milli muhasebe usullerinin kabulü ve adapte edilmesi yoluna girilebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Aybar, "Bu konuda yalnızca hükümetin atadığı bürokratların yetkili kılınması, toplumsal algıyı olumsuz etkiliyor. Bu yüzden, TÜİK'in yapısı değiştirilmeli, üniversiteler, TOBB, mesleki kuruluşlar gibi kurumların da enflasyon hesaplanmasında gözlemci olarak temsili mümkün kılınmalıdır. Türkiye'nin öncelikli gündemi, enflasyon hesaplamasının ötesinde, sınai ve ticari aktivitenin arttırılması için alınacak tedbirler ve bu alanların ölçümü ile de bağlantılıdır. Döviz kurlarının stabilizasyonu, faizlerin gerçekçi seviyelerde tutulması da ekonomi için önem arz ediyor" ifadelerini kullandı.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.