Şeker Hastaları Yapay Pankreasla İstediğini Yiyebilecek
Şeker hastalarının istediğini yiyip içmesine imkan verecek olan, gereken insülini hastaya otomatik olarak verdiği için yapay pankreas olarak da anılan teknolojinin...
Şeker hastalarının istediğini yiyip içmesine imkan verecek olan, gereken insülini hastaya otomatik olarak verdiği için yapay pankreas olarak da anılan teknolojinin 2 yıl içerisinde Türkiye'de satışa sunulması bekleniyor.
Türkiye'de 11 milyon diyabet hastasını doğrudan ilgilendiren ve ilki İzmir'de düzenlenen 1. Diyabet Teknolojileri Sempozyumu, uluslararası katılımla başladı. Her 6 saniyede 1 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan ve SGK verilerine göre Türkiye'de sağlık için ayrılan her 4 liradan 1 liranın harcandığı diyabet hastalığının tedavisinde gelinen son teknolojik gelişmeler ve yeni tedavi yöntemleri de sempozyumda tanıtıldı. Şeker hastalarının istediğini yiyip içmesine imkan verecek olan, gereken insülini hastaya otomatik olarak verdiği için yapay pankreas olarak da anılan teknolojinin, 2 yıl içerisinde Türkiye'de satışa sunulmasının beklendiğini söyleyen Prof. Dr. Selçuk Dağdelen, "Türkiye'deki diyabet hastalarının yüzde 60'ı şeker hastası olduğunun farkında bile değil. Avrupa'daki ülkelerden 4 kat fazla diyabet hastasına sahip olduğumuz göz önüne alınırsa bu sempozyumun önemi daha çok anlaşılır" dedi.
"Çocuklarda diyabet artıyor"
Sempozyumun Eşbaşkanı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Damla Gökşen, daha çok çevresel faktörlere bağlı olarak çocukluk çağında görülen tip 1 diyabetin, son yıllarda artış gösterdiğine vurgu yaparak, Türkiye'de her 100 bin çocuktan 11'nde diyabet görüldüğünü söyledi. 10-14 yaş aralığında yüzde 40, 5-9 yaş aralığında yüzde 25 ve 5 yaş ve öncesinde ise yüzde 15 civarında diyabetli çocuk olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Damla Gökşen, "5 yaş ve öncesi çocuklarda diyabette artış var. Bu artışın tam nedeni araştırılsa da çocuklarda obezin yaygınlaşması önemli bir neden. Ayrıca çevresel faktörler de var. Kış aylarında özellikle viral enfeksiyonlara neden olan virüsler, şeker hastalığını tetikliyor. Üstelik bu çocuklarda körlük, böbrek yetmezliği, kalp krizi gibi şeker hastalığından doğan komplikasyonların görülme olasılığı daha yüksek" diye konuştu.
Yapay pankreasa 1 adım kaldı
Pankreası taklit edebilecek bir cihaz olarak tasarlanan ve yapay pankreas denilen cihazların şeker hastalarının hayatını tamamen kolaylaştıracağını ifade eden Prof. Dr. Damla Gökşen şunları söyledi:
"Yapay pankreasla ilgili çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Türkiye'de yaklaşık 2 yıl sonra piyasaya çıkacağını ve diyabet hastalarının kullanabileceğini öngörüyoruz. Yapay pankreas, telefon ya da kol saati şeklinde olacak. Glikoz sensörü, insülin dozunu hesaplayıcısı ve akıllı pompadan oluşan 3 sistemden meydana geliyor. Alıcıdaki algoritma, kişinin hareketlerine, yediğine içtiğine göre ne kadar insülin gerektiğini hesaplıyor ve insülin pompasına gerekli dozu vermesi için sinyal veriyor. Sistem gereken insülini otomatik olarak hastaya veriyor. Bu nedenle şeker hastası istediği şeyi yiyebilecek" dedi.
Yapay pankreasla birlikte, diyabet hastalarının parmaktan kan şekerini daha az ölçeceğini, insülin yapmaktan kurtulacağını ve şekerlerinin normal seviyede seyredeceğini belirten Prof. Dr. Gökşen, "Yapay pankreas da olsa bunlar insan yapımı şeyler, bozulabilirler. Bu nedenle hiçbir zaman "hastalık bitti" ifadesini kullanamayız. Şu an kullanılan sistemde hastalar, yemek yiyecekleri zaman karbonhidrat sayıyor. Bu oranı pompaya giriyorlar. Yani yine insan müdahalesi söz konusu. Yapay pankreasta ise yemek yendiğinde pompa algılayacak ve insülini kendi ayarlayacak."
"Avrupa'yı 4'e katladık"
Diyabetin 20 yıl içerisinde 500 milyondan fazla insanı etkileyeceğini belirten Sempozyum Eşbaşkanı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Selçuk Dağdelen, "Türkiye'de şu an 11 milyon diyabet hastası var ve ne yazık ki bu kişilerin yüzde 60'ı diyabet hastası olduğunun farkında bile değil. Yani tanısı konulmamış. Her yıl 5 milyon kişi ne yazık ki diyabet nedeniyle hayatını kaybediyor. Küresel sağlık harcamalarının yüzde 12'si diyabete harcanırken, SGK verilerine göre Türkiye'de sağlık için ayrılan her 4 liranın 1 lirası diyabete harcanıyor. Tüm bu harcamalara ve ölüm oranlarına rağmen, diyabet hastaları hastalıklarını kontrol altında tutamıyor. Yani bir farkındalık söz konusu değil. Avrupa ülkelerine göre Türkiye'de 4 kat fazla diyabetin görüldüğüne de dikkat çekmek gerekiyor" dedi.
Neden şeker hastası oluyoruz?
Teknolojiyle birlikte gelen yeni yaşam biçimleri nedeniyle tüm dünyada diyabette artış yaşandığına vurgu yapan Prof. Dr. Dağdelen, "Hareketsiz yaşam, yoğun ve stresli hayat tarzı ve buna bağlı olarak hızlı ve çabuk beslenme zorunluluğu diyabetin artışında rol oynuyor. Türkiye'de ise insanlar teknolojinin daha çok esiri oluyor, bir başka deyişle bağımlı oluyoruz. Ayrıca toplum olarak spor yapmayı pek sevmiyoruz. Ve tabi ki fast food denilen hızlı tüketilen yiyeceklerini toplum olarak seviyoruz. Amerika'da bu hamburgerse, Türkiye'de döner, lahmacun gibi yiyecekler diyabetin artmasında önemli bir faktör. Yağlı, hamurlu ve şekerli gıdalar da diyabeti tetikliyor" diye konuştu.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.