Kocaeli'nin Gebze İlçesinde, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Gebze Belediyesi'nin ortaklığında "İçimizde ki Kahramanlar 15 Temmuz Gecesini Anlatıyor" konulu program düzenlendi.
Gebze Belediyesi ile Gençlik ve Spor Bakanlığının ortaklığında düzenlenen "İçimizde ki Kahramanlar 15 Temmuz Gecesini Anlatıyor" konulu programda 15 Temmuz Kahramanları Gebzeliler ile buluştu. Gebze 15 Temmuz Milli İrade Kent Meydanında gerçekleşen programa Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker, Gebze Kaymakam vekili Hasan Gözen, Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Hizmetleri Daire Başkanı Rasim Arı, 15 Temmuz Gazileri Emin Oğuz Ayanoğlu, Sabahattin Ocak ve Yasin Yavaş ile çok sayıda Gebzeli vatandaş katıldı. Program hain darbe girişiminde şehit olan 249 kişi için okunan dua ile başladı. Duanın ardından Kum Sanatçısı Veysel Çelikdemir, kumdan resimler yaptı.
"Biz meydana ilk çıkanlardandık"
Hain darbe girişiminin yaşandığı gece 15 Temmuz Şehitler Köprüsünde şehit olan Onur Ensar Ayanoğlu'nun abisi Emin Oğuz Ayanoğlu, "15 Temmuz gecesi her zaman olduğu gibi işimden dönüyordum. Metrobüse geldiğimde, metrobüsün teknik bir arızadan dolayı çalışmadığını söylediler. Bir müddet daha bekledikten sonra evde olan ailemi aradım ve nelere olduğunu sordum. Onlar bana köprünün askerler tarafından kapatıldığını söylediler. Daha sonra Üsküdar'dan yolumuzu uzatıp evimize gelemeye çalıştık. Yollar kalabalıktı. Yolda gelirken bir arkadaşım bir astsubayı arayarak abi hayırdır bir durum mu var diye sorduğunda o astsubay ona, çok gizli bilgiler var telefonda söyleyemem evinize gidin yoksa ölürsünüz dedi ve suratına kapattı. Biz bunu duyunca durumun ciddi olduğunu anladık. Hemen mahalle toplandık aramızda istişare yaptık. Sonrasında cumhurbaşkanımızın evinin oraya çıkmaya karar verdik. Biz meydana ilk çıkanlardandık. Çevrede 20 30 kişi vardı. Kimse durumun farkında değildi. Zamanla kalabalık arttı" dedi.
"Kardeşimin bana son söylediği şey, sakın yanımdan ayrılma oldu"
Köprüye gitme amacının kardeşini almak olduğunu belirten Ayanoğlu, "Artan kalabalık köprüye gidelim, köprüyü açalım, köprüyü kurtaralım diyordu. Bizde köprüye gitmeye karar verdik. Kardeşimi de almak istedim. Kardeşimi aradığımda ulaşamadım onun köprüye gittiğini öğrendim. Sonrasında arkadaşımı alıp kardeşimi bulmak için köprüye doğru gittim. Köprüye gelmeden ATM'lerin orada kardeşimle buluştuğumda üstü başı kan içindeydi. Benim iyiyim, yaralılara yardım ettim, çok kişiyi öldürdüler bunlar onların kanı dedi. Benim oraya gitme amacım kardeşimi almak bir kenara çekmekti. Çünkü Onur çok vatanına bağlı bir insandı. Kalabalığın içinden bir vatandaş hep beraber darbecilerin üstüne gidelim diyordu. İçimde o an bir şeyler oldu ve Onur'a bizde gidelim dedim. Kardeşimin bana son söylediği şey, sakın yanımdan ayrılma oldu. Bu hainler bizim tam karşımızdaydı. Gişelerden çıktık biranda bizi taradılar. Ben tam ortada kaldım. Arkama dönüp yere siper almak isterken kuşunu kalçamdan yedim ve kasığımdan çıktı. İlk başta vurulduğumu hissetmedim. Ayağa kalktığımda ayağımın oynamadığını görünce vurulduğumu anladım. O anda kardeşimle irtibatı kaybettik. Birkaç vatandaş beni arabaların olduğu yere kadar taşıdılar. Aradan on saniye sonra önüme kardeşimi bıraktılar. Onur ağır yaralıydı. Boynundan şah damarından vurulmuştu. Düştüğü yerde şehit olmuştu kardeşim" şeklinde konuştu.
"Tank içinde bayan olan aracı ezince, koşarak tankın üzerine çıktım"
Hareket eden tankın üzerine çıkarak tanktaki yüzbaşıyı yumruklayarak bayıltan ve o anları anlatan Yasin Yavaş, "Tank önüne bir tane arabayı almış sürükleyerek geliyordu. Kıvılcım çıkıyordu. Ben dedim herhalde biri ateş ediyor ya da tanka birileri saldırdı ama tank olduğunu anlayabiliyordum. Altına aldığı arabanın içinde bir tane bayan vardı. Bayanın kocası tankın arkasından koşuyordu. Tankı durdurun eşimi içinden alayım aracı ezin diye bağırıyordu adam. Tank durmayarak içinde ki bayanı ezdi ve önümüzden geçti. Ardından bende arkasından koşmaya başladım. Koştum yetiştim tanka çıktım. Darbeci yüzbaşı, sakın durma gerekirse ateş edin ve gerekirse ateş edin diye emir veriyordu. Tank sağ tarafa doğru yöneldi. Ben sen ne yapıyorsun, durdursana tankı dedim. Sen çabuk aşağıya in yoksa seni de vururum deyince bende onu sıkıştırdım yumruk atmaya başladım. Burnunu, dişlerini kırdım, dudaklarını patlattım. O sırada araçlardan patlayan cam parçaları benim suratıma gelmeye başladı. Yumruk ata ata bayılttım ben onu" ifadelerini kullandı.
"Hastanede, sizi sokağa dökenler sizi gelsin de kurtarsın demeye başladılar"
Darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsünde ilk vurulanlar arasında bulunan ve hastaneye gittiğinde olanları anlatan Sabahattin Ocak, "15 Temmuz gecesi ben yatmıştım uyuyordum. Oğlan seslendi, baba darbe var dedi. Bende bundan sonra darbe niye yapılsın ki güllük gülistanlık bir memlekette darbe mi olur dedim. Televizyonu açtık kıyamet kopuyordu. Evden çıktım köprüye gittim. Duraklamadan 3-4 kişi beraber hareket ettik. Üsküdar'dan gelenlerde bizimle beraber oldu. Bağırarak tanklara 25-30 metre kalıncaya kadar indik. Önümüzde de bayraklı bir kız çocuğu gidiyordu. Çocuğa biraz yavaş git te hep beraber gidelim ayrı gitme dedim. Bir ateş açıldı çocuk yere düştü. Ben iki üç adım attım çocuğu kaldıramadan mermi bana geldi bende yere düştüm. Ayağa kalktım yine yere düştüm. Bacağım omuzuma geldi benim. Bacağımın koptuğunu anladım. Sonra iki kişi gelerek beni aldı ve çevik kuvvet panzerinin içine attı. Hastaneye gittik. Hastanede bir sedyeye yatırdılar. Herhalde ilk önce ben gitmiştim. Hastaneye gittikten on dakika sonra benim yanıma 6 sedye daha soktular. Bir yerden değil 3-4 yerden yaralılar geldi. Sonra kızımda geldi. Bana sabaha kadar dikiş atan olmadı. İğne vuran da olmadı. Bazıları da diyorlardı ki, sizi sokağa dökenler sizi gelsin de kurtarsın demeye başladılar" dedi.
İHA