Samsun’da “Doğuma Hazırlık” Programı
Samsun'da "8 Mart Dünya Kadınlar Günü"ne özel "Doğuma Hazırlık" konulu program düzenlendi.
Samsun'da "8 Mart Dünya Kadınlar Günü"ne özel "Doğuma Hazırlık" konulu program düzenlendi.
Anne adaylarına ve annelere özel olarak hazırlanan programda, Büyük Anadolu Hastanesi Doğum Okulu Transformel Nefes Eğitmeni Dr. Canan Süleymanoğlu, Uzman Psikolog Selin Pekşen, Uzman Diyetisyen Sevinç Sevinçer ve Spor Eğitmeni Deniz Kocaman tarafından kadınlara kendi alanlarındaki konular hakkında bilgi aktarıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri Genel Müdürü Güner Armutlu, "Doğum Okulumuzun da kuruluş tarihine gelen bu anlamlı günde sizlerle bir arada olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu okul Anadolu Hastaneleri'nin bu zamana kadar gerçekleştirmiş olduğu en önemli projelerden bir tanesidir. "Sağlıklı bebekler, mutlu aileler" anlayışıyla kurulan Doğum Okulu'nda normal doğuma teşvik etmek amacıyla alanında uzman eğitimcilerimiz tarafından anne adayları yönlendirilmektedir. Çünkü sezaryen doğumlar gerçekten bizim de istemediğimiz, dünya literatüründe istemediği doğum şeklidir. Çünkü sezaryen doğum bir ameliyattır Eğitimlerimizde anne adaylarına, transformel nefes, psikolog, diyetisyen ve spor eğitimi destekleri veriliyor. Bu düşüncelerle doğumdan, ölüme kadar hayatımızın her anında varlıklarını hissettiğimiz, bizi biz yapan değerli kadınların bu özel gününü yürekten kutlar, sağlıklı günler dilerim" dedi.
İnsanın doğduğu günden itibaren travmalarla karşılaşabileceğini aktaran Dr. Canan Süleymanoğlu, "Kadın yaşamı boyunca duygusal blokaj yaşamamalıdır. Kadının duygusal blokajı koşulsuz sevgiyi hissetmesine engeldir. Dolayısıyla doğuracağı çocuğa hissettirmesi de engelli olacaktır. Koşulsuz sevgiyi deneyimlemeyen kadın karşısındakine koşulsuz sevgiyi veremez. Bu da kadının kendisine ve çevresine dolayısıyla ailesine zarar vermesine sebep olur. Çocuğun kişiliğini çevresel, genetik ve kader faktörleri etkiler. Çevresel faktörü oluşturan en çok bakıcısıdır. Bu da çoğunlukla anne olur. Koşulsuz sevgiyi deneyimlememiş annenin nefesi, nefes şablonu buna göre oluşmuştur. Dolayısıyla bu nefes şablonunu bebeğine aktarır. Bu şu demektir. Mutlu anne, mutlu bebek, güvensiz anne, güvensiz bebek. Annenin nefesi düzeldiğinde derin bir oh çekerek hayatı yaşadığında, iyi ki bu dünyaya gelmişim, iyi ki bu bebeği doğurmuşum, düşüncesiyle devam ettiğinde bu düşünce çocuğuna geçecek ve mutlu bireyler olarak yansıyacaktır. Biz doğum okulunda anneyi sadece fiziksel doğuma hazırlamıyoruz, aynı zamanda blokajlı nefes şablonuna sahip anneyi transformel nefes tekniğiyle blokajlarını kaldırıp koşulsuz sevgiyi deneyimleyebilecek hale getiriyoruz" diye konuştu.
Uzman Psikolog Selin Pekşen ise, "40 Haftalık gebelik süreci bebeği var ettiği ve geliştirdiği kadar; kadının anneliği kazanmasına da aracılık eder; anneliğe geçiş sürecidir. Rolünün bu süreçte farkına varan ve devamında çocuğunun bakımına tam anlamıyla katkıda bulunan kadın "anneliği gerçekleştirir" ve dolayısıyla kendini gerçekleştirir. Kadının iyi annelik sorgulamaları "çocuğun gelişimine katkıda bulunmak, beslemek, temizlemek" yani bakım verme ve manevi konular üzerine odaklanırken, erkeğin iyi babalık sorgulamaları "bez, mama, yiyecek, giyecek masraflarının karşılanması, gelecek kurma, yatırım yapma" koruyucu ve maddi konular üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu farklılık kadının "yuva yapıcı" erkeğin ise "kaynak sağlayıcı" rollerinden gelmektedir. Sevgi ve Sahiplenme ise ortaktır. Kısaca; anne bir çocuk doğurur, ardından bir sistem oluşur. Kadının doğum gücü başarma hissini barındırır. Bu da ondan çocuğuna aktarılarak döngüsel bir şekilde devam eder" açıklamasında bulundu.
Hamilelikte beslenme
Diyetisyen Sevinç Sevinçer de, "Hamilelik döneminde yeterli ve dengeli beslenme bebeğin kemik, organ ve zihin gelişimi için önemlidir. Annenin hamilelik boyunca tüm depolarının hem kendi hem de bebeği için dolu olması gerekmektedir. Doğumdan sonra beslenmeye anne sütü ile devam ediyoruz. Anne sütü bir mucizedir. Bebeğin sağlık durumuna göre sütün içeriği değişir. Bağışıklığını güçlendirir, hastalıklardan korur ve zihin gelişimini arttırır. İlk 6 ay bebeğimizi anne sütüyle besleyip sonrasında ek gıdalarla günlük yiyeceklerden tüketmesini ve enerji ihtiyacını almasını sağlamalıyız. Sonrasında bebeğimiz büyür sağlıklı bir çocuk ve genç olur. Hamilelik döneminden itibaren demir desteği almayı unutmayın" şeklinde konuştu.
Gelecek neslin sağlıklı olması için sporun ve egzersizin günlük alışkanlık ve yaşam tarzı haline getirilmesi gerektiğine dikkat çeken Spor Eğitmeni Deniz Kocaman, bu alışkanlığın anne karnında egzersiz yaparak kazanabildiğini belirterek, hamile iken pilates, yoga ve esneme hareketleri ile kasları güçlendirip, doğumun kolaylaşabileceğini söyledi.
Genel Müdür Güner Armutlu, İşletme Müdürü Yasemin Turan, Kurumsal İlişkiler ve İş Geliştirme Müdürü Fatih Esen ve katılımcıların takip ettiği programın sonunda Doğum Okulu'nun 1. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla pasta kesimi yapıldı.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.