Yaşar Üniversitesi "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü" kapsamında, şehitleri anma ve darbe girişimini kınama töreni düzenledi. Selçuk Yaşar Kampusundaki Atatürk büstüne çelenk konulup saygı duruşunda bulunuldu, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aylin Güney de "15 Temmuz açısından demokrasi kültürü" başlıklı bir konuşma yaptı.
Anma töreni ve konferansa, Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Feyhan Yaşar, Rektör Prof. Dr. Cemali Dinçer, rektör yardımcıları, dekanlar, akademisyenler ve idari personel katıldı. Konferanstan önce, Rektör Prof. Dr. Cemali Dinçer Atatürk büstüne çelenk koyarak katılımcılarla birlikte saygı duruşunda bulundu. Törenin açılışında konuşan Rektör Dinçer, üniversite olarak yüce milletimizin, iradesine, demokrasimize ve milli birliğine karşı yapılan menfur darbe girişimini bu vesileyle tekrar şiddetle kınadıklarını belirtti. Prof. Dr. Cemali Dinçer, "15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilmek istenen darbe girişimine karşı, Cumhuriyetimize ve demokrasimize sahip çıkan, bu uğurda şehit düşerek yaşamını yitiren vatandaşlarımız ile laik, demokratik Türkiye Cumhuriyetini kuran başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere Cumhuriyetimizi bugüne kadar yaşatan tüm şehitlerimizi, saygıyla anıyor kendilerine Allah'tan rahmet diliyorum" dedi.
Dinçer, "Bizler, Cumhuriyetimizi, demokrasimizi, vatanımızı ve yarınlarımızı korumak için eğitimde ve bilimde en mükemmeli yakalamak, Atatürk'ün beyan ettiği üzere halkımızın muasır medeniyet seviyesine ulaşmasında, öncülük yapmak için canla başla çalışmaya devam edeceğimize söz veriyorum" diye konuştu.
İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aylin Güney, "15 Temmuz açısından demokrasi kültürü" konulu bir konuşma yaptı. Darbeleri sonsuza kadar önlemenin yolunun, demokrasiyi tamamıyla özümsemekten ve yönetim biçiminden ziyade bir erdem ve kültür olarak kabul etmekten geçtiğini ifade eden Prof. Dr. Güney, "Kuralları ve işleyişi herkes tarafından kabul görmüş, gelişmiş, yerleşik hale gelmiş demokrasilerde, askeri darbeler kabul edilemez bir olgu. Demokratikleşme bir süreç ve ne kadar hızlı bir şekilde yöneten ve yönetilenler, asker ve sivil, toplumun her kesimi tarafından demokrasinin gerçekten tek çıkış yolu olduğu içselleştirilirse o zaman askeri darbeler ve diğer sorunlar gerçekten ortadan kalkar" dedi.
Demokrasi tek yol
Türkiye 1920'lerden itibaren geçiş yaptığı, 100 yıllık bir demokrasi kültürüne sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Güney, "Türk demokrasi tarihinin çok muzdarip olduğu askeri darbeler ve sonrasında çekilen sıkıntılar, yine sadece ve sadece demokrasiyi bütüncül haliyle yerleşik hale geldiği zaman askeri darbelerin konuşulmayarak, defterin kapanacağına inananlardan biriyim. Demokrasinin ülkemizdeki 100 yıllık serüveninde, bu yönetim biçiminin ve kültürünün, insana yakışırlığına yürekten inanarak geçmiş darbeler sırasında ya da başka nedenlerle, sadece, inandıkları gerçek demokrasi yolunda şehit olanlara ödenecek en güzel vefa borcu, Atatürk'ün bu millete layık gördüğü demokrasiye sadece bir yönetim biçimi olarak değil, bir erdem olarak sahip çıkmak, korumak, yaşamak ve yaşatmaktadır. Demokrasinin bu topraklarda kök salmasına 100 yıl önce karar vermiş bir toplum olarak gelecek kuşaklara aktarabilmek için inançla çalışan, demokrasinin tek yol olduğuna ve milli birliğin tek yolunun yine bir erdem olan demokrasiden geçtiğine inanan, bu yolda 100 yıldır can veren bütün şehitlerimizi saygıyla anıyorum" diye konuştu.
İHA