Ramazan’da Kalp Sağlığına Dikkat
Adana Özel Ortadoğu Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Oytun Baykan, "Özellikle bol yağlı, kalorili ve hızlı yenilen iftar yemeklerinden sonra...
Adana Özel Ortadoğu Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Oytun Baykan, "Özellikle bol yağlı, kalorili ve hızlı yenilen iftar yemeklerinden sonra kalp hastalarının kalp krizi geçirme riskleri yüksek" dedi.
Doç. Dr. Baykan yaptığı açıklamada, yapılan araştırmaların oruç tutmanın sağlıklı kişiler için yararlı olduğu ve kalp damar sisteminde pıhtılaşma riskini azalttığını gösterdiğini, bunun yanı sıra, oruç tutanlarda iyi huylu kolesterol olan HDL'nin arttığını, kötü huylu kolesterol olan LDL ve trigliserid düzeylerinin ise genellikle azaldığını belirtti.
Kalp ve damar hastalıkları için iyi bilinen bir risk faktörü olan homosistein aminoasidinin de oruç tutan kişilerde azaldığının ispatlandığını vurgulayan Doç. Dr. Baykan, "Tüm bunlara karşın özellikle koroner kalp hastalığı tedavi edilmemiş kişiler ile son 1 yıl içerisinde kalp krizi geçirenler, kontrolsüz hipertansiyonu olanlar, ileri derecede kalp yetersizliği hastaları, ciddi ritim bozukluğu olanlar ve önemli kalp kapak hastalığı bulunanlar için oruç tutmak riskli olabilir. Bu nedenle oruç tutmak isteyen kalp hastalarının mutlaka öncesinde doktoruna danışması gerekmektedir" diye konuştu.
Özellikle bol yağlı, kalorili ve hızlı yenilen iftar yemeklerinden sonra bu hastaların kalp krizi geçirme risklerinin yüksek olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Baykan şunları kaydetti:
"İftarda çabuk ve çok miktarda yemek yemekten kaçınılmalı, öncelikle hafif bir kahvaltı veya çorbayla başlanmalı, sonrasında bol sulu, kızartılmamış, sebzeden zengin, az yağlı bir öğünle devam edilmelidir. Akdeniz mutfağı olarak adlandırılan sebze ve salata ağırlıklı, et olarak da daha çok balığın ön planda olduğu beslenme biçimi tercih edilmelidir. Özellikle tereyağı, margarin ve hayvansal yağlardan, hamur işi yemekler ve böreklerden uzak durulması gerekmektedir. Günlük tüketilmesi gereken besinler ve sıvılar iftar ve sahur arasında bölüştürülerek az miktarda ve sık öğünler şeklinde alınmalıdır. İftardan 1-2 saat sonra ise hafif tempolu bir yürüyüş, bisiklete binmek ya da yüzme gibi egzersizlerin yapılması ise metabolizmanın ve kan dolaşımının düzenlenmesine yardımcı olabilmektedir."
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.