Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kamulaştırılarak restore edilen Burdur Doğa Tarihi Müzesi, içinde barındırdığı 2 milyon yıllık kalıntılar ve yaban hayatı görselleri ile geçmiş ve yakın tarihe ışık tutuyor.
Kavaklı Rum Kilisesi iken Kültür ve Turizm Bakanlığınca restore edilen Burdur Doğa tarihi Müzesi, 2 milyon yıllık sırlarıyla ziyaretçi ve bilim insanlarına hizmet veriyor. 11 Mart 2016 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hizmete açılan müzede, Kemer ilçesindeki Elmacık Köyünde yapılan fosil kazılarında elde edilen ve sergilenecek alan bulunmadığı için bekletilen eserler sergileniyor.
Yalnızca doğa tarihi aktarılan tek müze
Maden Tetkik Arama Enstitüsünün açtığı Doğa Tarihi Müzesinin dışında Türkiye'de yalnızca fosil eserlerin tek bir binada toplandığı Burdur Doğa Tarihi Müzesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından müstakil olarak açılmış tek müze özelliğini de taşıyor. Müze Müdürü Hacı Ali Ekinci, "Birçok müzemizde fosil eserler var fakat arkeoloji ile yan yana ve iç içe sergileniyor. Bizim müzemiz ise tek başına doğa tarihi ile ilgili eserleri sergilemeye haizdir" dedi.
"Önümüzdeki yıl izin çıkarsa yine kazı yapma arzusundayız"
2006-2009 yılları arasında Burdur merkez Kemer ilçesi Elmacık köyünde yapılan kazılarda eserlerin gün yüzüne çıkarıldığını anlatan Müdür Ekinci, "2006 yılında dönemin Kültür Bakanı Atilla Koç'un ilimizi ziyareti sırasında Prof. Dr. Berna Alpagut hocamızın bilimsel sorumluluğunda ve Nurfettin Kahraman hocanın danışmanlığında Burdur Müze Müdürlüğü adına kazı izni verildi. 2006-2009 yılları arasında bu kazıyı gerçekleştirdik ve kazıyla birlikte ortaya çıkan malzemeler müzenin ana çekirdeğini oluşturdu. 2016 yılı içinde bölgede küçük bir araştırma yaptık, önümüzdeki yıl izin çıkarsa yine kazı yapma arzusundayız" ifadelerini kullandı.
2 milyon yıl önceki gerçek
Güney Filinin (Akdeniz Fili) 2 milyon yıl önceki tarihe ışık tuttuğunu dile getiren Müdür Ekinci, "2 milyon yıl önce yaşamışlar. Dünyanın çeşitli coğrafi evreleri var. Dünya ve yer kabuğu, büyük katmanların, kıtaların oluşması sırasında toprakların altında kalmışlar, bugün bunlar herhangi bir yerde, toprak sırtlarından, yamaçlardan, çatlayarak çıkıyorlar" şeklinde konuştu.
İHA